Ümit Özdağ; “Demokrafik Değişime Karşı Olanlar ‘Zafer’ de Birleşecek”

0
16

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İskenderunlu Gazetecilerle Bir Araya Geldi…
“Demokrafik Değişime Karşı Olanlar ‘Zafer’ de Birleşecek”

Çeşitli temas, ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzere Hatay’a gelen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İskenderun’da basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Ülke gündemine yönelik çarpıcı açıklamalarda bulunan Özdağ, İskenderun’da, Hatay’da ve ilçelerinde aday çıkarıp çıkarmayacakları yönündeki soruya; “Hatay halkını alternatifsiz bırakmayacağız” şeklinde yanıt verdi. Önümüzdeki günlerde Hatay Büyükşehir, İskenderun ve diğer ilçe adaylarını açıklayacaklarını ifade eden Özdağ; “Demografik değişime karşı olanlar Zafer Partisine oy verebilecek. Bütün Hataylıları ‘Zafer Partisi’ni desteklemeye davet ediyorum” diye konuştu.

Depremin Öngörülmesine Rağmen Hiçbir Önlem Alınmadı

Depremin ikinci günü Hatay’a geldiğini gördüğü manzarayı ancak Hiroşima ve Nagazaki’nin fotoğraflarıyla zihninde karşılaştırabildiğini aktaran Özdağ, depremin öngörülmesine rağmen hiçbir önlem alınmadığını, hiçbir güçlendirme yapılmadığını, bilinç oluşturulmadığını, kısacası hiçbir yönden öngörülen depreme hazırlık yapılmadığını vurguladı. Özdağ; “Yıllarca seyredildi ve deprem oldu. İlk 24 saat seyredildi sonra 36 saat seyredildi sonra 48 saat seyredildi. Askeri birlikler bile müdahale ettirilmedi ve nihayet 3. günün içinde ilk adımlar atılmaya başlandı. Şimdi, aynı süreci Kahramanmaraş’ın, Hatay’ın, Gaziantep’in yaşadığı süreci İstanbul yaşıyor. İstanbul’da şimdi Hatay gibi depremin karşısında korumasız bir durumda bırakılmış” dedi.

Ülkemiz, Dört Ana Saldırıyla Karşı Karşıyadır

Hataylıların ve Türkiye üzerinde büyük bir oyunun oynandığını ve bu oyunun merkez üstlerinin başında Hatay’ın geldiğini de gördüklerini savunan Özdağ; “Gerçekten ülkemiz, içinde yaşadığımız ülkemiz çok ağır bir krizden geçerken 4 ana saldırıyla karşı karşıya ve bu saldırıların koordinasyon merkezi aynı, stratejik akıl aynı merkez.

Birincisi Kuzey Irak’ta ve Suriye’nin kuzeyinde PKK ve YPG’nin Türk Silahlı Kuvvetlerine yapmış olduğu saldırıların oluşturduğu tehdittir. Bu saldırıların, istihbarat anlamında, teçhizat anlamında, yabancı servisler ve ordular tarafından desteklendiği de tartışmaya kapalı bir husustur.

İkinci saldırı boyutunu, hükümetin yanlış politikalarından dolayı dirilmekte olan FETÖ saldırıları oluşturmaktadır. FETÖ, bir casusluk ve terör örgütüdür. FETÖ, Türkiye’yi bir iç savaşa sürükleyecek arayış içerisindedir. Bu arayışlarında yeni mevziler kazandığını biliyoruz bu da hükümetin hatalı fetöyle mücadele politikalarının bir sonucudur. FETÖ’nün içinde olduğu arayışlarla ilgili olarak Zafer Partisi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne uyarmaya ikaz etmeye devam edecektir.

Üçüncü saldırı kolunu ise IŞİD’in saldırıları oluşturmaktadır. IŞİD, şu anda Türkiye’de bir iç çatışma çıkartmak için aktif arayış içerisindedir. 2019’da Türkiye vilayeti programını açıklamıştır. Karargâhı artık Suriye’de değil Türkiye’dedir. Türk Emniyetinin yapmış olduğu en önemli ve sayıca çok operasyon, PKK operasyonları FETÖ operasyonları değil, IŞİD operasyonlarıdır. IŞİD ülkemizde sabotajlar, suikastlar, bombalı eylemler yapma arayışları içerisindedir. Sürekli emniyet operasyonlarıyla, MİT operasyonlarıyla bu girişimler durdurulmaktadır.

