Değerli Okurlarım, buna benzer bir sanat yazım yıllar önce de yayımlanmıştı. Siz okurlarım çok beğenmiştiniz ve hatta bizim caminin imamı bile beğenmiş beni iltifatlara boğmuştu. Hepiniz sağ olun.
Ölüm bütün canlılar için geçerlidir, kaçınılmaz, zaman zaman ölümü hatırlamakta yarar var, kötülüklerden, günahlardan sakınırız, faydası budur. İyiliklerle dopdolu olsak bile bu güzellikler ömrümüzü uzatmaz…
Doğumdan sonra verdiğimiz randevunun zamanı bellidir, bazılarımıza ayan olur, anlayabilir. Ağlamanın, sızlamanın, şu işimi bitireyim demenin bir anlamı yoktur. Emanetçi görevine sadıktır, kimseye aldırmadan emaneti alır, gider.
Toprağa verilenler geriye acı üzüntü ve gözyaşları bırakmıştır doğal olarak. Bu acıların dinmesi de kolay değil, kapanması da.
Fiziksel ölümler, doğmak, yaşamak ve ölmekten ibarettir. Toprağa verdiklerimiz için de başka bir şey düşünülmediği gibi, o acıların kolay kolay dinmeyeceği de tartışılmaz.
Bunları gündeminize getirirken umutsuz aşk yaşayanları, ezilenleri, umutlarını yitirmeyenleri, trafik kazalarının sonlandırdığı büyük aşkları da söylemeden edemiyorum. Hepsine saygılıyım ve onları incitmemeye özen gösteriyorum! Ancak, bazı aşıkların ayrılışları o kadar duygu yüklü, o kadar göz yaşartıcıdır ki, şu aşamada anlatabilmem de olanaksız.
Onlar da artık biliyorlar ve anladılar ki, şu veya bu şekilde bu iş yürümeyecek, aşklarını zirvede tutamayacaklar. Mutlaka fedakarlık gerekiyor.
Hesap sormadan, gönül kırmadan, kendine acındırmadan, sesini yükseltmeden, sırf sevdasına, aşık olduğu kişiye hürmeten, gözyaşlarını bile göstermeden gözükmeden çekilir gider. Dünyanın karanlığı, darmadağın oluşu budur, bundan daha kötüsü olmaz her halde. Kişi sessizdir, kalenderdir, kimselere dert yanmaz aşkına saygısından ötürü…
Ölüm de, aşk da olgunlaştırır. Ecel kapıyı çaldığında herkesten daha hazırlıklıdır, telaş yoktur, ne olacağının farkındadır. Aşk bir iz bırakır, bırakmalı da. Yoksa ona aşk denmez. Sevmemiş olanlar yüreğinde sevgiye yer vermemişler yaşamıyor ya da yaşamamışlardır.
Allah sevgisi, vatan, millet, bayrak sevgisi, hayvan ve doğa sevgisi, ana baba sevgisi, evlat sevgisi, Atatürk sevgisi. Bu sevgiler bitmesin… Yüce Allah, yüreğinizden sevgiyi, yüzünüzden tebessümü eksik etmesin… Allah’ın selamı üzerinize olsun!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
Gönül Köşemden
Evlilikten Bir Adım Öncesi…
Değerli Okurlarım, evlilik tüm toplumların ve de önünü görebilen mantıklı insanların çok ciddiye alacağı bir hadisedir. İlahi dinlerde evlilik meşru bir nikaha dayanır. Nikah müessesesi ne zamandır biliniyor ama, Hz. Adem’den beri olageldiği bilinmektedir. İlahi dinlerde bir ibadet gibi kabul edilmiştir.
İlahi dinler, aralarında evlenme engeli bulunmayan kadın ve erkeğin birlikte yaşamasını mümkün kılan, birbirine karşılıklı hak ve sorumluluklar yükleyen nikah müessesesini kurmuş, erkek ve kadının nikahsız olarak beraberliklerini meşru görmemiştir.
Evlilikte Amaç Nedir?
Yüce Allah bir ayetinde, kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için eşler yaratması, aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi, Allah’ın varlığının delillerindendir, denilmektedir. O halde, huzur, güven, sevgi ve merhamet ve de şefkatin karşılıklı olarak eşler arasında bulunması, evliliğin bu temellere dayanan amaçla gerçekleşmesini Yüce Yaradan ön görmektedir.
Allah’ın nebisi “Evlilik benim sünnetimdir” demektedir. Anlaşılacağa üzere dini açıdan bizler, evlilik kurumu sayesinde hem Allah’ı ve de Allah’ın elçisinin (Elcilerinin) hoşnut olacağı bir işi gerçekleştirmeyi hedefliyorken bu amacı aynı zamanda bizim mutluluğumuz için bir araç olduğunu da fark ediyoruz.
