Değerli okurları, dünkü sayımızı okuyamayan okurlarım için özetlemek istiyorum. Spor yazarı olmanın raconunda neler yatıyormuş neler. Dürüstlük, Mesleğe saygı, Haberleri saptırmamak, Sağlam karakter… Bu saydıklarım ve arkadaşımın doğrudan söyledikleri, bir gazetecide bulunması gereken asgari özellikler. Birinin eksikliği sırıtır…
Futbolumuzda Her Şey Serbest! Böyle bir başlık atmaya gerek duydum nedense. Tabi ki bunun nedenleri var. Bugünkü sayımızda, muhtemelen yarın da bunu işleyeceğiz. Futbolun milyarlarca taraftarı, ev dolusu kadar kapitali ve sanat ve kültürel yönüyle de diğer spor dallarının lokomotifi konumunda olup, hiç yalnızlığı yoktur. Aynı zamanda bir sektör konumundadır. İnsanlar için aynı şeyleri söylememiz mümkün değildir. Futbola nazaran oldukça önemli dezavantajlara sahiptir. Bunun önüne geçmesi de mümkün değildir.
Yüce Yaradan insanları yalnız yaratmıştır. Yalnız doğar, yanız yaşar, yalnız ölür. Neşeli, kederi, duygusu, düşüncesi, zevki, acısı kendisinindir. Ancak, insanın doğal kaderi olan bu yalnızlığın doğadaki düzene uymadığı görülür. İnsan yanız bir varlıktır fakat yalnız olarak yaşamaz, yaşayamamıştır. Yaradan yalnız yaratmıştır insanları ama yalnız kalmalarına da izin vermemiştir. İnsanların yalnızlığı son bulduktan sonra da topluma tabiata elinden gelen kötülüğü yapmıştır.
Tekrar etmekte yarar var diye düşünüyorum… Futbolu bizlere miras bırakanların arzuları hilafına gelişti ve futbolumuz acılar içimde kıvranmaya başladı. Bu söylediklerim doğru ama kimin umurunda. Futboldan hala herkes bir şeyler koparmaya çalışıyor. Gerçekçi olmak gerekirse, hiç kimse başkalarının felaketi üzerine bina kurmak istemez. Mazlum insanların cezalandırılmasına, acı çekmelerine sevinmeyiz ama tüyü bitmemiş yetim hakkı yiyenlere, devleti dolandıranlara, hırsızlara, tecavüzcülere, bu suçları bilerek ve isteyerek yapanlara da acıyamayız, acıdığımızı da söyleyemeyiz.
Eğer dikkat ettiyseniz, şu meşhur 3 Temmuz sürecinden itibaren, umulmadık insanlar, futboldan anlasınlar, ya da anlamasınlar, avukat oldular, savcı-hâkim kesildiler başımıza. Ulusal basının o delikanlı spor yazarları alimallah mangalda kül bırakmıyorlar. Neden biliyor musunuz? En iyi yönetici onlar, en başarılı teknik direktör yine onlar, fanatik taraftarlardan daha fanatiklerdir! Neden biliyor musunuz? Onların kalemleri satılık, aksini yazarlarsa maaşlarını alamazlar. Onlar bir yerde zavallıdır. Bazı gazetelerin spor sayfalarında görebilirsiniz…
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA