Futbolcu Hakları Nedir? (5)

0
20

Değerli okurlarım, bilinçli bir okur grubuna sahip olduğumu söylersem inanın abartmamış olurum. Onlarla birbirimizi tanıdık ve birbirimizi tamamladık. Bundan daha iyisi olamaz. Okurlarım benden istedikleri sadece sporla sınırlı değil. Bu istekler sanat ve kültür sayfamızda da oluyor ve aynı zamanda onların dilekleri yoluma ışık tutuyor. Okurlarımın iltifatlarını yazmıyorum, sadece memnuniyetlerini, teşekkürlerini bildireceğim o kadar. Ben de onlara gönül dolusu teşekkür ederim.

Genel olarak ülkemizde futbolun dışında profesyonelce yönetilen başka bir spor dalı yok. Bu genellemeyi geçenlerde rahmetli olan Garbis Zakaryan bozdu. Rahmetli ülkemizi iyi şekilde temsil etti. Daha sonra da orta sıklette Cemal Kamacı Avrupa Şampiyonu olarak bizleri sevindirdi.

Efendim, “Bizim zamanımızda” deyip de kafanızı karıştırmak istemiyorum. Çünkü o dönemde futbolumuz amatördü. Orta yaşta olanların da bileceği gibi ülkemizde sadece bir “İstanbul Ligi” vardı, hepsi o kadar. İstisnaların dışında hemen bir sporcu profesyonel olmaz. Önce amatör daha sonra profesyonel olunur. Amatörlük başka, profesyonellik daha başkadır. Bunları anlatmaya çalışacağım.

Profesyonellikte hemen akla para geliyor ama onun da hakkını vermek gerekiyor. Bu kaçınılmaz… Yani, futbolcu da, ilgili kulüp yönetimi de yapılan sözleşmenin gereğini yerine getirmeli. Futbolcu artık amatör değildir, keyfi işler bitmiştir. Kulübüne bağımlıdır, keyfi olarak sözleşme feshedilemez. Mazeretsiz antrenmana gelmeme diye bir şey olamaz. Mazeret varsa öncelikle takımın teknik direktörü muhatap kabul edilir ve nedenleri sorulur. Şayet, takımın teknik direktörü “Bilgim yoktur” derse, yönetim noter kanalıyla tutanak tutar ve ayrıca yönetim o futbolcunun takımdaki durumuna göre uyarabilir de, affedebilir de. Bu olay sık-sık yaşanmaz.

Spor olsun ya da diğer konularda olsun, kişinin iyi niyetli olması çok önemlidir. İyi niyet her zaman kazandırır, kaybettirmez. İyi niyet dedim ya özlük hakları iki gün gecikmeli olarak hesabına yatan futbolcuların şikâyette bulunduğunu çok duydum. Bunu en çok yabancı transferler yapıyor. Arada bir spor ahlakından söz ediyorum ya. Takımla ilişkisi iyi olmayan oyuncu, bu iki günlük gecikmeyi ganimet biliyor.

İçlerinde delikanlı olanlar yok mu? Tabi ki var. Örneğin bir Mondragon vardı Kolombiyalı. Tam üç ay maaşı hesabına yatmamış. Bizim delikanlı spor basını hemen etrafını çevirmişler, neden şikâyet etmiyorsun? Neden maçlara çıkıyorsun? Daha sonra Mondragon’a net olarak şu soruyu sormuşlar; “Para almadan nasıl oynatıyorlar seni?” Bu sorunun yanıtı oldukça ilginç! “Beni öpe-öpe oynatıyorlar…” İyi niyetin en önemli tezahürü budur.

Futbolcuna değer vereceksin, onun güvenini kazanacaksın, her hangi bir şekilde sorun yaşanıyorsa, takımdan ayrılırken de onu rencide etmeyeceksin. Yani iki taraf içinde en az zararla yolları ayıracaksın. Yöneticilerin yapacağı en azından bu olmalıdır. Zaten bu işin raconu da budur.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here