Günaydın sevgili okuyucularım. Sevgilisi olanlar, olmayanlar. Bir dakika “sevgilisi olmayanlar” diye bir şey olabilir mi? Etrafına sevgiyle bakan herkesin bir sürü sevgilisi vardır bence. Ve ben şahsen tek kişiye yönelteceğim sevgimi kolektif kullandığımda daha çok sevgilim ve sevgili oluyorum ne dersiniz? Daha çok hediye alıyorum üstelik ne haber? Laf aramızda bu bir tesellimidir yoksa herkesin anladığı manada bir sevgilisi olmayanların? Kimi kandırıyorsun? Tabiî ki bir teselli ama olsun yine de çok güzel ve üstelik gerçek. Ve zamanla değişmek zorunda değil. Yani günümüzdeki sevgilileri görüyoruz iki de bir değişiyor hıh, hıh. Valla kıskanç biri gibi yazıyorum (gülümsüyorum şu an zevkle)
& & & & &
Sevgililer günü öyle pat diye havadan düşmüş bir gün değilmiş azıcık araştırınca buluyorsunuz. Ahh zavallı biz insanlar hamurumuz sevgiyle yoğrulmuş ama bunu bilmeyiz en büyük acıları aşk için çekeriz? Hatta bunun için canımızdan bile vazgeçebiliriz. Bakın bugünün mimarı sayılan din adamı Valentine gibi… Valentine aşık olduğu kızdan karşılık alamayınca canına kıyar ve kalbini sevdiği kıza yollar.
Her yıl 14 Şubat’ta kutlanan sevgililer gününün aslı Eski Roma İmparatorluğu kilisesine dayanır. İsmini Valentine adında bir din adamının isminden alır (St. Valentine Day).
“Zamanın Roma İmparatoru orduya asker bulmakta zorlanıyordu. Ona göre bunun sebebi erkeklerin ailelerinden ve aşklarından vazgeçemiyor oluşuydu. Bu sebeple evlilik ve nişanlanmayı yasaklamıştır. Aziz Valentine adındaki papaz ise çiftleri gizli gizli evlendirmeye devam ediyordu. Bunun sonucunda yakalandı ve ölüm cezasına çarptırıldı.”
Tabi bu Valentine ile ilgili efsanelerden sadece biri. Tarihte inancı yüzünde 14 Şubat’ta öldürülen 3 tane Valentine olduğu düşünülüyor…
Romantik aşk ile Valentine arasındaki bağlantı ilk olarak 14. yüzyıla ait kaynaklarda görülmektedir. 1381 tarihli Parlement of Foules adlı kitaba göre, Fransa’da ve İngiltere’de 14 Şubat geleneksel olarak kuşların çiftleşme günü olarak bilinmekteydi. Günün bu özelliğinden dolayı sevgililer birbirlerine güzel sözler yazan notlar vermekteydi ve bu notlarda birbirlerine Valentine diye hitap etmekteydiler.
Hristiyan olduğu için öldürülmüş din adamı Valentine ile romantik aşk arasındaki ilişkiyi anlatan efsanelerin 14. yüzyılda ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu efsanelerde geçen başlıcaları şöyledir:
Valentine, öldürüleceği günden bir gün önce gardiyanın kız kardeşine “Valentine’ninden” imzalı bir aşk notu vermişti. Romalı askerlerin evlenmesinin yasak olduğu dönemlerde; gizlice evlenmelerine yardım etmişti.
Ve sevgili okuyucularım. Şubat ayı gerçekten değişik bir aymış mitolojiye göre aşağıda anlatıldığı gibi. (acaba dün Şubat ayı benim için özeldir derken şuur altımda yatan bunlar mıydı?) Ah sevgili okuyucularım diyorum ya, kendimizi çözmeden, başka abuk sabuk problemleri çözmeğe uğraşıyoruz ayaklarımız tavanda gezerken!!!
Şubat Ayı Bereket Festivalleri
1712 yılına ait İsveç almanağında 14 Şubat Valentine olarak belirtilmiş. Şubat ayı ortasının aşk ile ilişkisi antik çağlara dayanmaktadır. Antik Yunan takvimlerinde, Ocak ayı ortası ile Şubat ayı ortasının arasında kalan zaman Gamelyon ayı olarak adlandırılmıştı ve Zeus ile Hera’nın kutsal evliliğine adanmıştı.
Antik Roma’da 15 Şubat, bereket tanrısı Lupercus’un onuruna, Lupercalia günü olarak kutlanmaktaydı. Bu günde, Lupercus’un din adamları tanrıya keçi kurban ederlerdi. Daha sonra kafalarının üstüne koydukları bir parça keçi derisi ile Lupercus’u simgeleyerek, Roma sokaklarında koşturup, karşılaştıkları herkese dokunurlardı. Genç kızlar gönüllü olarak ileri atılır ve bereket tanrısının dokunuşundan paylarını almaya çabalarlardı. İnanışa göre bu dokunuş sayesinde doğurganlıkları kolaylaşacaktı.
1908 tarihli Katolik Ansiklopedisi’ndeki eski şehitler listesinde, 14 Şubat gününe kayıtlı, inancı yüzünden öldürülmüş üç tane Aziz Valentine geçmektedir:
Roma’da 3. yüzyıl’ın ikinci yarısında öldürülmüş ve Via Flaminia gömülmüş bir rahip. Yaklaşık olarak aynı dönemde yaşamış, Interamna (modern Terni) piskoposu. O da Via Flaminia’ya gömülmüştür ancak mezarı bahsi geçen rahipten farklıdır. Üçüncü Aziz Valentine ise, Afrika’da hakkında çok az bilgi olan bir kişidir.
