Diyarbakır Terör Belasından Temizleniyor

0
57

Geçtiğimiz aylarda Diyarbakır akıl almaz terörist eylemleriyle sarsıldı. Milletçe bu hain saldırıyı kınadık ama gidenleri geri getiremedik. Sivil vatandaşımızın şehit düştüğü saldırıda, birçok asker ve sivil vatandaşlarımız da yaralandı. Güvenlik güçlerimizin masumane duruşunu, düzenledikleri pusularla bertaraf eden art niyetli kişiler oradan gitmedikten sonra bizlere rahat yüzü yok.

22 Temmuz 2007 günü yapılan Milletvekilliği seçim öncesi ve seçim sonrası… Vatanımızın bölünmez bütünlüğünün bozulması yönünde açıklamalarda bulunan bir belediye başkanının, değişik tarz ve üsluplarla konuşmalarını sürdürdüğünü üzülerek izlemiştim. Aynı olayları 2014 yılında da yaşadık. Halen yaşanan olayların üzüntüsü içerisindeyiz.

Türkiye’mizin ezelden beri göz nuru olan “DİYARBAKIR” tarihin ilk yıllarından beri şirin bir serhat ilimizdir. İslami açıdan da önem arz eden bu ilimizin gizemi dinimizin kökünden beri gelir. Hz. Muhammed (sav) efendimizin Miraç’a çıkarken Yüce Allah’ın huzuruna eriştiğinde oradan Diyarbakır’ı izlediği ve buranın neresi olduğu konusunda Cebrail (as)’ye sorduğu ve Cebrail (as)’in de buranın Şehr-i Amid (Diyarbakır) olduğu hususunda bilgi verdiğini ve efendimizin Diyarbakır için “bu memleketten bereket hiçbir zaman eksilmesin” diye dua ettiği rivayet ediliyor. Bu hadisle ilgili olarak, Diyarbakır’da kitabe mevcuttur. Mekke ve Medine’den sonra en çok Sahabenin şehit olduğu 3.il olması tarihlerde geçmektedir.

Osmanlı devletinin karşı karşıya kaldığı ve daha sonra da Türkiye Cumhuriyetine devrettiği problemlerin en belli başlılarından biri olan “ERMENİ” sorunu ile ilgili problemler, ilk önce doğuda yani Diyarbakır’da baş göstermiş ve yıllardır Türk hükümetimizin başını ağrıtmıştır. Osmanlı devleti, karşılaştığı Ermeni sorunları sebebiyle, zamanında bilimsel tespit için nüfus sayımı yaptırdı. 1914 nüfus sayımına göre Diyarbakır (sancak)’da Müslüman sayısı 492.101, Rumların sayısı 1.935, Ermenilerin sayısı da 65.850 idi. Sayımdan anlaşılacağı üzere geçmişten gelen dürtüler halen faaliyette ve memleketime sahip çıkma girişimlerinden vazgeçmemiş haldeler. Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı ve bütünlüğü aleyhine ortaya konmaya çalışılan çeşitli birleşimlerin uygulanmasına Diyarbakır merkez olarak seçilmek istenmektedir.

Türk’ler tarihler boyu bağımsızlıklarını ve bir karış topraklarını düşman çizmesine çiğnettirmemiş ve bu uğurda icabında Vatan diyerek, çulsuzlara söz söylettirmemiştir. Büyük kurtarıcımızın çizdiği yol rehberimiz ve yön pusulamızdır.

Makalemin içeriğinden anlaşılacağı üzere; 1914 yılında Diyarbakır’da tespiti yapılan, 65.850 Ermeni vatandaşı, bugün Doğu’ya serpilmiş ve çoğalmış şekildedir. İçlerinde ben Türk’üm ama Ermeni’yim diyenlere hiç sözüm yok. Onlar bizim baş tacımız! Fakat geçmişi karanlık kişilerin bir araya gelerek kurdukları terör odaklı örgütler, bugün karşımızda ve topraklarımızda yaşayan vatandaşlarımızı gözlerini kırpmadan ve acımadan öldürüyorlar.

Diyarbakır gibi bir ilimizin en işlek caddesi üzerinde terör kan kustu. Acı ve nefretle TV’lerden olayı takip ederken gözlerim Diyarbakır eski Belediye Başkanı Osman Baydemir’i, HDP Milletvekillerini ve İnsan Hakları Derneklerini aradı durdu. Ama maalesef hiç birini orda pek göremedim. Olaylardan nice sonra kınamalar geldi ama ne yazar. Olanlar oldu, bitenler bitti.

Burada aylar önce T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir polemiğe girerek açıklamalarda bulunan, zamanın Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in sözleri o günlerde manidardı. Söylemek istediği sözler o günlerde görmemezlikten gelindi ama halen şüphelerle dolu gizemler beynimi kemirmekte ve kendi ülkemin topraklarında yaşayan bir Belediye Başkanı ‘bu sözleri nasıl söyleyebilir?’ diye hala üzülmekteyim.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a cevap niteliği olan Baydemir’in sözleri şöyle idi: “…Diyarbakır bir kaledir, düşmez. Başbakan, yapılacak olan milletvekilliği seçimlerinde en güvendiği adayını buraya getirsin ve aday olarak göstersin yine de Diyarbakır kaledir düşmez. Şimdiye kadar birçok kişi düşürmek istedi yine de düşüremedi. Başbakan’ın niyeti savaş! Hodri meydan, buradayız ve savaştan kaçmayız…” Buna benzer aynı sözleri HDP Başkanı da söyledi.

Bugünlerde Diyarbakır ilimizde yoğun şekilde terörist avı var. İlin her ilçesi, bucağı ve köyleri didik-didik aranıyor. Devletimizin geniş kapsamlı kararlı duruşu, çoğu teröristleri eylemlerden vazgeçiriyor. Çoğu da güvenlik güçlerimize teslim oluyor. Hâlbuki benim haklarımdan fazlasıyla yararlanan bu kişiler, gerçek dışı isyanlarla körpecik gençleri hüsrana uğratmakta…

Terör, tüm dünyanın başına bela! Bugün terörü destekleyen ülkelerin terörle başları ağrıyor. Fransa bu konuda ne ilk ne de son. Çünkü terörün milliyeti ve ülkesi yok. Her an her yerde eylem yapabilirler. Şu zaman oldu hala nerede yaşadıklarını bilmeyenlerin yaptığı şuursuzca hareketler neticesi güvenlik güçlerimize saldırılar devam ediyor. İnşallah bizlerin de kendilerine dost olduğumuzun idrakine varırlar da şu hayâsızca akın son bulur. Ölen kim olursa olsun, hepsi bizim vatandaşımız. Ağlayan analar oluyor. Diyarbakır elimizin on parmağı gibidir. Orada yaşanan acımasız terörü kınıyor ve böyle acı dolu olayları ve anları, Allah bizlere bir daha yaşatmasın diye canı gönülden temenni ediyorum.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here