Tarihler boyu kendi özgürlüklerini ve benliklerini kaybetmemiş, tek asil millet, Dünya’da Türk ırkıdır. Her yönüyle takdire şayan bu güzide topluluğu ortadan kaldırmak isteyen binlerce terör örgütleri ve karıştırıcılar ortaya çıktı. Kim ne yaparsa yapsın, bu büyük millet; özgür şekilde azınlıkları bağrına bastı. Onlara gelen her acıyı kendi acısı gibi gördü. Sevinçlerini paylaştı, kız aldı, kız verdi. Son yıllarda karışıklık çıkaran sözde azınlıkların hiç biri bir zamanlar asil milletimin etrafında kilitlenenler asla değil.
Cihan harbinde; düşmana karşı yokluklarla direnen bunlar mı? Benim vatanıma sahip çıkmak isteyenler bunlar mı? Benim sevincimi ve üzüntülerimi paylaşan bunlar mı? Asla bunlar değil! Bizleri yok etmek için uğraşan dış güçlerin ancak ve ancak maşalarıdır onlar. Dışarıdan kumandalı şekilde bozgunluk yapsalar da cürümleri kadar yer yakar bunlar.
Eninde sonunda geldikleri yere gidecekler. Arzu duydukları “şeylere” bir türlü kavuşamayacaklar. Son yıllarda “Kürt” diye ayrımcılık yapmaları çok doğal. Bugün; Kürt ayrımcılığı yapan bu ne olduğu belirsiz kişiler, geçmişte başka şeyler değil miydi? Kafamızı bir türlü rahat mı bırakıyorlar. Gencecik körpe gençlerimizi kendi şehrime okumaya gönderiyoruz. Bu örgütler boş durmuyor. Evlatlarımızın anında beyinlerini yıkamaya çalışıyorlar.
Kalbimiz her olumsuz haberlerin ardından yerinden çıkacak gibi. Anneler babalar; televizyonda inim-inim inliyor. Çocuklarını çaresizce bıraktıkları yerlerde arayıp duruyorlar. Yüz yıllar boyu birbirleriyle kardeş yaşayan bu insanları, nasıl da üzer ve bedbaht bırakır bu vicdansızlar?.. İnsanlarımıza; nifak sokmaya çalışan bu kanı bozuklar, asıl hedefledikleri şeye asla ulaşamayacak. Karşılarında her zaman bu kutsal milletin yumruğunu görecekler.
Türk askeri; Vatan topraklarımıza tecavüze yeltenenlere, düzenlediği operasyonlarla katiyen aman vermiyor. Şanlı ordumuzda bugün çok büyük bir vatan topraklarımıza karşı bir hâkimiyet var. Bir taraftan şer güçler sustururken, bir taraftan ise Suriye bilinmezini karşımıza çıkartıyorlar. ABD-Rusya-İngiltere üçgeni bizi içten-içten karıştırmaya devam ediyor. Asıl amacımız Suriye’de ezilen vatandaşları korumak iken, karşımıza yeltenen isimsiz güçlerle mücadele ediyoruz.
Şehit haberleri vatanımızı derinden üzüyor. Ama bunun bir başlangıcı ile sonu olmalı. Sonunda ne olacaksa olsun. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk 1924 ve 1925 yıllarında, Mehmetçik için ilk Kurtuluş Savaşımızda söylediği şu minnet dolu ifadeleri unutulur mu?
“…Mazlum milletimizi tarihin en tehlikeli bir zamanında, yeniden ışığa ve necata kavuşturan bu muharebede, sizin başkumandanız olmaktan dolayı, bir insan kalbi için mukadder olabilecek en derin saadet ve iftiharı duydum. Dünyanın hiçbir tarafında ve ordusunda, yüreği seninkinden daha temiz ve daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. Hayatınla, imanınla, itaatinle, hiçbir korkunun yıldıramadığı, demir gibi pak kalbinle düşmanı nihayet alt eden, büyük gayretin için minnet ve şükranımı söylemeyi nefsime en aziz bir borç bilirim. Memleketin genel hayatında orduyu siyasetten tecrit etme ilkesi, Cumhuriyetin daima söz ettiği bir esas noktadır. Şimdiye kadar takip olunan bu yolda, Cumhuriyet orduları; vatanın emin ve metin hamisi olarak, hürmet ve kuvvet mevkiinde kalmışlardır…”
Kurtarıcımızın bu sözleri bugünler için söylediği kesin. Mehmetçiğin tümü bir milletin bütünlüğü değil miydi? Muhalefet karıştırıcı değil toparlayıcı olmalı!.. Samimi duygularla başlayan süreçler bir anda Arap saçına dönüyor. Bugün söylenen sözler yarın başkalık gösteriyor. Televizyonda onları izlerken utanıyor ve sıkılıyorum.
Birlik ve beraberliğe en bariz şekilde sahip olacağımız şu zamanda, vatan topraklarım içerisinde anlaşılmaz hırs içerisindeler. Dalga geçer gibi etrafa terör dolu demeç verip duruyorlar. İkide bir yaptıkları gösterilerde, karmakarışık çabaları dur durak bilmiyor.
Bir milleti hiçe sayarak bağrışıp durmak ne hadlerine?!. Suriye’de örgütlenen bu soysuzların elbet sonu gelmek üzere! Gayeleri bilinen ve nerden geldikleri belli olmayan bu azınlıklar, tamamen kendine gelmeli! Nerede ve hangi topraklarda yaşadıklarını bilmelidir. Sosyal medya üzerinden sözde yorum yaparak, bizleri birbirine düşürmeye kalkışanları esefle kınıyorum.
