Selçuk; “Yetersiz Önlemler Nedeniyle Meydana Gelen Ölümler Kaza Değil Cinayettir

0
47

İnsan Hakları Derneği (İHD) İskenderun Şube Eşbaşkanı Coşkun Selçuk; “Yetersiz Önlemler Nedeniyle Meydana Gelen Ölümler Kaza Değil Cinayettir”

Sağlıklı Yaşam Parkında bir araya gelen İnsan Hakları Derneği üyeleri, ‘Önlemler alınsın, ölümler son bulsun’ sloganıyla hayatını kaybeden maden işçileri için basın açıklamasında bulundu.

Bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının da destek verdiği açıklama, hayatını kaybeden maden işçileri anısına bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.

Geçtiğimiz Cuma Günü akşam saatlerinde Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu’na bağlı işletmede grizu patlaması sonucunda kırk bir işçinin yaşamını yitirdiğini, beşi ağır olmak üzere altı yaralı işçinin de halen hastanede tedavi gördüğünü hatırlatan İnsan Hakları Derneği İskenderun Şube Eşbaşkanı Coşkun Selçuk, yetersiz önlemler nedeniyle meydana gelen ölümlerin kaza değil cinayet olduğunu söyledi.

Selçuk; “Soma’da kaybettiğimiz üç yüz bir işçinin acısını unutmamışken yeniden acıların yaşanması ve yerin yüzlerce metre altında çalışan işçilerin yaşamını yitirmesi, yaşam hakkına ilişkin endişelerimizi doğrulamaktadır. İnsanların en temel hakkı olan yaşam hakkının daha fazla kar elde etmek için hiçe sayılması kabul edilemez. Yetersiz önlemler nedeniyle meydana gelen ölümler kaza değil cinayettir. Hükümet tarafından yapılan açıklamalarda önlemler konusunda bir şey söylenmezken ölümlerden sonra cenazelere ne kadar kısa sürede ulaştıklarına dair açıklama yapıp bu konudaki duyarlılıklarını göstermeye çalışmaktadırlar. Patlama sonrasında konunun araştırılması için kaç savcı görevlendirdiklerini söylemektedirler. Ölen işçilerle ilgili “kader” açıklamasının alınmayan önlemleri ve sorumluları gizleme amaçlı olduğu herkesçe bilinmektedir.

 İLO raporlarına göre Türkiye işçi ölümlerinde en üst sıralarda gelmektedir. Bütün dünyada önlemler alınarak en aza düşürülmeye çalışılan işçi ölümleri konusunda böylesi yüksek bir kayıp ancak iktidarın bu konudaki umursamaz tutumu ile açıklanabilir. Her konuda manipülasyon yapan iktidar bu konuyu gündeme taşıyanları da provokatörlükle suçlayıp işçi ölümleri konusunda sadece kendi verdikleri bilgiler ve yaklaşımları doğrultusunda kamuoyunu yönlendirmek istemektedir” şeklinde konuştu.

Yaşam hakkının insan hakları açısından en öncelikli hak olduğunu savunan Selçuk; “Hiç bir gerekçe bunun ortadan kaldırılmasını meşrulaştıramaz. Eksik alınan önlemler nedeniyle işçilerin yaşamını yitirmiş olması gerekçelendirilemez. İşçi ölümlerinde gerçek sorumlular yerine yine orada çalışan konumunda bulunanlara sorumluluk yüklenerek hukuksal açıdan üstünün kapatılması ölümlerin devam etmesine neden olmaktadır.

Gerçek sorumlular yargılanmamaktadır. Amasra’da yaşanan grizu patlamasında sorumlular sadece patlama yaşanan işletmedekilerle sınırlandırılamaz. İşçi güvenliği konusunda yatırım yapılması için gerekli donanımı mali kaynağı sağlamayanlar başta olmak üzere yukarıdan aşağıya bu konuyla ilgili olan herkesin yargılanması gerekir.

Aksi durumda daha önce Soma’da, Ermenek’te, Kozlu’da ve daha birçok yerde yaşandığı ve yeterli önlem alınmadığı, gerçek sorumlular yargılanmadığı için bu gün Amasra’da yaşanan yarın başka bir yerde yaşanacak yine işçilerin emekçilerin canı yanacaktır.

Amasra’da yaşanan grizu patlaması sonucunda kayıpların son olması için iktidarı önlem almaya çağırıyoruz. ILO standartlarına uygun, bilimsel çalışma şartlarının oluşturulması işçileri yaşamlarını yitirmekten iktidarı da ölümleri doğallaştırmak için çeşitli argümanlar üretmek zorunluluğundan kurtaracaktır. Yaşamını yitiren emekçilerin ailelerine vereceğiniz hiç bir para giden canların yerini doldurmayacaktır. İşçi ailelerine ölümden sonra vereceğiniz paralarla işçilerin güvenliği için gereken önlemleri alın ki işçiler yaşasın.

Amasra’da yaşamını yitiren işçileri saygıyla anıyor, ailelerine başsağlığı diliyoruz, yaralı işçilerimizin bir an önce sağlıklarına kavuşmasını umut ediyoruz. Amasra’da yaşanan grizu patlamasında sorumluluğu bulunanların etkin soruşturmayla ortaya çıkarılmasını ve yargılanmasını talep ediyoruz. Aslolanın yaşam hakkı olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here