Mutluyuz Boşanıyoruz -Aldatmak-

0
195

Mutluyuz Boşanıyoruz…
Aldatmak

ABD’nin 30. Devlet Başkanı Calvin Coolidge bir gün eşiyle birlikte hükümet çiftliğine gitmiş. Farklı bir şekilde gezilerini çiftlikte sürdüren çiftlerden Bayan Coolidge tavuk kümesinin önünden geçerken horozun içerde bulunan birçok tavukla birçok kez çiftleştiğini görmüş. Yetkiliyi çağırıp horozun ne sıklıkla bu performansı sergilediğini sormuş. ‘Her defasında onlarca kez…’ cevabını alınca irkilmiş tabii.

Bayan Coolidge, geldiği zaman bunu başkanla paylaşmalarını tembihleyip oradan ayrılmış. Aradan bir süre geçmiş ve başkan gelmiş. Yetkililer First Lady’nin mesajını iletmişler. Başkan meraklı gözlerle horozu incelemiş ve sormuş. ‘Her seferinde aynı dişiyle mi?’ Yok demişler, her seferinde farklı dişiyle beraber oluyor. Uzun-uzun horoza baktıktan sonra ‘lütfen bunu tez zamanda Bayan Coolidge’e iletir misiniz?’ deyip oradan ayrılmış.

ABD başkanının eşiyle yaptığı bu naif atışma daha sonra aldatmanın bilimsel açıklamasına dair birçok araştırmacıya ilham kaynağı olmuştur. Öyle ki fareler üzerinde yapılan en kapsamlı deneyin sonuçları bize aldatmanın evrimsel sürecini çarpıcı bir şekilde ortaya koymuştu. Araştırmacıların Coolidge Etkisi ismini verdiği bu fenomen; cinsel açıdan doymuş bir erkeğin içinde bulunduğa ortama yeni ve çekici bir dişi girdiğinde cinsel açlığının artması -libidosunun yükselmesi- ve buna bağlı olarak er kişinin içinde bulunduğu biyokimyasal durum olarak izah edilmiştir. Pek çok hayvan üzerinde yapılan deney ve gözlemler neticesinde, cinsel açıdan doymuş erkeğin, bulunduğu alana yeni bir dişi geldiğinde, cinsel istek ve performansında ani ve hızlı bir yükselme meydana geldiği bilgisine ulaşılmıştır.

Deneyin detaylarına girecek olursak. Deney amaçlı labirent parkurundan alınıp çiftleşme döneminde olan dişi farelerin bulunduğu geniş bir kafese erkek bir fare bırakılıyor. Kesin bu işte bir bit yeniği var diyen er fare önceleri çekingen davransa da sonra atın ölümü arpadan olsun deyip tüm dişilerle defalarca çiftleşiyor. Fantezilerine fantezi katıyor durmadan dişileri kovalıyormuş.

Bu süre zarfında her gün farklı dişiyle defalarca çiftleşebilen kahramanın boşalma süresinin her geçen gün arttığını ancak beyninde salgıladığı dopamin miktarının azaldığı gözlemlenmiş. Bununla beraber performansı ile birlikte istek ve arzuları da düşmeye başladığını rapor etmişler. Kahramanımız artık dişilere karşılık veremeyecek kadar iliği kemiği kurumuş bir şekilde köşede oturuyor.

Deneyin ikinci kısmında ise dişi farelerin arasına yeni bir dişi fare daha ekleniyor. Yeni dişiyi fark eden erkek farenin tüm yorgunluğu ve isteksizliği nasıl oluyorsa bir anda gidiyor, sanki hiçbir şey olmamış gibi yeni gelenle büyük bir motivasyonla çiftleşmeye başlıyor. Tekrar yorulana ve isteksizleşene kadar da buna devam ediyor. Bu süreç ortama her yeni fare bırakıldığında aynı şekilde devam edebiliyordu. Aynı deneylerin dişi fareler üzerinde de denendiğini ve yaklaşık olarak aynı sonuçlara ulaşıldığını belirtebiliriz.

