Sorular…

0
38

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Sorularımıza yanıt verecek kimse yok mu içimizi biraz olsun rahatlatacak? Suriye’de rejim yüzyıldan beri aynı neden bizim o rejimi değiştirmek ya da yıkmak için bir mücadelemiz oluşsun ki? İyi değilse oradaki halk düşünsün, 50 yıldır başlarında olduğuna göre sıkıntıları yokmuş olsa bile bize ne? Bizim zaten terör örgütlerinden yüreğimiz yanıyor; onlar için sınır ötesine geçildi, canla başla destekledik ama Suriye batağında neden cehennemi yaşadık ve hala yaşıyoruz anlayamadık gitti! Şimdi istediğimiz tek şey bizim Mehmetçiğimizin sağlığı selameti. Çok şey mi istiyoruz. Biz en kötü barışın savaştan iyi olduğuna inananlarız.

Savaş yalnız bir tarafı vurmaz çünkü her tarafı tarumar eder. Babasız çocuklar, evlatsız yaşlılar, yoksulluk ve yalnızlık getirir. Ki görüyoruz mülteciler ve onların dramı? Ve bizim telafi edilmez kayıplarımız ve ekonomimiz! Dizi dizi al bayrağa sarılı tabutlar ve haberlerde izliyoruz mülteci dramını… Bombaların altında can vermek onların yaşadığı dramdan daha iyi görünüyor. Bazen gözümü karanlık sularda, vatandan uzak -ki en kötüsü de bu- -Allah kimseyi vatanından ırak etmesin.- Korkuyla, umutla, umutsuzlukla bin bir düşünce ile, botlarla karşı kıyıya geçmek için verdikleri mücadeleyi görünce. Ve düşünüyoruz insanlık nasılda pörsümüş ya rabbi? Kalbimiz ağlıyor… Bizim düşmanlığımız birlik ve beraberliğimize kast edip ülkemizi bölmek isteyenlere, mültecilere değil. Bu yüzden onların dramı bizi ekstradan üzüyor. Düşünüyoruz ama düşüncelerimiz bir yere varmıyor, oturup ağlıyoruz yalnızca çaresizlikle. Ve matem tutuyoruz ve diliyoruz ki bu matemimizi unutturacak şeyler yaşamayalım artık.

Ve sevgili okuyucularım siyahız çok siyah. Nur içinde uyuyun sevgili kardeşlerimiz, sizi unutmayacağız, unutturmayacağız, mekânınız cennet olsun. Allah sabır versin ailelere gani gani. Onların öykülerini, düşlerini, gülümseyen yüzlerini düşündükçe bu hiçte kolay gelmiyor ya insan! Vatan sağ olsun.

Ve sevgili okuyucularım sağlıkla, sevgiyle kalalım, ayrımsız, ayrımsız her zaman. Yase

& & & & &

Verdiniz Ya…

Büyük Rus yazarı Turgenyev, soğuk bir akşamüstü evine doğru yola çıkmış. Yolda bir dilenci kendisinden para istemiş. Bütün ceplerini kurcalayan Turgenyev, ne yazık ki hiç para bulamamış.

Bunun üzerine kendisine uzatılan soğuk elleri kendi elleriyle ısıtarak: “Kusura bakma kardeşim sana verecek bir şeyim yok” demiş.

Dilenci; “Verdiniz ya efendim” demiş. “Bana kardeşim dediniz.”

& & & & &

Şehit Mektubu

Sana evlat acısı yaşattığım için affet beni anne! Biliyorum bana kızmıyorsun. Ama içinde yanan ateşle ağıt yakıyorsun anne. Ana yüreği bu. Biliyorum yüreğinde kocaman bir kor yanacak bundan sonra. Bayramların bayram olmayacak bensiz. Mezarımın başında geçireceksin tüm bayramlarını. Mezar taşımı temizleyeceksin gözyaşlarınla. Düşman işgaline uğramasın bu topraklar anne. Dayan annem dayan! Ben seni şehitlerin arasında bekleyeceğim.

O koca yüreğinde ateş yaktığım için affet beni baba! Vatan sağ olsun! derken sesin titreyecek biliyorum baba. Bayrağımıza bakarken Vatan sağ olsun! diyeceksin tekrar tekrar. Çocukluğumda bana anlattığın Çanakkale şehitlerine senden selam götüreceğim baba.

