“Adaletin kestiği parmak acımaz” sözü çok önemli. Terazi maskotu tam bu terime göre dizayn edilmiş. Şu son günlerde terazinin kefeleri dengesiz şekilde bir o yana bir bu yana doğru sallanıp duruyor. O savcı çıkıyor şu böyleydi böyle oldu derken, öbür savcı daha başka şeyler söylüyor. Kafamın içi karma karışık.
Yargı denilen TV dizisi bazı adalet içinde oluşumları bizlere oyuncular vasıtasıyla gösteriyor. Güven duyduğum ve öz bellediğim sistemler yerinden oynuyor gibi. Türk yargısına güvenim sonsuz ama bazı şeylerde göz ardı edilmemeli. Devletimin dönen çarklarında aşınmalar oluştu desem. “Yok, canım öyle şeyler olur mu?” diye kendi kendimi doğruya doğru sürüklüyorum. Hayatım boyunca adalete güvenmiş biriyim. Son cereyan eden acayip davranışlar beni düşüncelere zorluyor. Haklı düşündüğüm çok şeylerin haksızlık tezleriyle konuşanları duyduğumda, gerçekten çıldırıyorum. Bu elimde değil.
Böyle devam eden çok değişik konuşmalar bir türlü dur durak bilmiyor. Ülkemi kısa sürede dar boğaza doğru sürükleyen FETÖ ve yandaşları yüzünden, ülkem kıl payı teğetten döndü. Döndü dönmesine de hala kalıntıları tamamen silinmedi. Çevremde gördüğüm insanların bazıları bir zamanlar FETÖ’nün uşağıydı. Şimdi bir tarafta namus abidesi şeklinde fink atıyorlar. Ülke genelinde sayıları küçümsenmeyecek fazla. Onların adalet önünde hesap vermeleri bayağı zaman alacak.
Gelelim son günlerde ülkemde yaşananlara. Ülkem gerçekten bir kaosa doğru sürükleniyor. Özellikle Ukrayna karşımızda ayrı bir ekol! Ukraynalılar vatanlarına çok ayrı şekilde sahip çıkıyorlar. Eli silah tutan vatandaşları, kadın erkek demeden sahada vatanı için, düşmana karşı bağımsızlık mücadelesinde. Onları candan tebrik ediyorum. Zafer onlara çok yakın.
Türkiye’de ise hayat pahalandı. Yaşam için geçinmek çok zorlaştı. Bu gibi oluşumlar bende ister istemez korku yaratıyor. İnsanlarımız aşırı zamlanan temel ihtiyaçlarından dolayı tedirgin. Seksen beş milyon insanımız, petrolden giyim kuşama gıda ürünleri, elektrik ve doğal gaz artışlarıyla sinirli ve ne yapacağını bilemez halde. Bugün bir kuruşa alınan bir şey yarın yirmi kuruşa tırmanıyor. Her şey açıklığıyla ortada iken, kanun koyucuların son çaba ve kontrolleri caydırıcı olmaktan çıkıyor.
Fiyatlar denetlenecek deniyor ama fiyatlarda hala düşüş yok. Cumhurbaşkanımız elektrik fiyatlarında KDV indirimi müjdesi verdi. Elektrikte yaşanan indirimlerin petrol ürünlerinde de aşamalı şekilde yaşanması gerekir. Petrol artışlarında hızlı artışlar tüm emtiaları da dolaylı ve dolaysız etkiliyor. Nakliye artışları sebze meyveyi etkiliyor. Ulaşımda tavan yapan fiyatlar her anımızı çekilmez durumlara sevk ediyor.
Burada Hukuk üstünlüğüne aşırı ihtiyacımız var. Bir kredi borcu ile hukuk vatandaşların üzerine gidiyorsa, bunun sebeplerin araştırılıp, üstüne gidilmesi gerek. Bu insanlar ay sonunu getirmek için kredi kartlarını birkaç defa takla attırarak yaşamaya çalışıyor. Hukuk hiçe sayılarak bir yerlere kesinlikle varılmaz. Bu çok doğru bir terim. Fakat hukuk derinlemesine vatandaşın sorunlarıyla bir olmalı. Avukat zorda olan vatandaşları görmemezlikten gelerek, müvekkilinin para kazanması için zorda olan vatandaşın gırtlağını sıkarak, bir şeyler elde etmek için vatandaş nefessiz kalmamalı. Böyle durumları ne hükümet ister ne de devlet.
Cumhuriyet savcılarımız; onlar bizlerin can noktalarımız. Nasıl bir adli suçlu için fezleke ve suç dosyaları hazırlayıp hâkim önüne sunuyorlarsa, aynı sorumluluğu aşırı fiyat artışlarında güya serbest piyasa ekonomisi diye fiyatları yukarı çekenlere, çıkartanlara, istediği gibi fiyatlarla oynayanlara da aynı dosyayı hazırlayıp, cımbız misali haksız kazanç elde edenleri bir-bir ortaya çıkartıp, hâkim önüne sunmalı. Gerçi bu gibi çalışmalar savcılarımızın görevi mi tam bilmiyorum ama böyle olmalı diye düşünüyorum. Her şeyi en ince detayına kadar görmeli ve gereken yapmalıdır.
Yolsuzluğun ve aşırı fiyat artışlarının üstüne giden hükümet, bu konuda yaptırımcı olmalı. Kendine güvenen vatandaşlarını bu konuda gerçekleriyle beraber inandırmalı. Hukuk üstünlüğümüzün her şeyin üstünde olduğunu bilmek gerek. Okul hayatımdan şu güne kadar öğrendiğim bu inançlarla yaşadım. Bakalım, hükümetimizin son kararları ne şekilde sonuçlanacak. Merakla bekliyoruz. Şimdilik ortalıkta sessizlik var. Ne olacağı, nasıl sonuçlanacağı şu an pek bilinmiyor.
Ukrayna savaşın içinde. Bu savaş çoğu sıkıntıları unutturup, haber ve yorumlar Ukrayna ile kilitlendi. Bu kilitlenme bayağı uzun süreceğe benziyor. İçimizdeki hainler için bu fırsat. Onlar bu fırsatı değerlendirme uğraşı içerisinde olacak. Vatandaşlarımız asla yokuşa sürülmemeli. Birlik ve beraberliğimiz pekişmeli ve milli bütünlüğümüz zarar görmemeli. Türkiye şu alacalı bulacalı karışıklıkların içerisine çekildiği an yanarız, kül olur dağılırız. Bizim manzaramız; öyle Ukrayna, Arap manzarası şeklinde kesinlikle olmaz. Parçalanmamızı bekleyenler pusuda. Zayıfladığımız an ortaya çıkacakları kesin. Bu dünde böyleydi bugünde böyle olacak.
