Uzun Yaşamak, İnsanım Diyebilmek (1)

0
35

Değerli okurlarım, dengeli olacağız, uzun yaşayacağız ama insan olduğumuzu da aklımızdan çıkarmayacağız. Sözü insanlığa ve dengeye getirmişken sizlere dengeli ve insanlık, sevgi içeren bir paragraf sunmak istiyorum.

“…Denge çok önemli bir hadisedir. Hayatımızın her anında karşımıza çıkar. Aslına bakarsanız yaşamın kendisi, varlığı, sürekliliği denge sözcüğü sabittir ve doğru orantılıdır.

Denge söz konusu olduğunda, ruhla bedenin dengesi, ruh ve bedenin kendi içinde dengeli ilişkisi, yüreklerdeki sevgi yoğunluğu, doğa, toplum, sosyal yapılarla kurulan dengeye dayalı yapılanmaların her biri ciddi biçimde irdelenmeli. Daha da önemlisi bedenin ayakta kalması, düşmemesi, düşse bile hasar vermemesi için de dengemizi korumamız, dengeli olmamız gerektiği gibi, uzun yıllardan beri birbirine âşık olanların, birbirinin elini bile tutmadan bugüne gelmeleri gerçek bir karakter dengesidir.

Sonuç olarak, denge bozukluğu çok önemli bir sorun, denge kaybı çok ciddi bir toplumsal meseledir. Nasıl ayakta kalırım, nasıl dik dururum? Bunların çözümü de biraz kendi elimizde.

Yürekteki sevgi dengesiyle, makalemize konu olan dengeyi birbirine karıştırmayalım. Bir noktadan sonra ayrışırlar.

Yaşlandıkça fiziksel denge sorunları artacaktır bu kaçınılmaz bir hadisedir ve yaşayan herkesin başına gelecektir. Fiziksel dengeyi aza indirmek için normal kilomuzda kalmaya özen göstereceğiz. Bunun için de spor yapmayı ihmal etmeyip, tabaklarımızı da küçülteceğiz. Her konuda kendimizi garantiye alacağız. Karyolanın ucunda yatmamak gibi…

Bir de, dengesi bozuk insanlar vardır. Bunun yaşla, düşmeyle, kalkmayla, sporla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Sözünü sohbetini, oturmayı kalkmayı bilmeyenlerden söz ediyorum. Bu türden insanlara muhatap olunmamasında büyük faydalar vardır. Size verecek bir şeyleri olmadığı gibi, durup dururken dengenizi bozarlar.

Görüldüğü gibi dengeli olmak yaşamımızı olumlu yönde etkileyen çok önemli bir hadisedir. Gönül dengesi daha başkadır…”

Evet, uzun yaşamak ve insan oldum diyebilmek… Bu iki deyimin içeriğinde neler yok ki, çok şeyler var. Ortak yönleri olduğu gibi aynı zamanda birbirini tamamlıyorlar.

Bir yerde oturup, yumuşak koltukta şekerleme yapmakla, rahatsız olurcasına yiyerek, banka cüzdanlarını kontrol edip, dövizleri destekleyerek, abdestsiz milletin gözü önünde namaz kılarak, namaz kıl, sonra ne yaparsan yap zihniyetini güderek, din ve duygu sömürüsü yaparak…

Bu türden insanların nelere düçar olacağını bizim bilmemiz mümkün değil, Cenab-ı Allah bilir. Bizler bilemeyiz ama az çok tahmin edebiliriz diye düşünenlerdenim.

“İnsanım diyebilmek” bu ifadeyi yürekten söyleyebilmek o kadar zor ki, açıklamasını yarına sakladım.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here