Futbol Denilen O Canavar (4)

0
11

Değerli okurlarım, yüz üç milyondan vazgeçmenin bir nedeni olmalı. Tabi ki bir nedeni var, bunu da artık herkes biliyor. Federasyon Başkanlığı seçiminden önce, birisi dedi ki: “…Bu toplantının amacı, kimin aday olacağına değil, kimlerin aday olmayacağını belirlemek içindir. Şu kararı aldık, eski başkanlar olmayacak ve kulüplerde görev yapan başkanlar ve yöneticiler de olamayacak…”

Kısa süre sonra, “Anadolu takımlarını, üç büyüklerin çömezi olmaktan kurtaracağız…” Bir gün sonra, “Kulüpler Birliği büyük çoğunlukla Yıldırım Demirören’in başkanlığını destekleme kararı aldı…” En sonunda ise, “Yıldırım Demirören’in başkanlığını destekliyoruz…”

Hepsi bu değil, milyarları peşinden koşturan bu spora canavar dedik çıktık. O canavarsa, onu canavarlaştıran yine bizleriz. Unutmayalım!

Bu makalemi Ankara’da kaleme aldım. Soğuk bir kış günü, lapa-lapa kar yağmış ve her taraf bembeyaz, beyaz çarşaf gibi adeta. Makaleler evlat gibidir, konu üzerine daha önce de yazmıştım ama fazla değişikliğe uğratmadan anlamını değiştirmeden ve de sizleri uzun yıllar gerilere götürme adına yeniden yazmaya karar verdim.

Okurlarımı uzun yıllar geriye götürürken, anılarla baş başa kalırken gözümüz yine orada yani maçların yapılacağı zeminlerde. Toprak da olabilir çimen de. Fakat burası bembeyaz ve her tarafa bembeyaz bürünmüş. Gelin gibi olmuş. Kale direkleri de gözükmüyor, onlar da bembeyaz. Saçaklardaki kılıç biçimindeki korku vererek sallanan buzları görünce insan kendine geliyor.

Peki, ayrıntılı biçimde tasvir etmeye çalıştığım zeminde ne yapılacak, ekranlarda imrenerek izlediğimiz buz pateni mi gerçekleşecek? Hayır, efendim hayır. Bu bembeyaz zemin üzerinde sporseverleri ve hakemleri saymazsak, canavarlaşmış sahada 22 genç sözde futbol oynayacak.

Bazı maçlar ertelenir, bazıları ertelenmez, Allah bilir! Düşünün bir de maç esnada ayaz çıkar, artık gerisini sizler hesap edin. Zıplayıp dururuz. ‘Canavar’ işte!…

… …

Yaşadığımız “Kritik” yıllarda, duyumlarımız arasında şunlar da vardı. “Dört beş yıl UEFA etkinliklerine istirak etmezsek ne yazar? UEFA’ya haddini bildirme zamanı geldi…” Buna benzer saçma sapan ifadeler gündem oluşturdu. Kambur üstüne kambur koymanın bir anlamı olabilir mi? şayet bir duruş göstermek istiyorsanız, UEFA ile dost olacaksınız, icraatlarla, takımlarımızın Avrupa başarılarıyla temayüz edeceksiniz, başka türlü olmaz.

Öylesine berbat sahalarda top koşturmaya çalışan zamanın gençleri şimdilerde altmışlarına merdiven dayadılar. Acaba diyorum o günkü canavarlaşmış futbolu hatırlayabilirler mi? Hiç sanmıyorum! Ama şimdi canavarla birlikte yaşıyoruz!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here