Evlilikte Genel Kriter Neler Olabilir?
Fizik mi? Güzellik mi? Mal mülk, para pul mu? Soy ve itibar mı? Şan ve şöhret mi? Güzel ahlak mı? Din mi? Böyle bir soru bana sorulsa, hepsinin karmasını isterim. Bu da benim en doğal hakkım. Ama mümkün değil ne yazık ki. Allah’ın bir lütfü olur, çok şanslı olursanız ona diyeceğim yok. O da milyar da bir olabilir…
Eğer seçme şansınız tekse, güzel ahlaklı olanını seçerek isabetli bir seçim yapmış olursunuz. Hem sonsuza kadar mutlu olursunuz…
GÜZEL AHLAK; Herkeste bulunması gereken hatta şart olan bir özelliktir. Nedense mumla aranır oldu, karaborsa dersem mübalağa değil…
Evlilik öncesi yaşanan sözlü ve nişanlılık günleri ve o günlerde yaşananlar unutulmalı, mazi olarak belleklerde kalmalı. Evlilikte öyle şeyler olmaz, sadece düşünebilirsiniz. Evlendiğinize pişman olmayın da o yeter.
Evlilik öncesi, çalışan bir eş düşlenir ve bu genelde mümkün olur da. Yaşam koşulları insanları bazı şeylere zorlamaktadır. Bunlardan birisi de çalışan birisiyle evlilik yapmak. Bundan daha doğal bir şey olamaz?
Aileden zengin değilseniz böyle düşünmeniz tamamen doğal ve mantıklı. Gelin görün ki karşı taraf sözünü ettiğim o güzel ahlakı içine sindirmemiş. Özümlememişse, şuna inanın ki, cehennem azabını dünyada yaşarsınız, bu işkenceyi size zorlayarak yaşatırlar. Çevremde bu türden dostlarım yığınla. Önceleri havalarından geçilmez de, daha sonra “Senin sözünü dinlemedik” diyerek üzüntülerini belirtirler.
Yakın bir dostunuzun böyle bir mutsuzluğa düçar olması, doğal olarak sizi de ters yönde etkileyecektir. Dünyada yaşayan insanların % 95’i istediği ile evlenememiştir. O %5’lik oran nasıl olmuş oluyor, bu konuda hiç bir fikrim yok. Eminim Yüce Allah yürü kulum demiştir. Başka türlü olmaz.
Hiç bir evlilik dört dörtlük olmaz. Dörtte üçünü yakalarsanız Allah’a şükredin. Fedakarlık karşılıklıdır ama erkek biraz daha fedakar olmalıdır. Bu işin raconu budur beyler, üzülmeyin, alışmaya çalışın…
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
Günün Nabzı
Doğru Adamı Bulun…
Sevdiğiniz insanla çok iyi anlaşıyorsunuz. Şu anda her şey tıkırında denilebilir. Öyle bile olsa, o kişi sizin beyaz atlı prensiniz mi? Hiç böyle bir düşünce içinizden geçti mi?
Seven insanlar, mutlaka birbirlerine bir şeyler öğretirler. Ortak bir hayat kurmayı düşünüyorsanız, onun size bir şeyler öğretmesi gerekli. Bu aşamada güven duygusu çok önemlidir. Güven olmazsa sevginin bir anlamı yoktur, çabucak biter. Burada şüpheye de yer yoktur, şüphelendiğiniz yönler açıklığa kavuşmalıdır.
Özür dilemekte gecikmeyin, ailenizle olan yakın ilişkiyi saygıyla karşılayan birisiyse, dünyanıza girmeyi hak etmiştir, artık kaygılanmayın.
Hatasız kul olmayacağını da unutmayacak olursanız, işler daha da yoluna girer. Sizi meşgul edecek sorun yoksa şatafata gerek yok. Ekonominizi sarsmayın. Beyaz Atlı Prensiniz karşınızda. Onunla bir ömür boyu mutluluklar dilerim. Söylediğim gibi… Sizi rahatsız edecek bir konu, ya da çözümleyemeyeceğiniz bir sorun, gücünüzün yetmeyeceği gelişmeler olmamalı.
Cimrilerden uzak durun, onlar size değer vermeyeceği gibi, çoğu zaman karlı yollarda en yakınlarını bile terk edip arkalarına bile bakmazlar. Kestirmeden gitmek tehlikelidir ama doğru adamı bulmak sizin elinizde. Dikkatli olursanız iyi olur. Karar sizin!
Günün Sözü
Sevmemek, Büyük Aptallıktır!
Öcal’dan İnciler
Seviyor Olmak; Yaşamaktır!