29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu, Mutlu, Daim Olsun Sonsuza Dek

0
111

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Cumhuriyet bayramını bugün kutlayacağız. Bu yüzden bugün yazıma Atatürk’ün gençliğe hitabesi ile başlıyorum. Ne demiş Önder Yüce Atatürk gençliğe “Ey Türk gençliği! Birinci görevin Türk bağımsızlığını, Türk cumhuriyetini sonsuza kadar korumak ve savunmaktır.

Varlığının ve geleceğinin tek temeli budur. Bu temel senin en değerli hazinendir. Gereksinim duyduğun güç damarlarındaki asil kanda bulunmaktadır!

Evet, cumhuriyet çocukları olarak cumhuriyeti ve bağımsızlığımızı korumak en önde gelen görevimizdir. Bu görev bilinci ile büyüdük ve çocuklarımızı bu bilinçle büyütmek zorundayız. Çünkü gerçekten içten ve dıştan her an tehdit altında olabiliriz ki 15 Temmuz gecesi hain darbe girişimi ile hep birlikte yaşadık ve gördük ki Cumhuriyetimize ve bağımsızlığımıza, birliğimize, beraberliğimize kast etmek isteyenler varmış üstelik tamda içimizden!

Eğer o gece gerçekten darbecilerin önüne bütün gücümüzle genç yaşlı, kadın erkek set çekemeseydik ve darbecilere izin verseydik bugün Cumhuriyet bayramı kutlayamayacaktık büyük bir olasılıkla. Demek o eşsiz deha ileride olabilecekleri önceden tahmin edebildiği için bu uyarıda bulunmuş. Ve biz bu uyarı ile her zaman uyanık kalmak, Atatürk’ün ilke ve inkılâplarına sahip çıkmak zorundayız. Çünkü biz cumhuriyeti sokakta bulmadık. Onun için savaşmak ve mücadele etmek zorundaydık.

Dünyanın belli başlı devletlerinin katıldığı Birinci Dünya Savaşı 1914’te başladı. Dört yıl süren savaş sonunda bizimle birlikte olan devletler yenildi. Savaş kurallarına göre biz de yenilmiş sayıldık. Ülkemiz İngilizler, Yunanlılar, Fransızlar, İtalyanlar tarafından paylaşıldı.

Ulusuna inanan, güvenen Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a geldi. Erzurum’da, Sivas’ta kongreler düzenledi. Mustafa Kemal Paşa “Tek bir egemenlik var, o da Milli egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır” diyordu. Yurdun dört bir tarafından gelen ulus temsilcileri -milletvekilleri- 23 Nisan 1920 günü Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nde toplandı. Meclis, Mustafa Kemal Paşa’yı başkan seçti. Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde Büyük Millet Meclisi Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başlattı. Bir yandan efeler, dadaşlar, seymenler bulundukları yörede düşmana karşı koydular. Öte yandan düzenli ordular İnönü’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da savaştılar. Yurdumuz düşmanlardan kurtarıldı.

İmzalanan Lozan Barış Antlaşması ile yeni bir devlet doğdu. Bu doğan devletin yönetim biçimi henüz belirlenmemişti.

İkinci dönem Büyük Millet Meclisi 11 Ağustos 1923’te ilk toplantısını yaptı. 13 Ekim 1923’te Ankara Başkent oldu. Atatürk; düşmanın ülkeden atılıp sınırlarımızın belirlenmesinden sonra, çoktan beri tasarladığı cumhuriyetin ilanı üzerinde hazırlıklar yapmaya başladı. 28 Ekim 1923 akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya’da yemeğe çağırdı. Onlara, “Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz” dedi.

29 Ekim 1923 günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan cumhuriyet önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verildi. Meclis önergeyi kabul etti.

Böylece ülkemizde cumhuriyet yönetimi kuruldu. Yani cumhuriyet  öyle kolay kolay elde edilmedi.  Atatürk kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Cumhuriyet’in ilanı yurtta sevinç ve coşku ile karşılandı. Ve o günden beride Türkiye cumhuriyeti daha büyüyerek, şan ve şerefe bu günlere geldi. Gururluyuz, heyecanlıyız ve son nefesimize dek onun koruyucularız.

