“Refah, Eşitlikçi, Özgürlükçü, Adaletli Bir Toplum Yaratacağız”
İhsan Fatih Mursaloğlu, Cumhuriyet Halk Partisinden Milletvekilliği Aday Adaylığını açıkladı. CHP İlçe binasında düzenlenen basın toplantısıyla aday adaylığını kamuoyuna duyuran Mursaloğlu, partililerden de destek aldı.
Toplantıda ilk olarak söz alan CHP İskenderun İlçe Başkanı Yusuf Mansuroğlu, “Türkiye çok nazik bir süreçten geçiyor. İkinci durağı olmayan bir yolculuğa çıkıyoruz. Bu son durak… Türkiye’nin bu karanlık koridordan çıkması için çok değerli arkadaşlarımız taşın altına ellerini koyuyorlar, bedenlerini koyuyorlar. Ben hepsine çıktıkları yolda başarılar diliyorum, hayırlı olsun diyorum. Bu yolda kimisi aday olarak bu partiye hizmet edecek, kimisi örgüt olarak hizmet edecek, kimisi de Türkiye’nin önünü açmak için elinden gelen her şeyi yaparak hizmet edecek. Fatih Bey aday olarak hizmet etme yolunu seçti, kendisine hayırlı olsun diyorum. Yolun açık olsun” şeklinde konuştu.
Daha sonra söz alan CHP Hatay Milletvekili Aday Adayı İhsan Fatih Mursaloğlu; “Cumhuriyetimiz ve demokrasimiz çok zor durumda. Zor durumda olan cumhuriyetimiz ve demokrasimiz için kayıtsız kalamazdım, evimde oturamazdım. Kuvayi Milliye ruhu ile mücadele etme kararı verdim. Siyasette, sizin önderliğinizde, sizin desteğinizle aday olarak devam etmek için yola çıktım. Hatay 1930’lu yıllarda Fransız emperyalizmine karşı topyekün mücadele etmiş güzide insan topluluğundan teşekkül etmektedir. Aynı mücadeleyi bu dönemde yapmaktayız. Bizim kanımızda Kuvayi Milliye vardır, bizim kanımızda tam bağımsız, emperyalizme karşı mücadele eden Türkiye vardır, Türk milleti vardır” diye konuştu.
Yoksullar Üzerinde Soykırım Yapılıyor
Milletvekili seçilmesi durumunda özellikle tarım üzerine çalışmalar yapacağını ve ithal tohum kullanılmaması yönünde çaba göstereceğini vurgulayan Mursaloğlu; “Biz şu anda yine farklı yollardan istila halindeyiz. Özellikle içerisinde bulunduğumuz dönemde tarımın içler acısı durumu bizleri çok üzmektedir. Şu andaki AKP hükümeti ne yazık ki yoksullar üzerinde bir soykırım yapmaktadır, öyle gıdalar yediriyorlar ki bize… Amerikan emperyalist küresel şirketler bu topraklardan defolup gitmelidir. Eğer sizin nefesiniz, sizin sesiniz olmak için yukarıya doğru gidebilirsem, tek mücadele kaynağım sizi zehirleyen, çocuklarınızı öldüren, torunlarınızı öldüren bu küresel şirketlerin hepsini ülkemden kovmak olacaktır. Bunun çaresi vardır, acilen yerli üretim desteklenmelidir, yerli tohumlarımız tekrar üretilmelidir.
Hibrit tohumlar, GDO’lu tohumlar bize dayatılmaktadır. Devletin politikası da bunlara çanak tutmaktadır. Bir taraftan bu küresel emperyalist şirketler tohumları dayatıyor, arkasından sizleri hasta ediyor ve ondan sonra ilaç satmaya başlıyorlar, tıbbi malzeme satmaya başlıyorlar. Çünkü 80 milyonluk bir pazarı kim kaybetmek ister ki? Şu anda hepimiz risk altındayız. Yediğimiz GDO’lu ve hibrit tohumlardan dolayı hepimiz hasta olmaktayız.
Birkaç rakam vermek istiyorum. Pancar üretimi 1988 yılında 22 milyon tonken 2015 yılında 15.8 milyon tona düştü. Nüfusumuz 80 milyona çıkmış olmasına rağmen üretim düşmüştür. Çiftçi sayısı 450 binden 120 bine düşmüştür. 2000’li yıllarda pamuk üretiminde 7. sırada iken ülkemiz maalesef geldiğimiz noktada Çin’den sonra ikinci pamuk ithalatçısı durumuna düşmüştür.
Buğdayın anavatanıyken ithal eder olduk. Tamamen dışa bağımlı, global şirketlere hizmet eden, hem tohum hem ürün bazında tamamen teslim olmuş bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Tütün Türkiye’de yasaklandı, üreticiler şu anda tütün ekemez duruma geldiler. Güneydoğu terörle mücadele ederken tütün tekel işletmeleri kapatılarak oradaki işçiler sokağa atılmış, çiftçiler topraksız bırakılmış, üretimsiz bırakılmış ve orada terör patlamaları yaşanmıştır. Van Et Entegre Tesisleri kapatılarak işçiler sokağa atılmış orada et üreticileri mağdur edilmiş ve bundan dolayı da terör patlamaları meydana gelmiştir. Bana göre terör örgütleri ile AKP’nin hedefleri aynıdır. Farklı yollardan aynı hedefe gitmektedirler. Biri Türkiye’yi bölmek için terör eylemleri yaparken, AKP de dini kullanarak ülkeyi bölmeye çalışmaktadır. Hedef aynı, yollar farklıdır” şeklinde konuştu.
Mücadeleyi asla bırakmayacaklarını ifade eden Mursaloğlu; “Bunun için de biz vatansever, milliyetçi, yurtseven insanlarımız, bunlara dur deme zamanı gelmektedir ve geçiyordur da. 25 Haziran’da, hepimiz mutlu, refah, eşitlikçi, özgürlükçü, haklı, adaletli bir toplum yaratacağız. Buna inanıyorum. Biz 1919’da, 1920’de, 1921’de, 1938’de, 1939’da nasıl mücadele etmişsek Arabıyla, Alevisiyle, Sünnisiyle, Hristiyanıyla, Müslümanıyla aynı şekilde birlikte mücadele edeceğiz. Bizi bölemezler. Burada ezanda duyacağız, çan da duyacağız, hazan da duyacağız. Her türlü din, dil, ırk ayrımı yapmadan kardeşçe, dostça, mutluluk içerisinde yaşayacağız.
Benim mücadelem sizin mücadeleniz. Ben elimi, gövdemi taşın altına koydum. Siz varsanız ben varım, ben varsam hepimiz varız” şeklinde açıklamalarda bulundu. (Haber: Helga TERBİYELİ)
