ABD’nin “Suriye” üzerinden çevirdiği “dolapların” haddi hesabı yok! Bir taşla birkaç kuşu vurmanın hesapları peşinde… İzlediği yolun gizlisi saklısı kalmadı. Her şey dünyanın gözü önünde cereyan ediyor.
Önce petrol sahalarını, sonra su bölgelerini, ele geçirmek, daha sonra da İsrail’in güvenliğini sağlamak… Bölgede yerli yerine oturmuş olan kurulu düzeni karıştırıyor, sorun yaratıyor, sonra o sorunu “çözüyor” görüntüsü vererek dünyaya pazarlıyor.
Suriye’de cirit atılmasının nedeni “DEAŞ” olarak gösteriliyor. Bu örgütü yok edip asayişi sağlayana kadar, Suriye’yi terk etmeyecekmiş! “Suriye’de kendim için bir şeyler istiyorsam namerdim(!)” diyormuş… Aptal rolünü oynarken bile, dünyayı aptal yerine koymayı ihmal etmiyor.
O zaman sormazlar mı, üç dört yıldır Suriye’nin topraklarında ne yaptığını? DEAŞ ile mücadele etmek yerine, koyun mu güttü? Saklambaç ya da köşe kapmaca oyunu mu oynadı? Yoksa oralarda bol-bol seyahat edip pikniğin tadını mı çıkardı?
ABD, DEAŞ’la bunca zamandır baş edemediğine göre işin içinde bir bit yeniği var. Bahaneler inandırıcı gelmiyor çünkü…
Güya, Türkiye’nin üç ay önce başlattığı Afrin Harekâtı; “ABD’nin DEAŞ’la mücadelesini zayıflatıyor, dikkati dağılıyormuş…” Gerekçe olarak bu öne sürülüyor. O zaman yine sormazlar mı, Afrin Harekâtı daha dün bir bugün iki… Beş ay, on ay ya da yirmi ay önce DEAŞ’la mücadele edeceğine, otoparklarda deve yarışları mı düzenledin?
ABD’nin isteksiz göründüğü aşikâr! DEAŞ’la mücadele edecekse “istek ve performans” arttırıcı cesaret hapını kullanmasında yarar vardır. DEAŞ nasıl hala ayakta durabiliyor? DEAŞ’ın ne tankı, ne topu, ne uçağı, ne de 500 bin kişilik bir ordusu var. Bu çapulcularla baş edilemiyorsa bu acizlik süper devlete yakışır mı?
Bir orduyu donatacak kadar 500 milyon dolarlık 5 bin TIR dolusu askeri mühimmat yığmanın ne anlamı var? Bu mühimmat, DEAŞ’la mücadele için biraz fazla gelmiyor mu? Gülünç bir durum, akla mantığa sığmıyor.
ABD, Irak’ta 2003 yılında Arap ülkelerinin en güçlü ordusunu 3 hafta gibi kısa bir sürede darmadağın ederken, üç yıldır bir avuç teröristle nasıl baş edemez?
ABD’nin, Suriye’de kalış nedenini meşrulaştırması için koynunda beslediği DEAŞ’ı piyon kullandığını, bu eli kanlı terör örgütünü tekrar canlandırıp sahaya sürmek istediğini, bütün dünya biliyor artık. Yalanlar, bahaneler, entrikalar, aldatmacalar frenlenemiyor. “Güven endeksi” süratle dibe vurmuş vaziyette…
Türkiye’nin de bir çift sözü olmalı: “Palavra sıktın biz de saf-saf inandık (!) Külahıma anlat!”
