Futbol Bir İbadettir (1)

0
39

Değerli okurlarım, baharın gelmesi çok çekicidir. O zamanki duygularınızı az da olsa tahmin edebiliyorum. “Ne alaka” diyorsunuz ve böyle düşünenlere hak vermiyor değilim. O duygu ve düşünceler yaşadığımız şehir için hiç de geçerli değil. O zaman devam edelim.

Bahar aylarında, Toprak ana bizleri hem onurlandırır ve hem de mükâfatlandırır. Apartman yığınlarının olduğu yerlerde bunlar fark edilmez bile. Toprağın bol olduğu ortamlarda yaseminlerin kokusunu duyarsınız, laleler şairlere ilham kaynağı olur. Diktiğim ve toprak anayla tanıştırdığım çiçek fidanlarının çiçek açacaklarını şimdiden görür gibi oluyorum.

İnsanların, topraktan beklenti içinde olması başlı başına bir heyecan! Fakat o çiçek fidanlarının yerini yadırgayıp kurumaları benim için cehennem azabıyla eş değerde. Her halükarda baharda her taraf cıvıl-cıvıl! Yağmurumuz çoktur ya, rahmet dindiğinde her taraf bahar havasındadır ve insanların pırıl pırıldır. Şehrimiz dün de böyleydi, bugün de böyle ve eminim ki yarınlarda da böyle olacaktır.

Bahar insanlara canlılık, dinginlik verir ve güç bahşeder. Baharda evliliklerin çok olması bundandır muhtemelen. Bütün bu güzelliklere rağmen bazı insanlara “İskenderunluyum” dedirtemedim ona yanıyorum. Şehrimizin ekmeğinin tuzu yok herhalde…

Bu edebi girişten sonra yeniden futbola dönüyoruz. Tesadüfen de olsa bazı başlıkları ikinci kez kullandığım oluyor, ne gam efendim. Futbol ibadettir dedik ama futbol namaz kılmaktır, oruç tutmaktır şeklinde bir ifade de kullanmadık. Öyle yapsaydım birileri mutlaka bir laf atardı. Hiç şüpheniz olmasın.

Efendim, futbol günümüzde tam kıvamını bulmuştur ama çıkış yeri, tarihi, önce nerede oynandığı… Bu sorulara varsayımların dışında kesin bir şey söylenmiyor, söylenemiyor. Amerika keşfedilmeden önce orada futbol yok muydu? Bilemiyoruz ama Güney Amerika’da futbol kaynadığına göre mutlaka o ayak oyunu vardı.

Gerçekçi olmamız gerekirse, alt yapısı, üst yapısı, en üstün kapitaliyle, milyarları peşinden koşturan bu şeytan tüylü spor insanlar üzerinde bir hegemonya kurmuştur. Kurtul eğer kurtulabilirsen. Yine de yiğidin hakkını yiğide vermek gerekmez mi?

Futbol ilk kez orada oynanmamış olsa bile, İngilizlerin hakkını teslim etmemiz gerekiyor. İngilizleri severiz ya da sevmeyiz, fakat emek kutsaldır ve inkâr edilmemeli. Futbolun kuralları, hakemlik müessesesi, yeşil zeminin ebatları, federasyonlar, kale direklerinin ve beyaz çizgilerin kalınlığı kurallarla sabitleştirilmiştir.

O dönemde ecnebilerin ülkemizde top oynadığı yerlerde bizim gençlerimiz en fazla sahaya 50-60 metre yaklaşabilirlerdi. Yürekli olan yaklaşsın, o anda kelle gider. Halimize şükredelim diyorum.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here