Bir zamanlar ne iştahlı yorum ve haberler yapılıyordu. Ben bile inanmıştım. Hatta İstanbul’dan bir gondol dahi getirmiş evimin bahçesine koymuştum. İlk yapılanlar o kadar hızlı yapılıyordu ki çimento arabalarının biri gidiyor, biri geliyordu. Feyezan kanalı baştan sona doğru iş makineleriyle dolup boşaldıkça “tamam bu sefer ilgililer bu işe tam manasıyla el attı” dedim.
İskenderun’umuzun tam ortasında kara bir leke gibi duran bu kanal sonunda yenileniliyor ve ilgililerin ‘bu kanaldan bundan sonra pis sular değil, temiz ve yüzülebilir sular akacak’ demesiyle içimiz coşkuyla dolup taşıyordu. Ya teknelerle, gondollarla geziye ne demeli? Vallahi harika bir iş çıkacak düşüncesindeyken birden bire yeni yapılan köprüler gündeme geldi. Projede, mühendislerin bir hatasıyla bunca emek ve devletin parası çarçur oldu. Güler misin ağlar mısın?!.
Yapılan köprülerden bırakın araçların geçmesini, vatandaş ve okul çocuklar da geçemez durumdaydı… Halkın haklı isyanlarıyla o bunca masraf edilen köprüler yeniden yıkıldı ve yerlerine bir daha yenileri yapıldı. En ufak bir adaletsizliğin kanun önünde soruşturma geçirdiği bir dönemde, konu birden bire kapandı gitti. Bunları kim ve nasıl şekilde yaptırdı diye kamuoyu zerre kadar aydınlatılmadı. Konuyu soruşturanda olmadı!?
İnanın o feyezan kanalının bulunduğu yerden nefretle geçer oldum. Geçmişte burnumu kapatıyordum, hala burnum kapalı yanından geçiyorum. Kanal boyu tamamen mezbelelik! Ne ararsan etrafında, ne ararsan içinde mevcut!
Muhammen bedeli milyonlarca Türk lirasıydı. Bu kadar para harcanan bir yatırımın hangi noktasındayız?.. Ben bilmiyorum! Bu proje ile ilgili gelinen son durumu, biri veya birileri varsa lütfen çıksın sorsun, anlatsın bizleri aydınlatsın. Gazeteci olarak çok geniş bir kitleye sahibiz. Sosyal haberler bizleri yeterince doyuruyor ama ne yazık ki tüyü bitmemiş yetimlerin parasıyla memlekete bir şeyler yapılıyor. Takipsizlikten dolayı her şey saman altı (!)
Böyle bir hadisede yüklenici neden zayıf bırakıldı. Veya bu ihale şartları neye göre hazırlandı ve servis edildi. Bilinmeyen denklemler bayağı çok! Bu memlekette bizler yaşıyoruz. Bizler uzaydan gelmedik. Etraftan duyduğum ses cızırtılarından bıktım ve usandım. Çoğu yeri aradım ama gerçek şekilde feyezan kanalının geleceğini bana olumlu şekilde anlatan olmadı!
En son duyduğum şu feryat, artık beni zora soktu. “…Kardeşim her türlü makaleler yazıyorsun. Güncel olaylarda sizi takip ediyor ve bunla gurur duyuyoruz. Kimden korkuyorsunuz da feyezan kanalı ile ilgili bir şeyler yazamıyorsun ya da yazmıyorsunuz?.. Memleket baştan sona pislik içerisinde! Sokaklar, caddeler araç yığınlarıyla dolup taştıkça nerede yaşadığımızı bilmiyoruz? Ya soluduğumuz toz topraklar. Vallahi-Billahi canımızdan bezdik bıktık usandık!..”
Gel de vatandaşlarımızın bu sahipsizlik sorunlarını kulak arkası et!. Gel de bu kahır dolu sorularını cevapsız bırak!. Benim bu konuda gerçek bilgilerim olsa derhal konuları bilinçli şekilde ortaya koyar ve sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunurum. Gücüm yok, bende sizler gibiyim, bazen yazar-çizerim, sonra ben ve bir kaç kişi yazılanları okur geçer.
Feyezan kanalı ile ilgili hatırladığım kadarıyla onlarca yazı yazdığım arşivlerimde mevcut. Yazılanların hedefine ulaşmasını bende sizler kadar isterim ama gücüm bu kadar. İskenderun’da insanlarımız kendi yaşam alanlarına sahip çıkması gerek. Bir kişinin veya bir kaç kişinin yazdıklarıyla memlekete sahip çıkılmaz. Her insan elini taşın altına koymalı. Başka memleketlerde, memleketlerine sahip çıkan insanlar var. Her yapılan işin takipçileri var. İskenderun enteresan bir şehir! Armut piş ağzıma düş!
