Türklerin Ana Yurdu Anadolu! Yurdumuzda Dünyanın Gözü Var

0
118

Tarihler boyu kendi özgürlüklerini ve benliklerini kaybetmemiş olan tek asil millet, Dünya’da Türk ırkıdır. Her yönüyle takdire şayan “Bu Güzide Topluluğu Ortadan Kaldırmak İsteyen” binlerce hatta on binlerce bölücü terör örgütleri sanmayın ki kendi başlarına tüm bunları yapıyor. Sözde dost görünen ülkelerin topu, dışarıdan kumandalı şekilde yapacaklarını yapıyor.

Kendi öz kardeşine kurşun sıkan bu beyinleri satılık insanlar, her dönem Türklerin karşısında yer almış ve ortaya çıkarak milletimizin huzurlarını bozmuştur. Her yaptıkları eylemlerin ardından, asil Türk milletin postalları altında ezilmişlerdir.

Türk askeri; Vatan topraklarımıza tecavüze yeltenenlere karşı düzenlediği her operasyonlarda binlercesini öldürdüğü halde bir türlü tükenmiyorlardı. Son yıllarda devletin aldığı kesin kararlar doğrultusunda inşallah bitmek üzereler.

Geçtiğimiz gün 1071 yılında yapılan Malazgirt Destanı benliklerimizde yeniden canlandı. Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Okçuluk Vakfının Malazgirt Zaferi’nin 947. yılı münasebetiyle gerçekleştireceği anma programı, bu yıl bir ilke tanıklık etti. Atlı birliğin liderliğinde, mehter takımı eşliğinde gençler yürüdü. Malazgirt kahramanlarıyla 947 yıl sonra aynı coğrafyada Anadolu’ya adım atma duygusu yaşandı.

Malazgirt Savaşı, 26 Ağustos 1071’de Malazgirt ovasında meydana gelmiş, Selçuklu Sultanı Alparslan ve Doğu Roma İmparatoru Romen Diyojen arasında gerçekleşmişti. Anadolu’nun Türk’lere yeni yurt olmasını sağlamış olan meydan savaşıdır.

Malazgirt Savaşından ağır bir yenilgiyle çıkan mağrur imparator, Sultan Alparslan’ın huzuruna geldiğinde utancından başını kaldıramıyordu. Alparslan, onun bu haline nezaketle karşılık verip oturttu ve teselli etti. Diyojen, savaş öncesi muazzam ordusuyla Türkleri yeneceğinden emin olduğunu, aksi bir ihtimali hiç düşünmediğini açıkça dile getirdi.

Sultan Alparslan kendisine “Eğer zafer sizin olsaydı bana ne yapardın?” sorusunu sordu. Diyojen, açık konuşamayıp “öldürtürüm” diyemeyip sadece “Kamçılatırdım” cevabını verdi. Alparslan “Benim size ne yapacağımı düşünüyorsunuz?” sorusuna ise bir ümitle “Ya öldürtürsünüz yahut İslam ülkelerinden birine esir gönderirsiniz… Mümkün görmüyorum ama belki de affedersiniz” şeklinde cevap verdi.

Sultan Alparslan, yenilgiye uğramış bir imparatoru daha fazla aşağılamamak için kendisini affetti ve ağır şartlarla bir antlaşma imzalattı. Türkler böylelikle Anadolu’yu yurt edindiler. O gün bu gündür Dünya devletleri bir türlü kafamızı rahat bırakmadılar. Her daim Türk’ün ihtişamından çekindiler. Türk milleti ne zaman zorda kalsa kendi içinden bir lideri ortaya çıkartarak, topraklarımıza sahip olmaya kalkışan devletlere karşı koymasını bildi.

Aradan geçen tüm yüz yıllar boyunca liderlerin isimlerini yazmak istemiyorum. Tarihimizi okuyacak olursanız, o liderleri geniş kapsamlı şekilde okur ve bizim kim olduğumuzu anlarsınız.

Son olarak; 26-30 Ağustos, tıpkı Alpaslan’ın Malazgirt meydan muharebesi gibidir. Bu sefer lider Mustafa Kemal Atatürk’tür. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün 1924 ve 1925 yıllarında, Mehmetçik için minnet ifadeleri ile dolu sözleri ile makaleme devam ediyorum.

“…Mazlum milletimizi tarihin en tehlikeli bir zamanında yeniden ışığa ve necata kavuşturan bu muharebede sizin başkumandanız olmaktan dolayı bir insan kalbi için mukadder olabilecek en derin saadet ve iftiharı duydum. Dünyanın hiçbir tarafında ve ordusunda, yüreği seninkinden daha temiz ve daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. Hayatınla, imanınla, itaatinle, hiçbir korkunun yıldıramadığı demir gibi pak kalbinle düşmanı nihayet alt eden büyük gayretin için minnet ve şükranımı söylemeyi nefsime en aziz bir borç bilirim.”

Dünya var olduğu müddetçe Türk’ün bir değil binlerce düşmanı olacağı kesin. Hiçbir ülke insanı bu asil ırkı içine sindiremeyecek ve her an Türkleri ortadan kaldırma planları içerisinde olacaklardır. Dün anlaşmalı devletlerin, vatanımı nasıl bölmeye çalıştıklarını ve hiç çekinmeden kafalarına göre topraklarımıza korkusuzca gelip yerleştiklerini yakın tarihimizde gördük ve esareti yaşadık. Şimdi çoğu gençler geçmişi araştırmadığından dolayı geleceğimiz açısından çok hoş görülü davranış içerisindeler.

Türkün mayasında var olan yardımseverlik ve acıma duyguları, kendini bilmezlere cesaret verdi ve fütursuzca kapımızı açıp içimize kadar girdiler ama son trajediyi onlara Yüce kurtarıcımız ATATÜRK yaşattı. Türk ordumuzun süngülerinin ucunda vatanımıza tecavüz etmenin ne demek olduğunu çok güzel yaşadılar ve anladılar. Nasıl unuturuz bunca eziyetleri soruyorum sizlere? O yüzden Vatan topraklarımızda, bu savaş ve savaşlar bitmeyecek! Çünkü Türk milleti kaldığı müddetçe, iç ve dış düşmanların soğuk ve sıcak saldırma planları hep var olacaktır.

Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Sn. Devlet Bahçeli’nin Malazgirt Destanını anlatırlarken kendilerini bir Türk olarak şuhu içerisinde dinledim. Dinlerken tüylerim diken-diken oldu. 30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutlarken, ne olur bu zaferin nidalarını iliklerimize işleyelim.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here