Yapılan araştırmalara göre, savaşların başlangıç tarihi, “5600 yıl” öncesine dayanıyor. 56 asırlık zaman diliminde 13 bine yakın “yerel, bölgesel ve ulusal savaşlar” yaşanmış. İstatistikî hesaplara göre de 4 milyar insan savaşlarda yaşamını yitirmiş. Ortalama olarak savaşlar, her yüz yılda 60-70 milyon insanın yaşamını yitirmesine neden olmuş.
Yine yapılan araştırmalar sonucunda 5600 yıl boyunca toplam olarak değişik zamanlarda “sadece 300 yıl” savaşsız geçmiş. Son üç yüz yıldan bu yana 26 gün dünyanın hiçbir yerinde bölgesel savaşlar olmamış. Üç yüz yılda, bir ayı dahi tamamlanmayan barış dönemleri. Bu durumda; savaşsız geçirilen dönem hemen-hemen yok gibi.
Sanki insanlar, yaşamanın tadını çıkarmadan savaşlar nedeniyle bu dünyaya “kısa süreli yaşamak ve ölmek” için geliyor, göçüyor. Günümüzde dahi halen dünyanın birçok yerinde her an savaşmaya hazır kıvılcım ateşini bekleyen bölgeler var.
Savaşın bedeli çok ağırdır. Sakat, dul ve yetim kalanlar, yıkılıp harabelere dönüştürülen kentler, çevre kirliliği, bulaşıcı hastalıklar, açlık ve sefaletler hep bu savaş denen belanın başının altından çıkıyor. Savaşları doğuran en önemli nedenlerden biri, dünya nimetlerinin haksız paylaşımından kaynaklanıyor.
Başkalarının “yeraltı ve yer üstü zenginliklerine önce göz dikme, sonra el koyma” operasyonları savaşları körüklüyor. “Doyumsuzluk ve Bencillik” zafiyetleri, dünyanın huzurunu kaçırmak için yeterli sebeptir.
1 Eylül 1939’da Almanya’nın Polonya’yı işgal etmesiyle başlatılan tarihin en kanlı savaşında “ilk kez kullanılan atom bombasıyla” çevreye ve insanlığa karşı sorumsuzca davranılmış, dünya “harap ve bitap” düşmüştür. Dünyamızı baştan başa yok etme noktasına getiren savaşın hala izleri silinemiyor.
Yanı başımızda cereyan eden “Suriye-Irak” hattındaki “Üçüncü Dünya Savaş Provaları” tedirginliklere yol açıyor. Patlamaya hazır, beklemede. Birinci ve İkinci dünya “Süper Savaş” liginin üçüncü rövanş karşılaşması eğer gerçekleşirse bu kez savaşın yıkımlarını düzeltmek çok zor olacak. Artık savaşlardan yorgun düşen dünyamız, belini zor doğrultacak.
Üçüncü Dünya Savaşı, “Çılgınlık” projesidir, altından kalkmak imkânsızdır. Kucakta “nur topu” gibi bir barış yerine “ateş topu” gibi bir savaş bulmak istenmiyorsa, aklı kullanıp sağduyulu davranmak, dünyanın huzurunu korumak için önemli fırsattır.
Barışın gücü direncini kaybederse, bundan savaş “kazançlı” çıkacaktır.
