Son yıllarda “Arap Baharı” adı altında, komşu ülkelerde yaşanan derin depremlerin kıvılcımları bize doğru yansıyor. Çoğu ülkelerde yaşanan istikrasızlıklar nedeniyle ister istemez bizler de etki altına altındayız. Kendisine muhalif olan vatandaşlarını gözünü kırpmadan öldüren Esed, gelişmeler karşısında sinsi suskunluk içerisinde. Kendine bağlı yandaş guruplar, kendi boyutlarını aşan tehlikelerde!
1946 yılında devletleşen SURİYE için şimdi söylenecek çok sözler var. Suriye üst düzey yöneticileri “Arap Devrimleri” konusunda, halkına karşı çok eziyetli davranışlarda bulunmaktan asla vazgeçmiyor. Altı yüz yıl bayrağımı dalgalandıran Suriye halkı bayrağımı yaktı. Yüce kurtarıcımızın posterlerini parçaladılar. Sessizce bekledik. O da yetmezmiş gibi uçağımızı vurdular. Yine sessizlik hâkim. Atalarımın miraslarına sahip çıkmadıkları gibi, bize karşı düşmanca tavır sergilemeye devam ediyorlar.
Şimdi sırada IRAK devleti karşımızda! Suriye gibi Irak aynı teraneleri uyguluyor. Bayrağımızı yakarken, yüzlerinden düşmanca duygularla koskoca devletimize karşı tavır sergiliyorlar. Dün onlara kucak açan bizleri unutmuş gibiler.
Hükümetimiz, olaylara sağduyulu yaklaşıyor yaklaşmasına da içi su dolu bardağı bahis com taşırdılar. İsrail bardağı taşıran yegâne aktör! Akıllarınca Kürtlere kucak açıp vatan topraklarımızdan toprak elde etme uğraşında… Suriye ve Irak gerçek tavırlarını belirlemiş durumdalar, komşuluk ilişkilerini bitirmek üzereler. Uzlaşmalardan uzak yapı içindeler. Olayların gittikçe sıcak şekiller aldığı ortamların tam ortasındayız. Bazı şeyleri şu an derin düşünüyorum. Çok ciddi şekilde iç işlerimize burunlarını sokuyorlar. Başka devletlerin dolduruşuyla boyundan büyük işlerle uğraşan bu devletlerin sonu ne olacak diye merak ediyorum.
Kendi soyumuzdan gelen kişiler bayrağımızı nasıl yakabilir!! Yaksa, yaksa kim yakar? Terör örgütüne mensup kişiler yakar. Veya kanı bozuklar bu işlere tevessül eder. Suriye ve Irak tüm terör örgütü elemanlarına kucak açtı. Düşmanlarımızı kendi ülkelerinde barındıran Suriye ve Barzani hükümeti, çok korkunç olayların içerisindeler. Yazık, çok yazık! Suriye ve bugünlerde Barzani bize karşı taşmaya başladı. Ülkelerinde çıkan iç karışıklığın faturasını bize kesmeye kalkışırlarsa hiç şaşmam.
Suriye’de bulunan sağduyulu vatandaşlarının tek sığındıkları ülke Türkiye! Özellikle Hatay ilimizin sınır boylarında milyonlarca Suriyeli vatandaşlar, ülkelerini terk ederek ülkeme sığındı. Kendi toprağını koruyamayan bu kişilerle başımız ağrıyor. Bitmiyor, tükenmiyorlar. Türklerin geçmişte sahip olduğu bu topraklar üzerinde oyun oynadıkça içimiz cız ediyor. Misak-i Milli hudutlarımız içerisinde yer alan Suriye, Irak (Barzani) İnşallah akıllarını başlarına alır da boyundan büyük işlere kalkışmazlar.
Musul, yüzyıllardan beri Türkmen vatandaşlarımızın yaşadığı bölge ama Türkmen vatandaşlarımızı oradan sürgün edip, yerine Kürt nüfusunu kaydıran sinsi Barzani, bir kaç gün sonra referandum yapıp Musul’u Kürt şehri yapma telaşında! Tabi bunların hepsi karşılıklı dövüş. İsrail merkezli Apo ve Barzani iş birliğinin en bariz görüntüsünü şimdi hayata geçirmeye çalışıyorlar.
Şehit kanları ile yıkanmış vatanımız üzerinde oynanan oyunları çok sıkı şekilde takip eden hükümetimiz, oynanan ayak oyunlarını en ince detayına kadar inceliyor ve onların iştahlarını kursaklarında bırakacak ani hamlelerle, yılanların başını ezmeye hazır bekliyor.
Sözde dost görünen bu düşmanları sanmayın Türk hükümeti aklıyor, paklıyor. Bizlerin dışında olayları yakın takip eden ilahi güçler var. Onlar yeri geldiğinde düşmanı dost gibi sarmalar, yapacakları hınzırlıklara karşı yakın gibi davranır. Düşman yapacağı eylemleri bu güçler, yakın şekilde takip eder. Ben bu gibi insanlara acıyorum.
Hadi bakalım Barzani Efendi yap şu referandumunu da bizler görelim. Dünya devletleri seni sarmalasa da Türk devletinden kurtuluşunuz asla olmaz. Vatan topraklarını kanı ile sulayan bu millet, yeri geldiğinde ne olacağını sizlere gösterir. Atalarımın bir sözüyle makalemi sonlandırıyorum: “Keskin sirke küpüne zarar verir…”