Beni affet taze gonca gülüm, hayat arkadaşım! Seni genç yaşta dul bıraktığım için. Ben şehit oldum, sen şehit eşi. Dünya hayatında yokluğumun acısını yaşayacaksın belki. Tabutumun başında ağlarken, doyamadım sana yiğidim! diyerek gözyaşlarını damlattın tabutuma. Ben sana doydum mu sanıyorsun? Ya senin namusuna leke getirecek alçaklar ülkemi işgal etseydi! İşte o zaman ben gerçekten ölmüş olurdum. Sizi yetim bıraktığım için beni affedin evlatlarım! O küçük ellerinizi tutup yanaklarınıza bir öpücük daha kondurmak için neler vermezdim. Kokunuz burnumda tüterken şehitlik nasip oldu.

Size doyamadım. Sen beni öldü sanma oğlum şehitlere ölü demeyin! diyen Allah, bize ölmeden önce yerimizi gösterdi. Orayı görsen sende bir an önce şehit olmak istersin. Seni orda bekleyeceğim oğlum! İnşallah sende şehit olursun! Kolay mı bırakıp gittim sizi sanıyorsunuz.

Hepiniz gözümün önünden geçtiniz. Ben sizi nasıl bırakıp giderim? diye düşünürken, Hz. Peygamberi gördüm anne. Ellerini açmış beni bekliyordu anne. Ruhumu teslim ederken gideceğim yer gösterildi bana.

O ne güzellik! Cennete uçtuğumu anladım. Bakmayın siz cesedimin kan revan içinde kaldığına. Hiç acı çekmedim ben. Dünyada şehitlerden başka hiç kimsenin yaşayamayacağı kadar rahat bir ölüm yolculuğu yaptım. Milletime söyleyin, beni Fatihasız bırakmasın.

Günün Şiiri
Er Mektubu…
O elinde tuttuğun zarf
bir ihanet anında örülmüştür
Ve zarfın içindeki kağıt
er mektubudur görülmüştür
Doğum günüm bu gün 3 Aralık
Ve şafak karanlık
Bu mektubu sana yazıyorum anne
Dün sevdiğimle ayrıldık
Son mektubuymuş bana yazdığı
Bir daha yazmayacakmış
Demek sevda ayrılığa bir ay dayanırmış
Ve asker ocağında terkedilmek de varmış

Bu mektubu sana yazıyorum anne
Bu gün doğum günüm 3 Aralık
Ve şafak karanlık

3-5 nöbetindeydim dün gece
Bir şarjörün boşluğunda içtim son sigaramı
Ve yorgan gibi üstümü örttü kar siperde
Sabaha karşı biraz içim geçmiş
Hayalin gözümün önüne geldi anne
Kızkardeşimi de verdiğinden beri sevdiğine
Bir ben bir de sen kaldın geriye

Üzülme anne üşümüyorum
Bekliyorum elim tetikte
Bekliyorum memleketi ve seni
Ve artık beklemiyorum beni beklemeyen sevdiğimi
Beklemiyorum yüreğimi ve aşkımı
Soğuk siperde yalnız bırakan sevgiyi
Ve bekliyorum anne elim tetikte
Eğer girerse menzile vurup öldüreceğim
Hem aşkı hem sevgiyi

Geçen gece karakolu bastılar
Kurşunlar yağmur gibi yağdı üzerimize
Garip gelecek belki sana ama
Ortalık bayram yeri gibi oldu anne
Biliyormusun o an hiç korkmuyorsun
Herkes kendini bir sipere atıyor
Ve gecenin karanlığında kurşun yerine
Işıl ışıl yıldızlar yağıyor sanki üzerimize
Ve ölüm bile aklımıza gelmiyor anne
Canlar canlar gidiyor
Gidiyor canlar
Ve kimbilir ne zaman bahar

Şehidim Ben Ana

Anam korkma,
Korku yerine için gururla dolsun,
Unutma sen şehit oğlusun,
Şehidim ben ana şehidim.

Vatanım’ı korumak için çıktım dağlara,
Ağlama anam sakın,
Bu Vatan için canım feda,
Şehidim ben ana şehidim.

Günün Sözü

İnsanı doğru eyleme sevk eden sevgidir. Sevgi; dünyaya düzen getirir. Bırakın sevgi istediğini yapsın.
Jiddu Krishnamurti

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here