Değerli okurlarım, Ağustos ayı çok önemlidir Türk Ulusu için. Önemli zaferler, bazı padişahların tahta çıkması falan. Geride bıraktığımız Ağustos’ta da bir cülus gerçekleşti ve Kasımpaşalı tahta çıktı. Üstelik yemin ederek… Yeminde ne söylemiş olabilir?
Aklıma gelmişken şunları söylemek istiyorum. Bir müsabaka başlamadan önce iki tarafın oyuncuları kendi yarı alanında omuz omuza vererek, şunları özellikle söylüyorlarmış… Ben doğrudan duymadım da, duyanlardan öğrendim. Bu maçı almazsak namussuz olalım, bu üç puanı kazanmazsak falan-filan …
Bunu bir Kasımpaşalı arkadaşımdan duymuştum. Başka bir Kasımpaşalı da aynı şeyleri ya da bir benzerini söylemiştir cülusta. Birazda gerçeklere bakalım. Söyleyeceğim gerçeklerin içeriğinde öylesine güzel şeyler var ki… Aynı zamanda uygulaması da kolay!
Yüce Allah’ın bizleri ödüllendirdiği, insanım diyebilmek, kul hakkı yememek, dini istismar etmemek, milleti birbirine düşürmemek! İnsanım diyebilmenin raconunda işte bunlar yatmaktadır. Yüreğinde Allah korkusu ve kulundan utanma duygusu olanlar bunların hepsini de yapabilirler.
İnsan olmak içinde, mutlu olmak içinde bir sürü neden vardır. Bunları görmek için çaba sarf edersek o güzellikler daha kolay ortaya çıkar. Ömrümüzün sonuna kadar mutluluğun peşinden koşar ve gerçek mutluluğu asla yakalayamayız. Mutluluk sadece karşı cinsle beraber olmak değildir. Bunun türlü şekilleri vardır düşünecek olursak.
İnsan olmak da, mutlu olmakta bir anlam ifade etmelidir. Bu anlam denilen hadise de kendimizi geliştirip bayatlamış eskileri tedavülden kaldırmakla başlar. Yine de çok dikkatli olmalıyız, mümkün olduğu kadar çok… Neden biliyor musunuz? Geride bıraktığımız yıllarda bilmeyerek de olsa yapılan yanlışlar pusudadır ve de çok acımasızdır. Gözünü korkmadan geleceğimizi kalbinden vurur. Yüzünüz güler ama içiniz kan ağlar.
İnsanız ama kendimizi ne kadar tanıyoruz. Fiziksel görüntümüzü seviyor muyuz? Kişiliğimizi beğeniyor muyuz? Özeleştiri yapabiliyor muyuz? Eleştirilere tahammülümüz var mı? Kendimize güveniyor muyuz? Yeteneklerimizin ne kadar farkındayız? Hangi işlere yatkınız? Yaratıcı mıyız? Sinirli miyiz? Vicdanlı mıyız? Hoşgörülü müyüz? Engellendiğimizde, hayır denildiğinde ilk tepkimiz nasıl oluyor?
Bütün bunların yanı sıra insan olmanın raconunda dürüstlük, doğru sözlülük, karşı cinse saygılı olmak, cimri olmamak, kimseye kılsı olmamak vardır. Ahlak, insan olma konularında roman yazmak gerekiyor. Ömrümüz vefa ederse yazmayı düşünüyorum. Belki de yakında!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA