İnsanların bitip tükenmeyen meraklılığı kendini her mekânda, her yerde gösterir. Bazen yolda giderken bir an durup gökyüzüne dikkatli baktığınızda, sizi gören diğer kişilerde, yanınızda, yönünüzde sıralanıp onlarda “ufukta” bir şeyler arar. Bir an etrafa baktığınızda bunca insanların bir araya geldiğine kendinizce şaşar durursunuz. Size sorarlar… “Ne olmuş gökyüzünde, nasıl da çarpışmışlar? Yere düşerken bir şey olmuş mu?” O ona sorar bu buna sorar… Yürüyüp oradan uzaklaşıp geriye baktığınızda, insanlar küme şeklinde heyecanla birbirlerine söylenip dururken, kendi yaptığınız bu oligarşi karşısında güler misiniz, ağlar mısınız?
Balık tutan birini seyrederken yine bu meraklı bakışlar çoğalır. Balık tutana karşı soruların biri susar biri başlar. Balıkçı sıkıntıdan ne yapacağını bilemez halde oltalarını oradan toplar gider ama meraklılar yine oradadır. Biri birine şöyle der… “Adam benim boyumda bir balığı kaçırdı… O balık buralarda bak şimdi yine gelir…” Öbürü oradan bağırır “Aha orada..!” Meraklılar çoğaldıkça çoğalır.
Apartmanın en üstünden biri bağırır… “Ben kendimi aşağıya atacağım.!” Meraklılar hemen o apartmanın çevresini bir anda sarar. Ellerinde cep telefonu, olayları saniyesine kadar görüntülerler. Kimi der “vah-vah daha gençmiş..!” Öbürü “Niye intihar ediyormuş hemşerim” der. Derler de dururlar.
İnsanların bu acayip meraklılıkları bizlerin hepimizin ruh yapısında gizli! Boş zamanlarımı değerlendirdiğim bahçemde ara sıra kazma ve kürekle savaş yaparım. Bazen çok daldığım zaman belimi incitecek derecede kendimden geçtiğim olur. Geçtiğimiz hafta çocukların yanına gitmek için İstanbul seyahatine hazırlanırken, bahçede belimi ağrıttım. İstanbul’da fazla eziyet çekmeyeyim diye Kurtuluş Mahallesinde iş yerime yakın bir yerde masaj makinelerinin tanıtıldığı yere gittim. Daha evvel de bazen oraya gitmişliğim oldu. İnsanlar sabahın erken saatlerinden itibaren oraya akın ediyor. Hepsinin gayeleri şifa bulmak! Yukarıda dediğim gibi meraklı insan yapımız yüzünden orası ana baba gibi…
Masaj uğruna birbirleriyle kavga edenler ve kalp kıranlara rağmen masaj salonu tıkırında… İnsanları oradan kovsanız dahi pencereden bacadan giriyor. İçeride masaj koltukları ile alkali su tanıtımı yapılıyor. Hali vakti yerinde olanlar binlerce dolar karşılığı bu koltukları satın alıyor. Koltuk ve alkali su satışlarında müthiş şekilde patlama var. Kocaeli organize sanayisinde bunların imalatını yapan fabrikayı dahi kurdular.
İnancım üzere şu bel ağrım geçsin diye iki numaralı masaj koltuğuna uzandım. Keşke uzanmaz olaydım. Makinenin bel tarafında çalışan iki topuzu geldi tam benim ağrıyan yerde durdu. Isıttıkça ısıtmaya başladı. Daha evvel gitmişliğimde özel programlar uyguluyorlardı. Ben dedim galiba bu özel program. Dişimi sıktım, belim yandıkça yandı. Tam tamına otuz beş dakika. Kafamı kaldırdım yanımda yönümde kimseyi göremedim. Bir bayan geldiğinde ‘Bu makine belimi yaktı’ dedim, telaşla beni yerimden kaldırdılar. Neden çalışmadığını bize söylemedin dediklerinde, ilgili kişilerin yanımızda gezmesi gerekmez mi dedim… “Siz söyleyeceksiniz onlar da gelir bakar” dediler. Hata benim oldu, boynumu büktüm. Çaresizdim! Neyse bu iş başıma büyük bir mesele açtı. İstanbul seyahatim burnumdan geldi. İskenderun’a geldiğimde yeni hastanenin yanık ünitesinde görevli doktorlara başvurdum. Onlar çok büyük bir temas yanığı ile yandığımı ve yanığın adalenin içerisine kadar indiğini söyledi. Şayet önlem alınmaz ise belden aşağı felç olacağını ve atar toplardamarları etkilemişse ölüme kadar bu işin varacağını söylediler.
Sonuç olarak derhal ameliyat olmam gerektiğini, zaman kaybının lehime olacağından bu iş vahimdi. Yani korkulacak bir hadise… Ben apar topar ameliyata alındım. Çok şükür konularında deneyimli doktorlar sayesinde ameliyatım başarılı oldu. Şu an acım var ama umutluyum. İyileşeceğim. Bu merak konusuna sahip olmamdan dolayı da çok üzüntülüyüm.
Bir daha o masaj koltuklarına uzanmak mı? Allah göstermesin. İnsanların şifa aradıkları bu yerlerde öncelikle uzman sağlık ekiplerinin bulunması gerekmez mi? Masaj koltuğundan medet uman kişiler her an kötü kazalarla karşılaşır. Ben karşılaştım. Kalp krizi geçirebilir veya benim gibi bozuk makinede yatanlar ikinci derecede yanabilir.
İskenderun Belediyesi sağlık ekipleri ve Kaymakamlığımızın ilgili birimleri bu konuya el atmaları lazım! Şayet bunların hiç biri yapılmaz ise saf vatandaşlarımızı böylesine büyük tehlikeler bekliyor demektir.
