İskenderun kabuğuna sığmayan bir şehir! Onun üstüne ne yaparsanız yapın, “doğru” şeyler yaparsınız. Yapılan ve yapılacak işler, eskiden planlanmış ise bu benim için daha anlamlı. Hedefleri şaşırtmadan ve çalışanların moralini de bozmadan, yapılacak eleştirileri çok geniş düşünmek üstünlük.
İskenderun’da seçilen tüm belediye başkanları bu Kent’te hizmet vermek için yoğun mesai harcadı. Bazıları takdir gördü bazıları ise görevlerini tam yerine getirmediğinden halk tarafından itibar görmedi. İtibar görmeyenlere şöyle derinden bir baktığımızda ise bizleri şaşırtan zenginlikleriyle gündeme geldiler ve toplumsal dedikoduların hedefi oldular. Allah yukarıda hazır ve nazır! Hata yapanlar muhakkak ölmeden sevap ve suçlarının karşılığını görecekler.
Tüm bunların yanında görevleriyle halka kendilerini sevdiren Abdulkadir Kocabaş, Mete Aslan, Dr. Yusuf Hamit Civelek ile seçimi kaybettikten sonra eleştiri yağmurlarına tutulan Seyfi Dingil görev yaptılar. Özellikle Mete Aslan’ın Çay Mahallesi ve sahil düzenlemesinde payı unutulamaz. Rahmetli Abdulkadir Kocabaş’ın İskenderun’un alt yapı projesinde başlattığı bir memleket kurtuluşuydu.
Dr. Yusuf Hamit Civelek doğru ve dürüst bir atılımın öncüsüydü. İyi niyet çerçevesinde başlattığı çabaları Mustafa Kemal Mahallesinde hala ses getiriyor. Seyfi Dingil ise kendi çabasını siyasi şekilde üst düzeylere duyurma başarısını gösterdi. İskenderun Millet Parkı ve Ziraat Bahçesinin son duruma gelmesinde payı büyük.
Genelleme gerekirse; sebze ve meyve hali. Çatalan içme suyu projesi (gerçi bu konu HBB uhdesinde olduğundan dolayı yorum yapamıyorum. Yıllardır yapılan bu büyük proje neden sonlandırıldı bilmiyorum. Adana-Ceyhan ve ilçeleri bu suyu kana-kana içiyorsa bizim suçumuz ne?..), Çöp Fabrikası. (o da bir zamanların popüler projesiydi dondu kaldı) İskenderun’a yeni yapılan İskele.
Gördüğümüz kadarıyla rüya dediğimiz yüzlerce projeler gerçekleşti. Bu projelerin çoğunu seçim kaybeden başkan ve ekipleri tasarladı ama hayata geçirilmesi yeni başkanlara nasip oldu. Belediyeler siyasi kurum olduklarından, çoğu seçmenin başkan ve idare heyetinden beklentileri olması doğal. Seçmenin dışında bazı kişilerinde beklentileri olması bence sakıncalı! Duyuyor, görüyoruz ve geçmişte neler yaşandı halen belleklerimizde.
Şimdi gelelim Fatih Tosyalı ve ekibine. Geçtiğimiz gün bölgede yapacağı asfalt ve kaldırım çalışmalarıyla ilgili basına bilgi verme toplantısına biraz geç olsa da katıldım. Etrafa baktım herkeste bir suskunluk var. İlk önce anlam veremedim ama daha sonra konuya malik oldum. Anladığım kadarıyla bir basın mensubu arkadaşımıza karşı kırıcı laf söylenmiş. Hatayı ben başkanda buluyorum. Başkan ne olursa olsun sakin ve hoş görülü olmalı. Gazetecinin görevi, görevleri doğru da yapsan kötü de yapsan eleştirecek. Şayet o gazetecinin hedefine de girmişsen yazar da durur. Önemli olan onun yazdıklarının gerçeğini onunla birlikte çözümünün bulunmasıdır. Bazen bu olaylara tahammül de edilmeyebilir. Geçmişte bu gibi olayları canlı şekilde yaşadık. Allah korusun biri ölebilirdi. Ağzında kan da olsa tükürmeyeceksin. Bu büyüklüktür.
Tosyalı’nın bölgemize yaptığı, yapacağı hizmet çizelgelerinde çok büyük hedefleri var ama bölgesel olarak ilçe belediye başkanlarından gerekli beklentileri bulamayabiliriz. HBB olduktan sonra çoğu görevler ilçe belediye başkanlarından alındı. Bu gibi konular, hükümetin çıkardığı kanunla deklare edildi. İlçe belediye başkanlarının gelirleri düştü. İlçe belediyeleri gelir elde etmek için zabıta kolluk kuvvetlerine ait araçlarla şehri devamlı gezip, yanlış park halinde bulunan araçlara ceza yazıyorlar. Buradan elde edilen gelirlerin yanında, geçmişe yönelik ilan, emlak ve çöp vergileri de tahsil edilirse belediye iş yapar durumda olur. Bu paraları toplayamaz ise gelir olmadığından yapılacak işler uzun zamana sarkar. Gelir düzeyi çok olduğunda yapacak çok işler var. Önemli olan belediyeler kanununda gerekli düzenlemeler yapılarak, iller bankasından gerekli şekilde maddi gelirin vasatın üstünde olmasıyla yeni bir yeniliğin temelleri atılabilir.
Hatayspor şampiyon oldu ve süper ligde mücadele edecek. İş adamımız Recep Atakaş ismini de verdi. Artık tüm spor karşılaşmalarında Atakaş ismiyle ön plana çıkacak. HBB merkezi Antakya ilçesi olduktan sonra, Hataysporun bu seviyelere gelmesi çok doğal. Bazen düşünüyorum çok eski zamanlarda, İskenderunspor ve Hatayspor çekişmeleri çok lezzetliydi. Antakyalılar İskenderun’u sever mi asla sevmez. İskenderunlularda onları sevmez. Tabi yalnız sportif olarak! İskenderunspor’un üçüncü ligden ikinci lige çıkmasında Recep Atakaş’ın çok güzel jesti unutulmaz. Takım ikinci lige çıktı ama bizler takımımıza sahip çıkamadık. İskenderunspor düşüşe geçti ve sonunda takım kapanın elinde eridi tuz-buz oldu. Çünkü gönülden iş adamlarımızın eksikliğini hep hissettik.
Atakaş, Hatayspor’a yardım yaptıysa aynı girişimlerin hasını zamanında İskenderunspor’a da yaptı. Mete Aslan halen sağ ve canlı şahidi.
İskenderun Belediye Başkanı Fatih Tosyalı, İTSO Başkanı Levent Hakkı Yılmaz birlikteliğiyle İskenderunspor’u yeniden ayağa kaldırma toplantısına katıldım. Yapılan çalışmalar İskenderunspor’u canlandırma yönüyle takdir ettim. İskenderun Kaymakamımız İskender Yönden uzun zaman Erzin Kaymakamlığını yaptı. İskenderunspor’a Erzin’den katkısı muhakkak olmuştur. Hatay Valimiz Rahmi Doğan Hatayspor’un her toplantısında mücadelesini görmek mümkün. Aynı mücadele kaymakamımız tarafından, İskenderunspor için yapılırsa kalıcı çözüm olacak diye düşünüyorum.
Makalemin sonunda ise sağduyu ile karşılıksız İskenderun’a mücadele içerisinde olan Fatih Tosyalı’dan bu şehrin beklentilerini fazlasıyla vereceğini arzu ediyorum.
