“Türk İnsanının Her Şeyi Dışarıdan Almaya Mahkûm Ettiler Şimdi Sıra Zeytinde”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Belen İlçe Başkanı Fevzi Yüksel, aylık olağan toplantısını dün ilçe binasında ilçe yönetimi, kadın kolları, gençlik kolları ve partililerin katılımıyla gerçekleştirdi.
Partililer toplantıya ellerinde zeytin dallarıyla katılırken, Başkan Yüksel de, “Türk insanının her şeyi dışarıdan almaya mahkûm ettiler şimdi sıra zeytinde” diyerek tepkisini dile getirdi.
Toplantıda ilk olarak her toplantısında değindiği referandum konusuna değinen Yüksel; “Unutturulmaya çalışılan iki konuyu devamlı hatırlatmaya ve gündemde tutmaya, unutturmamaya devam edeceğiz. Bir tanesi 16 Nisan’da yapılan referandum. Bu referandum sonuçları hileli ve şaibelidir. Bu referandum sonuçları demokrasiyi, halkın sandığa giden kutsal oyunu tam kanunsuzluk hali ile değiştirmenin adıdır. Onun için bunu her toplantıda her ortamda hatırlatmaya devam edeceğiz. Bu referandum sonuçları şaibelidir ve tarih boyunca da şaibeli kalacaktır.
İkinci konu halkın sesi, Türkiye’nin sesi olan Sözcü Gazetesinin susturulmaya çalışılmasıdır. Sözcü Gazetesi çıktığı günden beri cumhuriyetten, demokrasiden, doğruluktan, haktan ve hukuktan taraf olmuş, Türkiye’deki kanunsuzlukların, yolsuzlukların, yoksulluğun sesi olmuş ve dik durmuştur. İşte bunun bedeli ödettirilmek isteniyor. Sözcü susmayacaktır, susturulamayacaktır” şeklinde konuştu.
Önceki gün Payas’ta, bir işçinin yaşamını yitirmesi ve bazı işçilerin de yaralanmasıyla sonuçlanan iş kazasına da değinen Yüksel; “Bu vahim kazada yaşamını yitiren kardeşimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Bu konuyla ilgili olarak şunu söylemek istiyorum. İş güvenliği yasası bu ay yürürlüğe girecekti. Büyük patronlar üzerinde durdu, devreye girdi iş güvenliği yasası yürürlüğe girme tarihi 2019 seçimlerinden sonraya bırakıldı. Bunu hatırlatmakta fayda görüyorum. Ülkeyi yönetenlerin kimlerin sözünü dinlediği, işçinin alın terinin ne kadar değerli olduğunun en güzel kanıtı ve örneğidir” şeklinde konuştu.
Birkaç gün önce yaşanan ve 13 askerimizin şehit olmasına neden olan helikopter kazasındaki ihmallerden de söz eden Yüksel; “İki güne üç güne bir şehitler geliyor, yüreklerimiz yanıyor, yüreklerimiz kanıyor. Maalesef bir türlü durmuyor. Bu olayda vahim hatalar, vahim suçlar var. 7 yıldır helikopterlere takılması gereken ‘engel tanıma sistemi’ çeşitli bahanelerle takılmamış. Alçak uçuşta mutlaka bir engel tanıma sistemi takılması gerekir maalesef takılmamış. Ülkeyi yöneten Başbakan kazadan sonra televizyonlara çıkıyor ‘Ben talimatı verdim gerekirse doğrudan temin sistemi ile takılacak’ diyor. Bu güne kadar neredeydiniz? Bu şehitlerin sebebi kim? Bu elim kazanın sorumlusu kim?” diyerek tepkisi dile getirdi.
5 Haziran Dünya Çevre Günü münasebetiyle çevrenin hayati önemine vurgu yapan Yüksel, Mustafa Kemal Atatürk’ün bir ağacı kesmemek için kendisi için yapılan evi raylar üzerinde nasıl yürüttüğünü anlattı. Böyle bir olayın dünyada bir benzeri daha olmadığını ve dünyanın en büyük çevrecisinin Mustafa Kemal olduğunu vurgulayan Yüksel, meclisten geçirilmek istenen Zeytinlik alanlarla ilgili yasaya değindi.
Bundan önce de 7 defa bu yasasının geçirilmek istendiğin ancak her defasında reddedildiğini hatırlatan Yüksel; “Kutsal kitabımızda 6 ayette ismi geçen, kutsal bir meyve, kutsal bir ağaçtır zeytin. Her şeye kıydılar, ormana, denize… Her şeyi peşkeş çektiler, sıra şimdi zeytine geldi, zeytine kıyacaklar, zeytini idam edecekler. TBMM’ye 7 defa zeytin yasasını değiştirmek için müracaat ettiler, 7 defa meclis hür iradesiyle itiraz etti. 8. defa meclisten apar topar yasayı değiştirip geçirmek istiyorlar. Madencinin, yatırımcının, iş adamının, yandaş iş adamının gözünde Zeytinlik alanlar var. Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1939 yılında yürürlüğe giren zeytin yasasını değiştirmek istiyorlar. Bu yasanın can alıcı noktalarından bir tanesi, bu yasa değişirse bir dönüm alanda 15’ten az zeytin ağacı varsa bu alan Zeytinlik alandan çıkacak. Bu ne anlama geliyor, ülkemizde 170 milyon zeytin ağacı var, bunların 120 milyonu zeytinlik alandan çıkacak. Çünkü ülkemizdeki zeytinliklerin yüzde 70’inde dönüm başına 12-13 ağaç düşüyor. Olayın başka boyutu, zeytin ağacı kesenlere 2000 TL ceza getiriliyor. Arazide 16 adet zeytin ağacı var, iki tanesini kes, 14’e düşür gerekirse ağaç başına 2 Bin Ceza öde, orayı zeytinlik alandan çıkar deniyor.
Eski yasaya göre 3 kilometre Zeytinlik alan yakınına fabrika kurulamaz deniyor ama şimdiki yasada ‘ancak’ diyor ‘alternatif alan bulunamazsa bu illerde kurulan kurul oranın Zeytinlik alandan çıkmasına karar verip, imar izni verebilir’ deniyor. Bunların ‘ancak’ları meşhur zaten. Fakirin fukaranın sofrasındaki zeytini de yok etmek için harekete geçmişler. Türk insanını, her şeyi dışarıdan almaya mahkûm ettiler şimdi sıra zeytinde.
Bir sanatçı çıktı duyarlılığını dile getiriyor diyor ki ‘Zeytine Dokunma’. Bakan çıkmış ne diyor; ‘Sen popçusun şarkını söyle, zeytinden sana ne, senin zeytin tarlan mı var ki zeytine karışıyorsun’ Böyle bir Bakanı Türkiye Cumhuriyeti’ne layık gören zihniyeti de kınıyorum.
Herkesi duyarlı olmaya çağırıyorum. AKP milletvekillerine de sesleniyorum, halkımızı da AKP milletvekillerine mesaj atmaya davet ediyorum. Bu yasaya lütfen evet demeyin, bu vebalin altında kalırsınız. Bu ses çıkmazsa, bu yasa meclisten geçerse ve bu iş böyle giderse, salatalara, yemeklere zeytinyağı yerine linyit yağını, kömürün yağını damlatacağız” şeklinde sözlerini tamamladı. (Haber: Helga TERBİYELİ)
