Değeri okurlarım, demek ki geride bıraktığımız averaj yıllarından sonra, kaplumbağa misali de olsa futbolumuzda bazı gelişmeler oldu. Yenilgiler devam etti ama ‘AVERAJ TAKIMI’ olmaktan kurtulduk. Hatta arada bir galip bile geliyorduk. Galibiyetler, takımlarımıza turu da beraberinde getirmişse, TÜRK insanı sokaklardaydı ve sabahlara kadar eğlence kaçınılmazdı.
O zamanın “transferleri” de oldukça ilginçti. Aslına bakarsanız, Avrupa’dan yıldız bir futbolcuyu transfer etmemiz kesinlikle mümkün değildi. Kaliteli futbolcuların ülkemize gelmeleri için geçerli bir neden yoktu.
Futbolumuzun kalitesi ortada, futbol sahalarının zemini herkesçe malum, para konusu da onlar için oldukça önemli… Hal böyle olunca o dönemler de yıldız futbolcu transferi söz konusu olmadı. Sadece, bir milli müsabakada hatalı goller yiyerek takımının yenilgisinde başrolü oynayan Zoran Simoviç süresiz kadro dışı bırakılmış, O’nu da büyük takımlarımızdan birisi transfer etmişti.
Peki, hiç “Yabancı Futbolcu” transferi olmuyor muydu? Nasıl olmaz, oluyordu pek tabii ama üçüncü sınıf oyuncular balıklama atlıyorlardı. Ülkelerinde ekmek parası bulamayanlar, bizim ülkemizden zengin olup gidiyorlardı. Sanki şimdi öyle değil mi? Ülkemiz yabancılar için bir cennet!
Her ne kadar, siyasiler bir gece de değişebiliyor ama futbolumuzun gözle gözükür şekilde değişmesi için, 40-50 yıl geçmesi gerekiyormuş. Futbolun her kademesinde olduğu gibi, futbol sahalarının zeminleri de değişti. Çimlenmek suretiyle değişikliğe uğradı.
Bu olumlu çalışmalar sonunda, bize ait futbolumuzun da, yerli futbolcuların da, kalitelerinde, performanslarında sevindirecek iyileşmeler oldu. Önceleri, oyuncular yere düşmekten çekiniyorlardı. Zemin beton gibi sert ya da çamur deryası idi. Rakibi tanımak her zaman geçerlidir. Bunun için de sık-sık müsabakalar yapmak, özel turnuvalara iştirak etmek, rakibin gücü hakkında bilgi sahibi olmak demektir.
Avrupa’ya yakın olmak, yıldız futbolcu ve deneyimli çalıştırıcılar transfer etmek, futbolumuzun ufkunu açar, atağa kaldırır. Günümüzde bu yaklaşımlar bütün hızıyla devam etmektedir. Yaban kontenjanı 10’a 14’e çıktığına göre, adımınızı atsanız yabancı oyuncuya çarparsınız dikkatli olun. Milli Takımımız nasıl başarışlı olur? İşte onu bilemiyorum.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
