Değerli okurlarım, bu tür makalelerimin belli bölümlerinde sahalarda “yuhaladığımız” o güzel insanları arada bir de “koruma” gereği duyuyoruz, nedense! Her şeye rağmen onların da insan olduğunu unutmamak şart! İnanıyorum ki kaliteli insanlardır ve bu özellikleri önde seyretmektedir.
Şu yazdıklarımı dikkatle okuyun lütfen. Bizimkilerle Avrupalı hakemlerin belirgin farkı nedir biliyor musunuz? Takımlar sahaya çıktığında Avrupalı hakem oyuncularla şakalaşıyor, elle birbirine dokunuyorlar, dersiniz ki bunlar kanka olmuşlar. Maç başlıyor ve gerektiği yerde “DÜT” sarı kartını çıkarıyor ve tebessüm ederek gösteriyor. Yine tebessüm ederek omzuna dokunuyor ve bir cümleyle futbolcuyu uyarıyor. Sorun yok.
Onlar da olanlar, bizimkiler de neredeyse yok gibi. Nedir bunlar? Kişilik zafiyeti, duygusallık, gereksiz yere oyunu durdurma ve kartlarda zamanlama hatası, pozisyonları yakından takip edememe. Aslına bakarsanız, hakemlerle yola çıkmayacaktım. Başladık devam edelim.
Yıllar öncesinin hakemlerini başka bir makalemde sizlere sunacağım. Benden duymuş olacaksınız eski hakemlerimizin konumunu. Kafası kıyak maç yönetenler, belinde tabancası olan hakemler vs. ilginç bulacağınızı söyleyebilirim.
Şimdi kaldığımız yerden devam edelim. Bütün hakemlerimizin mutlaka bir rengi vardır. Şu takım, bu takım falan. Gidin sorun bakalım, yanıt yok. Milli takımlı olduklarını söyleyenler çoğunlukta.
UEFA da çok güzel kurallar üretiyor. Eller, kollar vücuda yapışıksa koşullar ne olursa olsun “Penaltı” değil. Eller kollar mutlaka vücutta ayrı ya da yukarıda olacak.
Günümüzde hakem kararlarını “Var” ya bozuyor ya da doğruluyor. Sadece “var” sisteminin başındakiler önemli. Nasıl anlarsanız. Bizim futbol oynadığımız dönemde, futbolu bırakanlar hakemlik yapıyordu. Oldukça da başarılıydılar. Futbolu oynamış olmak kolay bir hadise değildir. Burada eller de önemli, gözler de.
Öncelikle hakem penaltıya karar verdiyse, şu kriterlere dikkat edecektir.
-Elle oynama rakip takımın hücumunu engelliyorsa, -Elle oynama centilmenliğe aykırı bir şekilde yapılmışsa, -Elle oynama rakibin bir avantajını ortadan kaldırıyorsa -Elle oynama kendine bir avantaj sağlıyorsa, -Elle oynama gol pozisyonu yaratıyorsa.
Bunlar UEFA’nın uyulmasını istediği kurallardır ve tamamen doğrudur. Bunların dışında ısrarla rakibe radt işareti yapan, hakemin çevresinin saran, muhtelif hareketlerle hakeme doğru koşup tepki veren, birden fazla sert hareketlerde bulunan ve gereksiz yere kendini yere atıp dinlenirken kıvırtanlara; pamuk eller cebe giderek sarı kart çıkar ve devamında da her kimse oyuncu kızarır.
Koşullar ne olursa olsun, hakemliğin zor zanaat olduğunu samimi olarak belirtmeliyim. Doğrusu bu!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
