Açığa alınan öğretmenlerin görevlerine geri dönmeleri talebiyle Eğitim Sen İskenderun Şubesi tarafından eylem düzenlendi. 2016-2017 eğitim-öğretim yılının başladığı ilk güne denk getirilen eylemde, Eğitim Sen önlükleri giyerek, görevden alınma gerekçelerinin yazdığı pankartlar asan öğretmenlere Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha da destek verdi. Culha, açığa alınma haberlerini alır almaz partilerinin başlattığı mücadelenin sonuç vermeye başladığını ve bazı öğretmenlerin de görevlerine geri döndüğünü ifade etti.
Eylemde ilk olarak söz alan Başkan Culha, hukuksuz bir şekilde ihraç edilen ve atılan bütün eğitimcilerin, görevlerine iade edilmesi gerektiğini söyleyerek; “Açığa alma işlemini duyduğumuz andan itibaren gerek şahsım, gerek partimin il örgütü, milletvekillerimiz ve hatta genel başkanlık düzeyinde bir seferberlik başlatılarak konu hassasiyetle takip altına alınmıştır. Şahsım aynı gün direkt vali beyle görüşerek konunun eğitim emekçilerine yönelik bir uygulama olması hasebiyle daha hassas bir önem arz ettiğini, yaşanan mağduriyetin vakit kaybedilmeksiniz biran önce giderilmesinin elzem olduğu yönünde görüşümü net bir şekilde ilettim. Laik, bilimsel, eğitim savunan siz eğitim emekçilerimizin hiçbir hukuki dayanağı olmayan, bilinen hiçbir teamülle örtüşmeyen ve yaratacağı hukuki sonuçlara aldırış etmeksizin sorumsuz bir şekilde böylesi bir uygulamaya reva görülmeniz kabul edilemez. Yaşanan süreçle ilgili hukuki mücadele kadar, örgütlü mücadelenin ne denli önemli olduğunun farkındayız, bu nedenle şuan burada sizinle birlikteyiz. Yanınızdayız.
Verilen mücadele sonuç vermeye başlamıştır. Edindiğimiz bilgilere göre Tunceli ilinde açığa alınan 419 eğitim emekçimiz tekrar görevlerine alınmıştır. Bilinmesini isterim ki; olumlu net bir sonuç alıncaya kadar haklı mücadelenizde yanınızda olmakta kararlıyız. Yalnız değilsiniz” dedi.
Daha sonra konuşan Eğitim Sen İskenderun Şube Başkanı Mustafa Ünsal; “Bugün kamusal, bilimsel eğitim isteyen, eğitimde ticarileşmeye, gericileşmeye, her türden ayrımcılığa karşı çıkan, emeği, demokrasiyi, barışı savunan, binlerce öğretmenimiz açığa alınarak, ihraç edilerek ders başı yaptırılmadı. Başta 12 Eylül darbesi olmak üzere darbelerden en çok zararı gören ve 15 Temmuz darbe girişimine ilk andan itibaren net bir tavır takınarak darbeyi lanetleyen sendikamız ve üyelerine yönelik darbeyle mücadele adı altında, darbe fırsatçılığı yapılarak saldırıldığını görüyoruz. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası AKP’nin darbecilerle hesaplaşma adına başlattığı kamudan ihraçlar ve açığa almalar 08.09.2016 tarihinden sonra çoğu üyemiz 11.825 eğitim emekçisinin açığa alınmasıyla birlikte sendikamıza ve sendikal örgütlülüğümüze, iş güvencemize, bu güne kadarki mücadele değerlerimize karşı topyekûn bir saldırıya dönüşmüş durumdadır. Bu çerçevede ilimizde de, İskenderun’da 210, Arsuz’da 52, Defne’de 241, Antakya’da 150, Samandağ’da 223 olmak üzere toplamda 928 öğretmenimiz keyfi olarak açığa alınmıştır.
Evrensel hukuku, temel hak ve özgürlükleri yok sayarak, özellikle sendikal hakları zorlama yorumlarla suç kapsamına alarak gerçekleştirilen bu operasyonun, yandaş basında yer alan yalan haberlerin aksine doğrudan sendikal eylemlerimize yönelik olduğu ve büyük bir suç işlendiği açıktır.
Unutulmamalıdır ki kamu emekçilerinin, sendikalarının aldığı kararlar doğrultusunda toplu eylem hakkına sahip oldukları; uluslararası sözleşmelerde, insan hakları sözleşmelerinde, Anayasa ve yüksek yargı kararlarında hiçbir tereddüde yer bırakmayacak şekilde tanınmıştır. Bu konuda çok sayıda AİHM, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve idari yargı kararı bulunmaktadır. Dolayısıyla sendikal eylemlerimizi suç kapsamına almanın kendisinin suç olduğu herkes tarafından bilinmelidir!” dedi.
İhraç kararlarının kabul edilemez bir durum olduğunu öne süren Ünsal; “Siyasi iktidar, yıllardır eğitimin dinselleştirilmesine ve ticarileştirilmesine direnen, laik-bilimsel eğitim mücadelesi veren, emek, barış ve demokrasi savunucusu eğitim emekçilerinden intikam alırcasına hareket etmektedir. Hükümet ve MEB’in de çok iyi bildiği gibi, hukuken somut delillere, yargı kararlarına, mevzuata uygun yürütülen idari soruşturmalara dayanmaktan uzak bir şekilde verilen tüm kararlar yasa dışıdır. Bu nedenle söz konusu operasyonun hukuki hiçbir yanı yoktur.
Buradan Hükümete sesleniyoruz; yeni eğitim yılının başladığı bu gün telafisi mümkün olmayan sonuçlara ve kaosa yol açacak çocuklarımıza ve eğitim emekçilerine büyük mağduriyetler yaşatacak adımlar atmaktan vazgeçilmelidir. Somut bilgi ve belgelere dayanmadan hukuksal süreçler işletilmeden yapılacak soruşturma, açığa alma, ihraç kararları kabul edilemez bir durumdur. Tüm örgütlü gücümüzle Hukuksal ve örgütsel olarak Eğitim ve bilim emekçilerinin örgütlü mücadelesine yönelik her türlü müdahalenin karşısında duracağımız bilinmelidir. Bizler çocuklarımıza ve öğrencilerimize onurlu bir gelecek bırakacağımıza söz verdik, sözümüzü mutlaka tutacağız” dedi.