Ve sevgili okuyucularım şimdilik sağlık ve sevgiyle hep birlikte cumhuriyet yönetimi hür irade ve rahat bir vicdanla el ele kalalım her türlü ayrım ve gayrıma inat. Bize bu güzel yönetimi armağan eden başta Atatürk olmak üzere bütün emeği geçenlere sonsuz teşekkürler nur içinde yatsınlar. Ve Atatürk’ün son günlerde en çok ihtiyaç duyduğumuz “Yurtta sulh cihanda sulh” dileği ile yazımı noktalıyorum. Yase

& & & & &

Atatürk’ün Bir Anısı

Atatürk’ün hastalığı gittikçe ilerlemektedir. Artık, sürekli dinlenmesi gerekmektedir ve tek eğlencesi yurt dışından satın alınan Savarona yatında deniz havası alarak, manevi kızı Ülkü ile vakit geçirmektir. Etrafındakilerin kendisini rahatlatmak için verdikleri tüm uğraşlara rağmen sancı ve ateş O’nu rahat bırakmaz. Durumunun ciddileşmesi üzerine, yeniden Dolmabahçe Sarayı’na dönülür. Ancak büyük önderin burada da sıcaktan bunalması devam edecek, karnındaki şişlik artacak ve biriken suyun alınması gerekecektir. Durumunun ciddileştiği bu günlerde vasiyetini kaleme alır ve doktorların isteğiyle ziyaretler kısıtlanır.

Bugünlerde, Cumhuriyet’in on beşinci yıldönümü kutlamaları yaklaşmaktadır. Atatürk’ün niyeti Ankara’daki kutlamalara katılmaktır. Ancak, karnındaki suyun alınmasını izleyen günlerde komaya girer ve uzun süren bir uykunun ardından uyanarak Ankara’ya gitme isteğini tekrar dile getirir, doktorları ise bu seyahate izin vermez. Ankara’da törenlerde kendi adına okunacak konuşmayı okutup düzelttikten sonra, “Büyük Meclis’e gireceği bütün işlerde başarılar dilerim” sözlerini ekler. Bu, O’nun milletine söylediği son sözler olur.

Günün Şiiri

Cumhuriyet’in Faziletleri

Cumhuriyet ilkedir, nizamdır
Herkes bunlara mutlaka uyacaktır
Cumhuriyet devrimdir
Dünya ondan yol bulur
Cumhuriyet laikliktir
Din ve devleti savunur
Cumhuriyet ışıktır
Her karanlığı aydınlatır
Cumhuriyet kelepçedir
Karanlık güçleri bağlayacaktır

Cumhuriyet güneştir
İnsanın kalbini ısıtır
Cumhuriyet bir dildir
Her şahsa kendini anlatır
Cumhuriyet tarihtir
Yüce Türk Milleti onu yaşamaktadır
Cumhuriyet hayattır
O olmazsa yaşanmayacaktır
Cumhuriyet bir dindir
O oldukça ezan sesleri hiç susmayacaktır
Cumhuriyet sevgidir,
Ki evrenseldir

Cumhuriyet SAKARYADIR,
Cumhuriyet DUMLUPINARDIR,
Cumhuriyet KOCATEPEDİR,
Ki bu savaşlar ile
Anadolu! ya kök salmıştır
Cumhuriyet bayraktır,
Cumhuriyet sancaktır,
Bu renk ve şeref ile yaşayacaktır
Cumhuriyet; toptur, tüfektir,
Kafasızların beynini,
Kalpsizlerin kalbini parçalayacaktır

Cumhuriyet; mermidir,
Her düşmana sıkılır
Cumhuriyet Ayşe’nin, Fatma’nın,

Hasan’nın, ve Bekir’in kalbidir
Ulus olmazsa o olmayacaktır
Cumhuriyet devrimdir
Halk bunu anlamaktadır
Cumhuriyet Vatan demektir
İnanmayanlar var ise; kahrolup yok olacaktır
Cumhuriyet ANKARA demektir
O Cumhuriyetimizin başkentidir
KIYAMET KOPUNCAYA KADAR DA
İNANIYORUM YAŞAYACAKTIR
YAŞATILACAKTIR.

Bekir GEDİKOĞLU

Günün Sözü

Cumhuriyet düşünce, beden ve bilim bakımından güçlü koruyucular ister.
Mustafa Kemal ATATÜRK

Tek bir egemenlik var, o da Milli egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır.
Mustafa Kemal ATATÜRK

Türkiye devletinin şekl-i hükûmeti cumhuriyettir.
Mustafa Kemal ATATÜRK

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here