Engelli Olmak Suç mu? (1)

0
38

Değerli okurlarım, uzun tatillerde ya da normal günlerde yüzlerce trafik kazaları oluyor bildiğiniz gibi. Maalesef ölenlerimiz olduğu gibi, çarpmadan dolayı yaralananlar da bulunmakta. Ölenleri rahmetle anıyoruz ve yaralananlara da acil şifalar diliyoruz ama o yaralananlara toplu iğne batmıyor ki, aylarca yataktan kalkamıyor ve sonunda sakat kalıyor. Yani engelli oluyorlar.

Bu edebi girişimize onları da dahil ediyorum. Bazılarını tanıdığımdan ve bu girişten mutlu olacaklarını umuyorum.

“…Bir şeye özlem duymak, hatta bir süre sonra kavuşacağımızı bilsek bile yine hasretle bekleriz. Geleceği bilinenleri beklemek zordur, beklenen bazen sürpriz yapar erken gelir, bekleyenleri sevindirir.

Bulutlar ya da gökyüzü ağlıyor ifadesini makalelerimde kullanmayı seviyorum. Gökten yağan rahmettir, Allah’ın rahmeti. Mevsiminde o kadar çok yağar ki serzenişte bulunduğumuz da olur. Çiftçiler altın yağıyor, toprak doyuyor derler. Onlar haklılar da gecekondularda oturanlar şikâyet ederler. Evlerinin her yanı leğen, çömlekle dolar. Dünyada kaç bölge vardır ki yağan yağmurla yüzler gülsün ve bazılarına da ilham kaynağı olsun.

Bizim bölgemizde beklenen yağmur daha erken yağmaya başladığından yüzleri gülen, festival havası yaşayan ender bölgelerden biri. Şehrimizde kar yağmaz ama mevsimsel yağmurlar “afet” gibidir. Zarar-ziyan boyut kazanır. Bu afattan fakir-fukara nasibini alır. Millet olarak unutkanız çabucak unuturuz.

Okuduğunuz bu satırları sözünü ettiğim erken gelen yağmurlu ortamda yazıyorum. Çiseleyen yağmuru izlerken, daktilomun tuşlarından daha güzel sesler çıkıyor ama görünen ortam, teneffüs edilen hava müthiş. Yağmurun zemine düşmesiyle birlikte oksijen olayı da tavan yapıyor. Hatta buranın kedileri bile bu yağmuru yadırgamıyorlar ve bu nedenle de huzursuz değiller. Kısa süre sonra kesileceğini onlar da biliyorlar. Yani bir sığınak arama derdi yok onlar için.

Efendim, böylesine temiz ve oksijeni bol ortamda rahmetten esinlenerek bir şeyler mi karalanır ya da spor mu yapılır? Herkesin tercihi vardır mutlaka. Ben ikisini de yapmaya özen gösteriyorum.

Tamlıkla hiçlik arasında geçen ömrümüzün en büyük iki kılavuzu beslenme ve egzersizdir aslında. Beslenme bana göre kendimizi doyurmaktır ve doğrudan ekonomiye dayanır. Ancak, spor yapmak bedava, para ile uzaktan yakından ilgisi yok. Yeter ki müsait bulduğunuz ortamları iyi değerlendirip hakkını verin. Spor yapmak ifadeyle değil, icraatla olur. Spora başlarken bir heyecan duymuyorsanız, ondan fayda sağlayamazsınız.

Birkaç kez edebi girişsiz makaleme başlamıştım da okurlarım serzenişte bulunmuşlardı. Okurlarımı memnun etmek en önemli görevimdir. Bu şekilde ben de kendimi restore etmiş oluyorum…”

Başka bir edebi paragrafta buluşmak üzere hoşça kalın!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here