Celalettin Yavuz Süleyman Şah Operasyonunu Değerlendirdi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Dış Politika ve Güvenlik Politikası Danışmanı Prof. Dr. Celalettin Yavuz, Süleyman Şah Türbesi’nin naklinde TSK’nin düşürüldüğü duruma ilişkin bir basın açıklaması yaptı.
Süleyman Şah Operasyonunun bir komedi olduğunu ve Türk Milletiyle adeta alay edildiğini öne süren Yavuz; “Bir “Şah Fırat” komedisidir devam ediyor. Yani Süleyman Şah Türbesi’ndeki naaşların ve saygı karakolundaki 38 askerin nakli! Bu nakil, bir kahramanlık menkıbesine dönüştürüldü! Allah aşkına milletle alay etmeyin artık. Türk Silahlı Kuvvetlerinden rütbe sahibi bir kişinin bile bu kahramanlık masalına inandığını mı sanıyorsunuz? Kahramanlık bu kadar ucuz mudur? Sınırdan 40 km ilerideki bir yere gidiyorsunuz. Gitmeden önce ABD’ye, koalisyon güçlerine, Esad rejimine, IŞİD’e ve PYD-PKK terör örgütüne haber veriyorsunuz. Ondan sonra da zırhlı birliklerle gidip, bir nakliyat gerçekleştirmeyi zafer diye millete yutturmaya kalkıyorsunuz. Bu milleti bu kadar saf ve hiçbir şeyden anlamaz mı zannediyorsunuz? Aslında kimseye haber vermeden gerçekleştirilen bir harekât olsaydı, sadece askeri hareket olarak “Başarısız” denilemezdi. Ama kimseye sormadan bir “Vatan” toprağını bırakıp kaçmayı allayıp pullayıp zafer diye yutturmaya çalışmak ne diye?” dedi.
Bu Sonuç, Ak Parti İktidarının Suriye Politikasının Tek Kelimeyle İflasıdır
Ak Parti iktidarının dış politikasının iflas ettiğini, Türk Silahlı Kuvvetlerine de zarar verildiğini kaydeden Yavuz; “Aslında bu sonuç, Ak Parti iktidarının Suriye politikasının tek kelimeyle iflasıdır. Hadi diyelim ki bu yanlış politika sonunda semirip güç kazanan IŞİD terörü, Süleyman Şah Türbesi için yakın bir tehdide dönüştü. Suriye’de Esad rejimiyle köprüleri attığınız için de “Burayı koru!” diyemiyorsun. Keza “Koruyamazsan ben koruyacağım!” demeye de yüzün yok. O halde Meclis’i ne diye unutuyorsun? Bu devlet bir hazretin yanlışlıklar komedyasına dönen iki dudağının arasına bakmaya mahkûm mudur? Meclis’te tartışılır ve ortak bir karar alınırdı. AKP oylarıyla bile bu karar alınsa, en azından “Milletin vekilleri böyle karar aldı!” denirdi. İstiklal Harbi’nde henüz meşru bir devlet yokken bile Meclis’in kararı herkesin üzerindeydi!
İşin bir de asker yanı var. Mensubu olmaktan büyük bir onur ve gurur duyduğum Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerini de mahvettiniz. İşte AKP iktidarın döneminde TSK’yi nasıl olup da “AKP Silahlı Kuvvetleri” haline getirdiğinizin özeti: Türk askerinin başına çuval geçirilirken sustunuz, sanki danışıklı döğüşle bunu siz yaptırttınız, Balyoz, Ergenekon, Kafes, Casusluk davası vs deyip en güzide komutanları düzmece davalarla hapse atıp tasfiye ettiniz, Terörle mücadele eden asker ve jandarmanın elini, teröriste dokundurmamak için yasalarla bağladınız, Kışlada bile teröriste bayrak indirten “kâğıttan kaplana dönüşen” askerler yetiştirdiniz, Kaçmayı kahramanlık diye millete yutturup, askerliğin “10’da 9’unun kaçmak” olduğu fikrini aşıladınız.
İyi ki emekli olmuşum da bugünlerde “Komutan” olma aczini yaşamamışım! AKP iktidarı TSK’yi bitirmeye azmetmiş gibi zira” dedi.
