Siyaset uğruna koskoca İskenderun katledildi. Neymiş sol oylara sahip, Karaağaç Arsuz’a bağlansın. Sağ oylara sahip Denizciler ise İskenderun’a bağlansın. Ya nasıl bir taktik bu?! Oy uğruna memleketi bir avuç yapıp bu hale getirdiniz! Şimdi çok ama çok memnunsunuz değil mi? Aferin size, yardakçılarınıza ve fikir babalarınıza!…
İskenderun sahilsiz sahipsiz normal bir şehir haline geldi. Hali vakti yerinde olanların sahil evlerdeki konutlarından deniz ancak seyredilen yer. İki kilometre sahil güzergâhı tüm İskenderun’da oturanların volta attığı sahil yolu! Karayolları binası arsasına yapılan denizi görmeyen millet parkı!
Denize küsmüş, küstürülmüş bir İskenderunlu! Çok katlı apartmanlarla iç içe yaşayan havası kesilmiş İskenderunlu! Cadde ve sokakları araçlarla kilitlenmiş İskenderunlu! Denizi seyretmek için tepelere çıkan İskenderunlu! Mezbelelik bir balıkçı barınağı ve son… İşte İskenderun bu!
Yazık ettiler güzelim şehrime, yazık ettiler anılarımıza! Bundan böyle hızla gelişen ve güzelleşen bir Arsuz ve Belen var karşımızda! Biri tepeden denizi gören yaylalarında oksijeni bol ve yöresel tarımsal ürünleriyle Belen, diğeri ise binlerce hektar sahiliyle yaz kış insanların kaçış noktası olan Arsuz! Her türlü festivallerde aranılan şehir! Her türlü müzik organizasyonlarında Arsuz ön planda!
Lütfü Savaş ilkelerinde çok haklı. İskenderun’a yanaştı yüz bulamadı. Öyle mi alsana öyle olmazsa böyle olur dedi. HADO artık Arsuz’dan demir alacak! Ayın yirmi dördünde, Akdeniz’e komşu olan ülkelerden yüzlerce yat ilk önce İskenderun’da kısa konaklamalarının ardından, Arsuz Madenliye demir atacak!
Arsuz-Amanoslar’da bulunan tarihi yerler hızla turizme kazandırılıyor. Dağın tepesinden çıkan sıcak ve soğuk su çok değişik bir doğa gösterisine hazırlanılıyor. Arsuz-Samandağ yolu açıldı açılacak. Eli kulağında! Açıldığında o yol, Türkiye’nin en işlek yolu haline gelecek. Samandağ’dan Arsuz’a oradan İskenderun’a gelene kadar denizin ve doğanın tüm güzelliğiyle birlikte keyif alınacak. İskenderun ise eskiden olduğu gibi balıkçı kasabası şeklinde kendi halinde durumuna şükredecek. Gerçi balığın nesli de yavaş-yavaş tükenir vaziyette. Denizi doyasıya yaşamak için ancak teknesi olan zevk için denizde tur atacak. Çünkü denizden uzak bir şehirde yaşamanın utancındayız.
İskenderun çok güzel iş merkezi! Liman canlı şekilde çalışıyor. Ortadoğu’ya gelen malzemeler İskenderun’dan gönderiliyor. Tabi bunların başında kokusu mikronize edilmiş denilen ‘Angus’lar da var. Tesellimiz Hassa tüneliydi o da ekonomik olarak galiba ağır geldiğinden rafa kaldırıldı gibi! Petrol dağıtım merkezinin yeri İskenderun olacaktı o da Ceyhan’a gitti gibi!
Sözde İskenderun il olacakmış?! Güldürmeyin insanı! Köy görünümlü bir şehir il olur mu? Coğrafi genişliği ve nüfusu hızla yükselen Arsuz’a şu an bir şey diyemiyorum. Arsuz ilerde il olur mu olur.
Arsuz, Roma imparatorluğunu kalıntılarını içinde barındıran bir şehir. Unutulmuştu birden bire gündeme geldi. Siyasiler belki bilerek bu programları yaptı. Zavallı İskenderun! Sahipsiz İskenderun! Oy almak için şehrimizi boydan boya parçaladılar, bağırta-bağırta hava alanımızı elimizden aldılar. Yerine İskenderun Üniversitesini kurdular. Hâlbuki İskenderun üniversitesinin yeri belliydi. Pirinçlik mıntıkasında bin dönüm yer unutuldu gitti. Köylüler her hazine yerine zeytin ekerek topraklarımızı paylaştılar.
İskenderun’un ismi çok büyük ama kendisi ufaldıkça ufaltıldı. Eski resimleri sosyal medyada paylaşıldıkça içim kan ağlıyor. Kartpostalda duran anılarla şimdilik moral buluyoruz. Yarın ne olacak meçhul!…
