“Proje Okulları” Okumak!

0
246

Önce haberi okuyalım.. “İTÜ tarafından proje okul kapsamında kurulan ve alanında ilk olan, “İTÜ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi” 2019-20 Eğitim Öğretim yılı için LGS puanıyla; ‘denizcilik, elektrik-elektronik ve bilişim’ alanlarında 90 öğrenci alacak.”

Lisenin tanıtım toplantısında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan İTÜ Rektörü Prof. Dr. Karaca, “İngilizce, ana eksende olacak. 4 yıllık lise eğitimine bir yıl hazırlık sınıfı ekledik. İngilizce eğitimini aşacağız ve bu Türkiye’de ilk kez denenecek bir uygulama olacak” dedi.

İTÜ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi müdürü Prof. Dr. H. Toros da, “öğrencilerin nitelikli bir İngilizce hazırlık eğitimi alacaklarını” belirtti ve ekledi: “Bu eğitim, İTÜ Yabancı Diller Yüksek Okulu’nun danışmanlığında gerçekleşecek. İngilizce konuşma, yazma ve okuma beceri kazanım alt yapımız hazır. Mezunlara başta İTÜ olmak üzere (yerleşmeleri halinde İTÜ tarafından burs desteği sağlanacak) diğer önemli üniversiteleri de rahatlıkla kazabilecekleri bir eğitim programı planladık. Bu donanımla öğrencilerimizin üniversiteye girişi veya sektörde aranan eleman olmaları oldukça kolay olacak…”

Haberi okuduğumda, 31 Ekim 2016 tarihinde bu sütunda yayımlanan, “Tarihten Bir ‘Proje Okul’ Hikâyesi” başlıklı yazıyı hatırladım.. Söz konusu yazıyı özetleyerek bir kez daha paylaşmak istiyorum..

Osman Nuri Koçtürk, 1969 tarihinde yayımlanan “Sessiz Savaş” adlı kitabının önsözünde; “1961 yılından bu tarafa yeni sömürgeciliğin kirli ve karışık oyunları hakkında çok şey söylendi, çok şey yazıldı. Geri ülkelere dost gibi sokulup düşmanca hareket eden gizli savaşçıların davranışları ve sömürme yöntemleri hakkında bugün daha çok şey biliyoruz” diyor.. Devamında; “Sessiz savaşın usta kurmaylarının, uyguladıkları projeler üzerinde uzun süre çalıştıklarını” belirtiyor ve “bu çalışmalar sürecinde sömürgeci hayranı bilim çevrelerinden de büyük destek ve yardım gördüklerini” vurguluyor.. (Ararat Y.)

Koçtürk, 500 sayfalık kitabının 95.sayfasında; “Milletlerarası insan pazarında, yalnız kol işçilerini değil, entelektüelleri ve kafa gücünü de bir ticaret metaı gibi pazara çıkarmış olan emperyalistler, geri ülkelerde ucuza teknisyen yetiştirerek kendi ülkelerine aktarmanın ve bu teknisyenlerin masraflarını fakir insanlara ödeterek onları kendi menfaatleri için çalıştırmanın kolayını bulmuşlardır” diyor.. Devamında, (s.97, 98) “TÜBİTAK’a ait Bilim ve Teknik adlı derginin Ağustos 1968 sayısında yer alan “Fen Öğretiminde Yeni Çığır” başlıklı yazı üzerinden uygulamayı izleyebiliriz” diyor ve alıntılarla “proje kapsamlı” okullara tarihsel bir şerh düşüyor.. “Ankara’da 1964 yılında açılan ve şimdilik 284 öğrencisi olan ve İngilizce öğretim yapan bir fen lisesi vardır. Bu lisenin müdürlüğünü yapmakta olan zat, başında bulunduğu liseyi bize tanıtırken, sahneye konan oyun hakkında değerli ipuçları vermektedir. Buna göre; sınıflar 24 kişidir. Okula her yıl 96 öğrenci alınır. Bu öğrenciler, ME Bakanlığı’nca, ortaokul üçüncü sınıf öğrencileri arasında mart ve mayıs aylarında Türkiye çapında yapılan sınavla seçilir. Her yıl 12 bin öğrenci bu sınava girer. İçlerinden en zeki ve araştırıcı olmaya en elverişli olanlar seçilerek fen lisesine teslim edilir. Devlet bu okulda okuyan her öğrenci için kuruluş masrafları hariç yılda 6500 TL masraf yapmaktadır. Bakanlıkla Ford Vakfı arasındaki anlaşma gereğince, okulun laboratuar araçlarını Amerikalılar vermiş, öğretimin İngilizce olması ile yetinilmemiş, danışmanlar marifetiyle Amerikan liselerinde Amerikalı öğrencilere okutulan müfredat programı tercüme edilerek lisede uygulamaya konulmuştur. Başka bir deyişle, Türk halkının parası ile Türk çocuklarına öğretim yapan bu lise, Amerikan toplumunun amaç ve ilkelerine uyarlı adam yetiştirmektedir. TÜBİTAK, modern ve Amerikanvari fen eğitimini bütün Türkiye ye yaymak için komisyonla iş birliği yapmakta ve bu işi yaparken fen lisesi örneğinden yararlanmaktadır. Daha şimdiden dokuz lisemizde fen eğitimini Amerikanlaştırma denemelerine girişilmiştir.(s.96) Bu liseden veya bu liseyi taklit etmek suretiyle çoğaltılacak liseden mezun olanlar, İngilizce öğrenim yapan üniversitelere aktarılacak ve öğrenimlerini bitirdikten sonra da Amerika’ya gitmeyi veya Amerikan sermayeli şirketlerde yüksek ücretle görev almayı düşüneceklerdir.”

Son tahlilde umarım ve dilerim ki, proje okul kapsamında kurulan İTÜ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, süreç içinde tarihten aktardığım proje okulla benzeşmez..

‘Demokrasi Ve Milli Birlik Günü’nü bu duygu ve düşüncelerle kutluyorum..

Selam ve saygılar… ozdemirgurcan23@gmail.com

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here