Değerli okurlarım, koşullar ne olursa olsun, engelli olmak, hoşnut olunacak bir hadise değildir. Çevremdeki engellilerin çoğunu tanıyor ve de selamlaşıyorum. Onların da büyük bölümü ismimle hitap ediyorlar, çok mutlu oluyorum. Bugünde sizlere engellilik ahlakını oluşturan ilkelerden söz edeceğim…
-Toplumun acıma ve yardımseverlik duygularını kendi çıkarları için kötüye kullanmamak,
-Engellilere yönelik her türlü istismar ve ayrımcılıkla sonuna kadar mücadele etmek,
-Hatalarının da, başarılarının da sadece kendilerini değil, tüm engellileri doğrudan etkileyeceğini düşünüp, başarılı olmak için savaşmak,
-Engelliliğini bahane ederek görev ve sorumluluktan kaçmak ve kendisine tavassut edenleri zor durumda bırakmak,
-Çevresine yük olmadan yaşamayı ilke edinerek, her alanda fırsat eşitliğini savunmak ve çevreci olmak,
-Engelliliğini kabullenmek ama yaşam sevincini bir an bile yitirmemek ve bunu canlı tutmak,
-Toplumun engellik konusunda doğru bilgilendirilmesine katkıda bulunmak, bu yaklaşıma yardımcı olmak,
-Kıskançlık, tembellik, bencillik duygularından arınarak paylaşımcı ve de destekleyici olmak,
-Toplumun yadırgadığı hareketlerden, çevreyi rahatsız edici konuşmalardan kaçınmak,
-Kendisine yardımcı olan ve yardım etmek isteyenlere karşı nazik ve saygılı davranmak,
-Toplumumuzda beyinden özürlü kişiler bulunmamaktadır. Onların kuş beyinli olduklarını unutmamak, anlamlı bakışlarını ciddiye almamak,
Efendim, bu konuda ve de türlü konularda ne söylersek söyleyelim, ne kadar nefes tüketirsek tüketelim yine her şey bir kavşakta eğitimle kesişiyor. Kültürden ve eğitimden yoksun olmak ve onları yeteri kadar uhdemizde toplayamamak insanları altından kalkamayacağı sorunlarla karşılaştırıyor.
Eğitimli olsak, okumayı sevsek, insanlarla olan beraberliğimizde art niyetsiz ve dedikodusuz olmaya özen göstersek, tahmin ettiğiniz gibi, hiçbir sorun yaşamayız. Söylemeye çalıştığım güzellikler var olsaydı, bizleri yönetenler de, bizim düşünce yapımızda olurlardı ve her şey güllük-gülistanlık olurdu.
Devletimizin yapacağı bazı düzenlemeler tabi ki oluyor. Ferdi olarak yapılan ve yapılmasını istediğimiz ve üstünde duracağımız oldukça fazla. Bu sorunları ortadan kaldırmaya çalışırken en zorundan başlamak, çözüm yerine çözümsüzlük getirir. En kolayından zoruna doğru gitmekte çok büyük faydalar vardır. Nedense bazı şeyler yapılırken oy almak ön plana çıkarılıyor.
Millet için çıkarılan faydalı işler, verilen hizmetler hangi koşulda olursa olsun daima itibar görecektir. Kısacık bir yolu asfaltlamak için seçim arifesini beklemeye gerek var mı? Bu işin siyasi yönü, hesabını biz verecek değiliz. Engelli sporcularımızı, engelli kardeşlerimizi topluma kazandırmak, onları belli kurum ve kuruluşlarda istihdam edebilmek için eğitim şart. Günümüzde de eğitimsiz hiçbir şeyin olmayacağı da bilinen bir gerçek.
Anadan doğmada olsa, sonradan olmada olsa, engelli olmayı bir kader olarak görmemeliyiz. Bunu söylemek zor ama maalesef bir gerçek… Engelli ya da engelsiz olalım, herkes haddini bilirse sorun yaşanmaz, yaradan her kesi eşit yaratmıştır. Eksiği olanlara bazı şeyleri fazladan vermiştir. Her şeyi O’ndan iyi bilemeyiz.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
