Suriye’de Ne İşimiz Mi Var?!

0
673

Son on yıl içinde konuyu bilmeyenler tarafından ‘Suriye’de ne işimiz var?..’ diye sıkça sorulur oldu. Sosyal medyanın yanında bazı televizyon yorumcuları ve gazeteler de bu konuyu özellikle öne çıkartıyorlar.

Suriye’de ne işimiz mi var?… Osmanlı imparatorluğu döneminde 500 yıl Türk toprakları içerisinde yer alan Suriye’de yerleşik halkın yüzde altmışı Türk soyundan gelen insanlardır. Türkiye’de yaşam biçimi neyse onlar da orada aynısını yaşıyor. Örf ve adetleri tıpkı bizim gibi. Halep sancağını yıllarca biz yönettik. Halep Valisi Belen’den bölgesini yönetendi. Büyük savaş sonunda sözde galip devletler, vatanımızı parçalamış ve her galip devlet vatanımızdan birer parçanın sahibi olmuş.

Çok uzun uzadıya yazmayacağım çünkü tarih yazıyor. Güncel geçmiş haberlerde yazılanların iç detaylarını gözü göremeyen, art niyetli kişiler tarihimizi araştırsın ve okusun. Ancak güney illerimizde söz sahibi olan Fransa 1889-1939 tarihleri arasında bölgemizde yön tayin eden olmuş. Kafasına göre her türlü devlet kurmaya yetkili kendisini zannetmiş ve bunda da başarıyı yakalamıştır.

Fransızlar, kendi topraklarımız üzerinde yoksulluğumuzun bitap düştüğü dönemde bizimle bir anlaşma yapmış. Anlaşmaya göre Suphi Bereket isimli bir zatı Suriye Cumhurbaşkanı yapmış ve Suphi Bereket Suriye eyaletinin ilk devlet başkanı olmuştur.

Suphi Bereket kimdir? Suphi Bereket, eski Dışişleri Bakanımız Vahit Halefoğlu’nun kayınpederidir. M.Ali Birand’ın eski çırağı Mithat Bereket’in ise büyük babasıdır. Ayrıca bölgemizin iş adamı Ernest Butros’un akrabası Halit Bereket’in ise halen amik ovasında yüzlerce dönüm araziye sahip toprak ağasıdır.

Suriye eyaleti devlet başkanı Suphi Bereket 1922-1925 yılları arasında görevini sürdürmüştür. Fransızların, biz Türklerle zamanın şartlarında yaptığı anlaşma sonucu Suriye bağımsızlığını kazanmıştır. Şimdi soruyorum sizlere… Yüz yıllar boyu kendi topraklarımız olan benim ülkemde ne işim var diye soruyorlar. Bu eyalet Rusya’nın mı? Yoksa Fransa’nın mı? Yoksa bu topraklar benim toprağım mı? Suriye’de yaşayan insanların çoğu benim gibi Türkçe konuşuyor. Ahalisinin yüzde kırk beşi Türkmen kökenli. Çoğu ile Türkiye’de akrabaları var. Benim de akrabalarım var.

suriye haritası idlip ile ilgili görsel sonucu

Kendi halkını kurşuna dizen ve onları esarete sürükleyen acımasız devlet başkanı kendi eyaletine sahip çıkamazken, kendi idaresinde bulunduğu toprakları Fransa, ABD, Rusya ve İran’a kaptıran bu zihniyet için şimdi ne söylenmeli bilmiyorum. Suriye üzerinde şu an tek söz sahibi Fransa! Sanmayın Rusya tek başına bu işin içinde Fransa ile görüşüp yapacaklarını yapıyorlar. Sözde yüzümüze gülen devletlerin hiçbiri samimi değil. Yüzümüze gülüp kuyumuzu kazacak cinsten.

Suriye bana düşman olan tüm şer güçleri sinsice besledi ve beni can evimden vurdurmaya çalıştı. Hudutlarım güvence altında değilken, dağlarım şer güçlerinin fink attığı yerler haline gelmişken ‘Benim Suriye’de ne işim var?’ da ne demek?!

Suriye eyaletinde bir iç karışıklık yaşandı. Halk çil yavrusu gibi sağa sola dağıldı. İlk tutunacakları yer Türkiye sınırı. Adamlarda vatan sevgisi hak getire. Alışmışlar; nargile ve leylimler ile keyifleri beyde yok. İşleri güçleri çocuk doğurmak ve güçlü devletin sırtından geçinmek… Onların bu vurdumduymazlığı karşısında vatanımın her köşesinde isyanlar yaşadık. Böyle vatan sevgisinden yoksun zavallı insanları, çoluk-çocuk yaşlı-genç demeden, milyonlarcasını öldürerek, kendi hükümdarlığını kendine eş devletlerle yerine getirmeye çalışan bu adaletsiz rejime, Türk devleti ilk günden beri karşı çıkıyordu. Göçmenlerle ilgili sıkıntıları anlatan, her defasında o kendilerini yöneten devletlere bilgiler veren Türk devletini, göstermelik sözlerle es geçiyorlardı.

Türk devletinin öyle yabana atılacak bir devlet olmadığını anladılar anlamasına da bakalım bundan sonra ne olacak. Bundan sonra hiçbir şey olmayacak. Kendi vatanımda nankörlerin sosyal medyada paylaştıkları densiz ve şereften yoksun sözleri ile sıkıntı dolu kişiliksizlik abideleriyle yaşamak zorunda kalacağız. Ama şunu asla unutmasınlar ki bu Türk devleti üç beş çapulcunun sözleriyle idare edilmiyor. Türk devleti asırlar beri Dünya coğrafyasında sarsılmaz yerini ilelebet sürdürmeye devam edecektir.

Uyuyan bir devi uyandırdılar. Artık bu dev, asla çizgisini belirlemeden yeniden uykuya dalmaz. Bu yazdıklarımı her okuyan vatan düşmanlarımız kulaklarına küpe yapsın.

Şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize de kutsal vatanımızda uzun müreffeh yıllar dilerim. Şu da asla unutulmasın bizimle uğraşanlarla daha çok işimiz var. Demek ki Suriye’de işimiz varmış!..

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here