Değerli Okurlarım, “tribünlerdeki küfürlü tezahüratları ortadan kaldıracağız” diyenler havasını alırlar. İnsanları utandıran, mide bulandıran galiz küfürlerin dışında, besteler yaparak, şiirler okuyarak tribünleri karnaval yerine çeviren o insanlara dokunmazlarsa sanırım iyi olur. Argonun da kendine has bir dili vardır.
Tribünlere ilk kez giden yetişkinler, önceleri utanıyor ve sonraları da kahkaha ile gülüyorlardır. Çünkü taraftarlar öyle bir dil kullanıyorlar ki, itiraf edeyim, etkilenmemek mümkün değil. Bir taraf ne söylerse, karşı taraf o argümanı ters çevirip çoğaltarak rakibe iade ediyor. Bazı doğaçlama anında oluyor. Rakibin ne ürettiğini bilemiyorsun ama önemli bestelere özel olarak çalışıyorlar. Okunurken kendini gösteriyor bir emeğin ürünü olduğu.
Futbol, dünde böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacaktır. Yani, çağın oyunu, bundan sonraki çağların oyunu olacağından kimsenin kuşkusu olmasın. Burada herkesle hemfikiriz. Her zaman söylediğimiz gibi, diğer oyunlardan çok daha fazla kitlesel katılımı bulunmakta. Taraftar kimliğine bakınca, yıllardan beri konuyla iç içe olmama rağmen, yine de şaşkınlığımı gizleyemiyorum.
Burada, yaş, meslek, statü, etnik özellik, hiçbir şeyin önemi yok. Kitle ruhuyla, bir arınma yaşamı var oluyor. Bu da bana göre çok pozitif bir hadise. Tribünlere gelenler, sporseverler, taraftarlar ve fanatikler, değişik dozlarda gazlarını da boşaltıyorlar açıkçası.
Önemli bir müsabaka arifesinde söylenen sözler, verilen beyanatlar taraftarlar nezdinde gündem oluşturuyor. Maç başlayınca da nasiplerini alıyorlar. Doğruyu söylemek gerekirse, taraftarların iltifat ettiği etkili kişiler; Teknik Direktörler ve de Hakemler… Çünkü bunların ikisi de kral! Birinin elinde düdük var, sahanın kralı ve posta koyamayacağı kimse yok, hemen kartını (tabancasını) çıkarır ya da gösterir. Diğeri ise yedek kulübesinin önünde, koca bir futbol takımına devamlı talimatlar yağdırır. Müsabakadan önceki beyanatları da sivriyse, zavallının anasını da bacısı da yerlerde sürünür.
Dikkat edilecek bir konu da şu… Herkes birbirinin anasını alaşağı ediyor, belki de analardan çok korkuyor olmalılar. Şimdilerde kulüp başkanlarına fazla bir şey söylenmiyor. Kendi kulüp başkanı ileri de zor durumda kalmasın diye, belki de! Bir derbi maçında sık-sık yanlış düdük çalan Selçuk Dereli’ye karşı taraftar yanlışlardan dönmesi için şöyle uyarı da bulunmuştu. Selçuk Dereli! Senin Anan Nereli? Bunda bir suç unsuru var mı? Bence yoktur!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
