Değerli okurlarım, “futbol nereye gidiyor” diyoruz ya, dün de söylemiştim, futbolun bir yere gittiği yok. Onu “çirkinleştiren” bizleriz. Fakat güzelleştirmek de yine bizim elimizde. Nedense, onu çirkinleştirmeye daha fazla meyilliyiz. Futbolun getireceği faydaları bilip ve onun yanında samimi olarak dursak, inanın her şey daha da güzel olur, isot gibi tadından yenmez.
Futbol üç ihtimalli bir oyundur. Önce bunu içimize sindireceğiz. Daha önce de sözünü etmiştim hatırlayacaksınız. Futbolun cilvelerine hazırlıklı olmak gerekmektedir. Son dakikada mağlup da olursun, son dakikada galibiyeti de kaçırırsın. Kendi sahası ve seyircisi önünde oynamak çok büyük avantajdır bu kesin. Ancak bu büyük avantaj galibiyeti getiremeyebilir. Dünyanın sonu değildir ve her şeyin bir telafisi de vardır.
Bazı şehir takımları borç harç zemini ve tribünleri tamir ettiriyor, yeniliyor ve muhtemelen yeni sezona hazırlıyor. İnanın ki o tamirat ve yenileme az parayla olmuyor.
Bir makalemde anlatmıştım, takımları puan kaybetti diye fanatik olarak geçinenler yeni koltukları kırıp-kırıp sahaya atıyorlar. Burada, millet malına zarar vermekten dolayı önemli bir suç mevcut. Neden olanları kanun cezalandırır ditemiyoruz. Evet, işte bunu diyemiyoruz…
Adamlar tel örgüden atlayıp sahaya giriyorlar, ellerinde gül demeti yok. Ne var diyeceksiniz biliyorum. Ellerinde mutsa ve döner bıçağı bulunmakta ve sağa sola sallıyor. Aslında, suç onların değil, kanunlarımız yetersiz ve caydırıcı değil. Bu adamlar tutuklanıp karakola götürülüyor. Buraya kadar tamam ve istenilen gibi… Ondan sonrası yüz kızartıcı.
Akabinde kulüp başkanları karakola damlıyorlar. Belli insanlar, eşraf kişiler, öyle ya da böyle mesele halloluyor. Kulüp başkanları tahribat yapanları, sahaya girenleri nasıl oluyor da cezasız kurtarma operasyonunu gerçekleştiriyor hiç merak ettiniz mi? Ben çok merak ettim ve iki kez de tanık oldum bu haksız operasyona… Aynen şu ifadeler kullanılmıştı: “…Bu çocuklar takımın fanatikleri ve bu şehir için strese girdiler. Bir daha olmayacak, ben kefilim. Şu pavyonda akşam sizleri bekliyorum…”
Delikanlı federasyon sahayı haftalarca kapatırmış, kulübe şu kadar milyon para cezası verirmiş kimsenin umurunda değil. Zaten kulüp batsa bile yöneticilere özellikle başkanlara hiçbir şey olmaz, bir kurumları eksilmez. Avrupa’da istisnaların dışında böyle olayların olması söz konusu değildir. Çünkü biliniyor ki; sahaya girip de tutuklanırsam hayatım kayar.
Orada hem kanunların keskinliği ve biraz da kültür hadisesinin gelişmiş olması nedeniyle olaylar yok denecek kadar az. Adamlar sahaya giriyorlar ve üstelik kameralara da poz veriyorlar. Bu denli yüzsüzlük şımarıklık olur. Üstelik giderek de boyut kazanıyor.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