Romantik aşk ile Valentine arasındaki bağlantı tarihi dokümanlarda hiç geçmemektedir ve kimi tarihçilere göre sadece bir efsanedir. Valentine’nin onuruna kutlama günü, 14 Şubat 496 yılında Papa Gelasius tarafından ilan edilmiştir.
Günümüzde Sevgililer Günü
14 Şubat, 1800 yıllarda Amerika’lı Esther Howland’ın ilk Sevgililer Günü kartını yollamasından bu yana çok sayıda insanın kutladığı toplumsal bir olay olmuştur. Bunun doğal sonucu olarak olayın ticari yönü çok fazla önem kazanmış, sevgililer günü tüm dünyada ticaretin canlandığı bir dönem haline gelmiştir.
Bizim esnaf ağlıyor ama, etrafta o kadar ucuz, Çin ıvır zıvırı var ki almayanı dövüyorlar.
Ve sevgili okuyucularım hiç şaka yapmadan, kıskanmadan, hain gerçeklere aldırmadan, bu yıl ki sevgiler gününü canı yürekten kutluyorum ve diliyorum ki gelecek yılda yanınızdaki sevgili size yine ilk gün ki gibi görünsün ve hediyelerin en güzelini ona almak isteyesiniz… Sevgilisi olmayanlarda üzülmesin bir çiçek alsın annesine, bir çocuğu sevindirsin, bir yaşlıyı ziyaret etsin, hastaneye gitsin, bir güler yüz bütün hediyelerden daha değerli olacaktır bekleyenlere inanın. Ben ne yazı ki ayağa kalkamayacak kadar hastayım bugün, zaten sürekli sinyaller alıyordum bu konuda ama ateşim yükselmediği için kendimi idare ediyordum, şimdi ateş tavan yapmış ve ağzımı açarsam öksürük ciğerlerimi parçalayacak, bu yüzden sessizce bütün sevdiklerime tanıdık tanımadık herkese mail atacağım, en azından gülümsemelerini sağlayacağım.
Ve sevgili okuyuculum sevgiyle kalalım, sağlıkla ve hep sevgi dolu olarak, ayrımsız gayrımsız… Yase
NOT: Bu yazı kaygısız olduğumuz mutlu yıllardan kalma.
& & & & &
Nazlı
Kafası darmadağınık içeri girdi, herkes yemek odasına girmişti, sofra donanmış herkes yerine yerleşmişti, evin emektarı yemekleri dağıtıyordu. Annesi Güneş’i görünce hemen yanına çağırdı.
Güneş babası ile daha iki laf etmemişti onun yanında oturmak istiyordu. “Baba nasılsın” diye yanına yerleşti annesini görmezden gelerek. Babası elini oğlunun omzuna attı; “Ben iyiyim de sen nasılsın rengin atmış gibi?”
“Yok, iyiyim babacığım valla çok özledim, işler nasıl çok kalacak mısın?”
Güneşin aklı başından gidiyordu babası olanları duyacak diye. Aslında o da en az Nazlı kadar babasından çekinirdi.
“Evet, biraz kalmayı düşünüyorum” sesini iyice alçaltarak; “Annenle biraz ilgilenmek istiyorum da. Zaten işlerinde tadı yok” diyerek çatalını yemeğine batırdı. Sessizce yemeklerini yemeğe çalışmalarına rağmen Güneş çok huzursuzdu ya Nazlı’nın annesi şimdi çıkıp gelirse ne yapacaktı?
“Oğlum ne düşünüyorsun yemeğini yesene” annesi sesleniyordu. Güneş silkinip önündeki yemeğe baktı. “Aslında ben gelmeden yemiştim anneciğim çok aç değilim” dedi. Ama yine de tabağındaki yemeği bitirdi. Hemen kalkıp salona girdi. Niyetti Nazlı’yı aramaktı. Ama kızın tel fonu kapalıydı hala. Arkası Yarın
Günün Şiiri
Gel Gör Beni Aşk Neyledi
Ben yürürüm yane yane, aşk boyadı beni kane
Ne deliyem ne divane, gel gör beni aşk neyledi
Aşkın beni mest eyledi, aldı gönlüm hast’eyledi
Öldürmeye kast eyledi, gel gör beni aşk neyledi
Gah eserim yeller gibi, gah tozarım yollar gibi
Gah akarım seller gibi, gel gör beni aşk neyledi
Akar suların çağlarım, dertli ciğerim dağlarım
Şeyhim anuban ağlarım, gel gör beni aşk neyledi
Benzim sarı gözlerim yaş, varım pare ciğerim taş
Halden bilen dertli kardaş, gel gör beni aşk neyledi
Ya elim al kaldır beni, ya vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni, gel gör beni aşk neyledi
Ben yürürüm ilden ile, şeyh anarım dilden dile
Gurbette halim kim bile, gel gör beni aşk neyledi
Mecnun oluban yürürüm, o yâri düşte görürüm
Uyanıp melül olurum, gel gör beni aşk neyledi
Miskin Yunus biçareyim, baştan ayağa yareyim
Dost elinde avareyim, gel gör beni aşk neyledi
Günün Sözü
Aynı dili konuşan değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilirler.
Mevlana
Sevinçli anında kimseye vaatte bulunma, öfkeli anında kimseye cevap verme…
Çin Atasözü
Cahillerle tartışmaya girmeyin, ben hiç yenemedim…
Gazali
