Futbol Aşkın Kendisidir (5)

0
37

Değerli okurlarım, futbolun yapısında “Yükseliş” vardır, “Değişim ve Devrim” vardır. Yani her kavramın kendine has bir anlamı vardır ama bazıları da birbirine göbekten bağlıdır. Bir zamanlar “dostluk, dürüstlük, samimiyet, cömertlik…” ön plandaydı. İşte o fi tarihinde yukarıda saydığım kavramların çözümlenmiş ve benimsenmiş olması gayet doğaldı. Anlatmak istediğim güzellikler gözle gözükür şekildeydi. Şimdi nasıl diyenler için açıklamada bulunmak istiyorum.

Günümüzde daha ziyade “para” ön planda az da olsa “şöhret” de paranın izini sürmekte! Ne hikmetse parası olanın şöhreti de oluyor. Eski futbolculardanım ve o dönemin futbolcularının yakından tanıyorum. Acımasız bir tekme bu sporda kariyer yapmamı engelledi, kadere inananlardanım. Şu anda rahmetle andığım eski futbolculardan bir ağabeyimiz günümüz oyuncuları hakkında şunları söylemişti…

İyi para kazanıyorlar, akıllı olanlar kazançlarını iyi değerlendiriyor. Her türlü teknik gelişmelere sahipler. Para hareketlerini izliyorlar. Dünya Futbolu ellerinin altında, deplasman onlar için sorun değil.

Her şey değişti, kişilerin kaderleri ile birlikte yaşam çizgileri de değişti. Nasıl değişmesin ki? Şimdilerde bir futbolcu bakkaldan aldıklarını deftere yazdırıyor mu? Bir zamanlar yazdırıyordu! O da değişti! Bu değişiklik güzel!

Bir anı ile makaleme devam etmek istiyorum. Uçakların lüks olduğu ve deplasmanların otobüsle yapıldığı dönemde seyahat anında iki şişe su içmiştim. Hocam beni uyarmıştı. Nedenini sormak ne mümkün! Aldığımız terbiye öyleydi. İçimde bir ukde olarak kaldı “neden beni uyardı” diye. Mutlaka bir nedeni olmalıydı…

Yakından tanıdığım ve yaşça bizden oldukça büyük Hacettepe’nin golcüsü Halis ağabeyimiz vardı. Uzun yıllar sonra Ankara’da karşılaştık. Ve tabii ki konumuz futboldu. Futbolcu başka ne konuşur?

“-Ya Öcal, ben maça çıkarken bir büyük su bardağı dolusu şarap içer, maça öyle çıkardım. Başka türlü rahat oynayamazdım”

“-Neden?”

“-Bilmez gibi konuşuyorsun. Çamura belenmiş ve ağırlığı ikiye katlanmış top hışımla sana doğru geliyor. Iskalayamazsın, kafayı çarpmak zorundasın. O takımdan ekmek yiyorsun. Ağır bir cisme kafa atmak çok acı veriyordu. Daha sonra da şarapla dost olduk…”

Efendim anılar çok! Biraz da başka makalelerime saklamak istiyorum.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here