Fakat tek fark dişi farelerde, Coolidge Etkisinin erkek farelere nazaran daha az görüldüğü saptanmış. Araştırmacılar bunun nedenini erkeklerin evrimsel süreçte mümkün olduğunca fazla dişiyi dölleme içgüdüsünün geliştirilmiş olmasına bağlıyor. Bu evrimsel süreç Coolidge Etkisinin dişilerde daha az görülmesinin bilimsel olarak açıklamaktadır. Çünkü dişi bireyler çiftleşmenin etkilerini çoğunlukla birinci elden deneyimledikleri için çiftleşirken daha seçici ve daha dikkatli davranabiliyordu. İçgüdüsel olarak erkek aynı anda birçok dişiyi hamile bırakabilirken, dişi ise sadece yavrularını koruma güdüsü ve kriteri ile güçlü ve güvenilir partneri seçmektedir.

Bu çalışmanın insanlar üzerindeki etkisine bakacak olursak içgüdülerimiz dışında etik ahlak anlayışımızın olması Coolidge Etkisini kısıtlayan faktör olarak karşımıza çıkıyor. Evli bir çift yıllarca birbirleriyle seks yaptığında tıpkı doğadaki diğer hayvanlara benzer şekilde farklı kişilere daha iştahlı ve arzulu olabiliyor. İşte bilime göre aldatmanın perde arkasındaki bilimsel neden, Coolidge etkisi adı verilen bu ilginç fenomen. Bu etkiye ek olarak yasakların karşı konulamaz cazibesini de eklediğimizde, aldatmanın temel sebeplerine ulaşmış oluyoruz.

Malumunuz Adem babamız cennette yasaklı olan elmayı yediği için kovulmuştu. Çünkü yasağın cazibesi var oluşundan itibaren insanoğluna hep büyülü gelmiştir. Hatta Mark Twain amcamız bu durumu; ‘Hata, elmayı yasaklamak oldu. Oysa yılanı yasaklamış olsalardı, Adem onu yemek isteyecekti’ şeklinde özetlemişti.

Hayatı fotoğraf makinesinin kadrajından görüp, sanatın ölümsüzlüğünü donuk karelerden akan görüntülere dönüştüren büyük fotoğraf sanatçısı Ara Güler ise yasakların karşı konulmaz cazibesini bir röportajında şöyle özetlemişti. Muhabir soruyordu.

-Arkanızdaki fotoğrafta kocaman harflerle “SİGARA İÇMEYİNİZ!” yazıyor. Sizse, her dakika önünde sigara içiyorsunuz. Bu nasıl bir çelişki?  Madem içeceksiniz evinize neden astınız?..

 Usta yanıtlıyor;

-Hayat nedir, biliyor musun? Arkanda sigara içmek yasaktır yazacak ve sen de önüne geçip inadına içeceksin. Bunun nasıl bir mutluluk olduğunu anlatamam.

Hayatın klişesidir fakat ‘yasaklar delinmek içindir’ sözü sadece Ara Güler ustanın değil hemen herkesin hayat felsefesi haline geldiği kesin. Fakat hayat şartları bizi kurallara uyumlu bir hale getirmeye zorlasa da içimizde derinlerden bir ses “yapma!” demektedir. Bu kırmızı ışıkta geçmek olsun, yasaklı siteye erişim olsun, sigara içmek olsun içimizdeki ses bize sürekli fısıldamaktadır. O fısıltı ki cennette her şeye sahip olan Adem ve Havva’nın yasak meyveyi yediği için cennetten kovulmasına sebep olmuştu. Çünkü yasa ve kuralların tersine gitmenin hazzı bizi sürekli ikilemde bırakır ve şu soruyu sordurur. “Acaba yapsam mı?”

Bireyin neyi yapıp yapmayacağı ise kendi duruşunu ve karakterini yansıtır. Ben Coolidge etkisi dedim, merak dedim, yasakların hazzı dedim; siz adilik, şerefsizlik, karaktersizlik olarak nitelendirebilirsiniz. Hiç sorun yok, hepsi kabulümdür. Lakin sebebi her ne olursa olsun hiçbir açıklama aldatmayı meşrulaştıramaz. Çünkü aldatma bir yüreğe yapılabilecek en çirkin saldırıdır.

Aile ve İlişki Terapisti
Psk. Mehmet CAN
psikologmehmetcan@gmail.com

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here