Bu Günahtan Hepimiz Sorumluyuz (4)

0
18

Değerli okurlarım, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) bu işin içinden çıkamazdı! Neden mi? TFF, son derece acemi ve deneyimsizdi. Başına ilk kez böyle bir şey geliyordu. TFF saldırganlaştı, söylediklerini inkar etmeye başladı. Tarafsız da değildi. Bu işin uzayacağını tahmin etmiştim!

Şike olaylarının siyasilerle bir ilgisi olamaz. İnanılır kaynaklardan edindiğim bilgilere göre, şike ya da teşvik primi olayları taaa seçimden sonraya bırakılmıştı. Çiçeği burnunda spor bakanı ne demişti? ‘Federasyon yargıyı beklemeyebilir, ellerindeki delil yeterli…’

Gerçekten zor işler. Hem bu işin acemisi olacaksın, hem yanlı olacaksın hem icazet bekleyeceksin. Bunlar yetmiyormuş gibi, spor kamuoyu ve lig takımları karşısında saygın bir duruş (!) sergileyeceksin!

Sosyal zararlarımızı ve neler olduklarını da anlatacağım! Emniyet, daha önceleri 19 maçta şike yapıldığını açıklamıştı. Emniyete helal olsun, bir bakışta anlamış. TFF bir bakışta zaten anlayamaz. İşlerine gelmez.

Neden işlerine gelmez, bakın anlatayım! Şike soruşturmasının bilinen yerde kalmayacağı ve uzun zaman devam edeceği bilinen bir gerçekti. 19 müsabakada şike olduğu tespit edilmiş, ancak o ana kadar 5 aktif futbolcu emniyete davet edilmişti. Eğer emniyet, yaptığı açıklama ile ilgili olarak geçerli kanıtlara sahip olsaydı, çok daha fazla sayıda futbolcunun şike işine bulaşmış olması gerekiyordu.

Şike; sonuç olarak futbol yöneticilerinin büyük rolü olsa da sahada işlenen bir suçtur ve bunun suç ortaklarının da genel olarak sahada olmaları gerekiyor.

Akla şöyle sorular geldi! Bu suç tespit edildi ise neden düğmeye basılmadı? Neden aynı kişilerin aynı suçu işlemelerine ya da işlemeye devam etmelerine göz yumuldu? Hem zamanında düğmeye basılmıyor, girişim yapılmadığı gibi olay birçok kesimi incitip yaralayarak bir dizi filme çevrilmiş oluyor. Üstüne üstlük, beş kişiden başka aktif futbolcu da bulunmamakta!

O zaman seçimler yakındı, biraz bekleyince de seçim arifesi oldu. Hiç önemli isimler ve Metris Cezaevi gündeme getirilir mi?

Herkes kılı kırk yarıyordu. Yargı kararı bekleniyordu. Ondan kuşkumuz yoktu, deliller mutlaka en kısa zamanda ilgili yerlere gönderilecekti.

Bildiğimiz kadarıyla federasyonumuz da delil yokluğundan yakınıyordu. Oysa yargının kararları, federasyon için önemli ve karar verilecek deliller olmalıydı. Gördüğümüz ve anladığımız kadarıyla, karar vermesini sağlayacak yeterli delil varken “delil yok” diye ağlayan federasyon, rüştünü ispatlayamadı!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here