Bir Günah İşledik ki… (4)

0
50

Değerli okurlarım, makalelerimde öyle ya da böyle kimsenin nasırına basmamaya, kişilerin özlük haklarına saldırarak, isim vererek rencide etmemeyi prensip haline getirmiş gazeteci-yazarım. Bugüne kadar böyle oldu, bundan sonra da böyle devam edeceğinden emin olunuz.

Bir günah işledik ki, her busesi gül gibi kırmızı nedense. Neden bu günahı işledik acaba? Nedensiz hiçbir şey olmaz. Mutlaka bir nedeni vardır. Efendim, mademki günahsız yaşayalım diye yola çıktık. Şunu iyice kafamıza sokmalıyız ki, günahın büyüğü küçüğü olmaz. Günah, günahtır.

Bir örnek vermek istiyorum. Güney Afrika’da Dünya Kupası için yeni statlar yapılırken, fakir halkın topraklarına el konulduğunu fark edenler, müsabakalar başladıktan sonra unutabilir belki. Ya da, o statları zamanında yetiştirebilmek için, insanlık dışı şartlarda çalıştırılan yerli işçilerin ücretleriyle bir maç bileti alınamayacağını bilenler, bir süre sonra o zavallıların durumlarını unutabilir.

Ancak, yöneten sınıfın tarih boyunca futbolu istedikleri gibi şekillendirdiğini, futbol aşıklarının inşa ettiği “Şaibesiz Futbol Ruhu”nu milletten alıp da elitlere nasıl devrettiği hakkında her sporsever gibi az ya da çok bir fikrimiz var.

Şimdi tekrar gelelim, “Bir Günah İşledik ki…” diye attığımız başlığın nelere tekabül ettiğine… Telefon görüşmeleriyle, hacılara hocalara danışmayla, bu parayı falan mesele için şu kulübe vereceğim gibi pervasızca konuşmalar sonucu tutuklanan bazı insanların sonunda mahkemece tahliye edilmesini anlamamız mümkün değil.

Bizdeki bu şike ve teşvik primi hadisesi dünya basınının dilindeyken ve de özellikle UEFA’nın “Arkadaş benim şikeye sıfır toleransım var” dediği bir ortamda kendin vereceğin bir kararı mahkemelere havale etmenin bir anlamı olabilir mi?

Bir de bakıyorsunuz ki, bir takımın şampiyonluğu alınıp başka bir takıma verilmiş. Aynı zamanda o takımada şunlar söyleniyor TFF tarafından; “Yüreğin varsa şampiyonlar liginde oynarsın…” Bu ne demektir, “Sen de şaibelisin, boşuna uğraşıp kendini rezil etme…” Bu anlama gelmiyor mu?

Yine de, bu operasyon çok önemlidir. Hiçbir takım ceza almasa bile, benim tahminlerime göre, yirmi yıl bu korku devam eder ve futbol az da olsa temizlenir. Fakat yirmi yıl dediğin nedir ki? Bizim kuşak bile bu yirmi yılı görür hayırlısıyla. Bizim amacımız uzun yıllar sürecek bir temizliğin sindirilmesi.

Futbola olan inancımız arada bir, bir deprem geçirse de bir tsunamiye izin verilmemeli. Kangren olmuş parmağımızı kendimiz keselim. Kolumuzu başkalarının kesmesine izin vermeyelim. Şike ve teşvik primi kapsamında öyle bir ortam oluşturuluyor ki, nasıl bir ortam oluşturuluyorsa onu da yarın anlatacağım.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here