Bir saldırı da Hilafet saldırısıdır. Erdoğan’ın en son yapmış olduğu ‘Yaşasın Cumhuriyet’ açıklaması, 1923’ten beri şeklindedir. Sanıyoruz bu hilafet söylemlerinin arkasındaki yabancı servis kaynakları bilgisinin kendisine iletilmesinin bir neticesidir. Öyle ummak istiyoruz.

Evet, bu dört saldırı aynı stratejik akıl tarafından şekillendiriliyor ve gerçekleştiriliyor. Bölgemiz büyük bir savaşın içinde ama daha büyük bir savaşa doğru hızla ilerliyor” şeklinde konuştu.

İkazlarımıza Rağmen, Gereken Önlemler Çok Geç Alındı

Israrla ikaz etmelerine rağmen hükümetin gereken önlemleri Türkiye’nin savunması için almakta büyük ölçüde geciktiğini iddia eden Özdağ; “Barış istiyorsan savaşa hazır olacaksın, eski bir Roma deyişidir. Türkiye’nin bölgesi böyle bir ateş çemberi içindeyken Kıbrıs dahil olmak üzere özellikle KKTC’de değişik arayışlar sahneye konulurken bir an önce Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları arasındaki emir komuta zincirini doğru olarak kurması gerekmektedir. İki, silahlı kuvvetlerde atamaların liyakat esasında yapılması büyük bir zorunluluktur. Liyakat esasında değil siyaset esasında silahlı kuvvetlerde yapılacak atamalar, bu millete ve bu devlete ihanet anlamını taşır. Devletimizin, milletimizin geleceği, çocuklarımızın canı, siyaset esasında atanan komutanlara değil, ancak liyakat esasında atanan komutanlara emanet edilmelidir.

Hala askeri sağlık sistemimiz yoktur. Bu kabul edilebilir değil. Ayrıca silahlı kuvvetlerde hala askeri yargı sistemi kurulmamış, var olan tahrip edilmiştir. Disiplinsizliğin kontrol altına alınmasının tek yolu askeri yargının kurulmasıdır.

Şimdi sosyal medyada soruyoruz ve Milli Savunma Bakanına da buradan soruyoruz, bazı astsubaylar, ‘Biz ibadetimizi yapacağız’ diye eğitime çıkmayı reddetmişler. Sayın bakan, acaba bununla ilgili bir soruşturma açtı mı? Askerlik zaten ibadetin kendisidir, vatan savunması ibadetin kendisidir. ‘Ben ibadet edeceğim’ diye vatan savunmasına çıkmayan adamın Türk Silahlı Kuvvetleri’nde işi nedir. Bütün bunların kontrol altına alınması gerekmektedir. Keza, Türkiye’nin asker sayısın da yeterli olmadığı da açıktır. Daha büyük bir orduya önümüzdeki dönemde Türkiye’nin ihtiyacı olduğu kesindir.

Bu Gelişmelerden En Fazla Etkilenen Hatay’dır

İşte, bütün bu gelişmelerin hemen kıyısında bulunan coğrafi olarak ve bu gelişmelerden en fazla etkilenen Hatay, bir yandan IŞİD’in eylem arayışlarının bir yandan da hilafet eylemcilerinin altyapı oluşturmaya çalıştığı bir şehrimiz. Örgütler ve arkasındakiler, Hatay’ın demografik depremle bozulan dokusunu istismar etme peşindeler.

Böyle bir ortamda Hatay’ın, İskenderun’un, Reyhanlı’nı Samandağ’ın, Kırıkhan’ın ve bütün ilçelerin güçlü, dirayetli belediye başkanlara, liderlere yerel liderlere ihtiyacı vardır. Bunun çok büyük bir öneminin olduğunu düşünüyoruz. İçinden geçtiğimiz dönemde, bu bölgedeki belediye başkanlarının tek işi yolları temiz tutmak, çöpleri kaldırmak değildir ve olamaz. Şehrinin, ilçesinin doğal lideri, birleştirici lideri ve savunucusu olmak zorundadır. Bu sadece Valinin ve Kaymakamın işi değildir.

Hatay böyle bir dönemden geçiyor. Bizde Zafer Partisi olarak Hatay’da ve Hatay’ın diğer ilçelerinde, sadece çöpleri toplayacak yolları temizleyecek, altyapı çalışmalarını gerçekleştirecek bir anlayışla değil, topluma liderlik edecek ve toplumun haklarını savunacak adaylarla belediye seçimlerine gireceğiz” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Özdağ, Belediye Doğan Gazinosunda gerçekleştirilen toplantı sonrası, sahilde yapımı devam eden tahkimat çalışmalarını da inceleyerek bilgiler aldı. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here