Son günlerde işlerliğini koruyan gündem maddemiz yine deprem. Türkiye’mize göz değiyor. Vatanımızın doğusu ile batısı beşik gibi sallanıyor. Toprak içten içe oynadıkça oynuyor. Diğer taraftan deniz tabanı da hareketli! Gel de korkma!
Bölgemizde Hatay ili de sakıncalı yerlerin başında geliyor. Her depremden sonra konuşulan illerin başındayız. Ne yapacağımızı bilmez haldeyiz. Bir tarafta Coronavirüs (Covid-19) diğer tarafta depremler. Allah hayırlı yazgılar yazsın. İstanbul, İzmir, Elâzığ ve Hatay, nedense hep konu başlıkların içerisindeler. Yer kabuğu güneyden kuzeye doğru genişledikçe, nerede olduğu tam bilinmeyen veya bizim bilmediğimiz fay hatlarını dinlemekten dolayı, bıkkınlık getirir olduk.
Fay hatları birdenbire kırılabilirmiş. Fay hatları sıkıştıkça yer kabuğu yer değiştirirmiş veya buna bezer konu bilimcilerin her televizyon kanallarında yaptığı konuşmalar bizleri çileden çıkartıyor. Uzay boşluğunda ha bire dönüp duruyoruz. Dünyamızdaki en ufak bir sapma insanlığın olduğu gibi yaşlı Dünyamızın da sonu demek.
Ege denizinde bulunan “Santorini Adası” ile ilgili tahminler korkutuyor. Nature Geoscience dergisinde yayımlanan araştırmaya göre; en son 1939 ve 1941 yılları arasında faaliyete geçen yanardağın altındaki magma, Ocak 2011’den Nisan 2012’ye kadar yaklaşık 20 milyon metreküp artış göstermiş. Araştırmayı yapan Oxford Üniversitesi bilim adamları, bulguların yanardağın kısa süre içinde faaliyete geçeceği anlamına gelmediğini, ancak gözlenmesi gereken bir hareketliliğin söz konusu olduğuna dikkat çektiler. Bilim adamları, magma miktarındaki artışın devam etmesi durumunda, yetmiş yıl öncekine benzer bir patlamanın meydana gelebileceğine de işaret etti.
Uydu görüntüleri ile yanardağın kraterine yerleştirilen ‘Küresel Yer Belirleme Sistemi’ni kullanan bilim adamları; Yanardağın altındaki magmanın genişlemesinin “Santorini Adası”nın, deniz seviyesinden 8 ila 14 santimetre yükselmesine yol açtığını bilimsel olarak kanıtlandılar. Magma miktarının Ocak 2011’de meydana gelen 3 depremden sonra hızla arttığını saptayan bilim adamları. Nisan 2012’den sonra artışta azalma gözlemlenmesi, yani uykuya geçmesi belki hızlı bir uyanışın habercisi olacağını da belirttiler.
3600 yıl önce son 10 bin yılın en büyük patlamasına sahne olan Santorini Yanardağı, Akdeniz’de hüküm süren Minos Uygarlığının sonunu getirmiş. Hatta kayıp kıta Atlantis efsanesi ile ilişkilendirilmişti. Patlama; 12 metrelik dev dalgalara yol açmış. Santorini Adası’nın büyük bir kısmı halen sular altında. Hatta ve hatta tarihçilerin dediğine göre “Mısır Firavunlarına Allah’ın bir tokadı” olarak” Santorini Patlaması” oluşmuş ve firavunların da sonunu getirdiğine inanılmıştı.
Günümüzde turistlerin en gözde uğrak yerlerinden biri olan Santorini Adasını, her yıl on binlerce turist ziyaret ediyor. Santorini Adası; Türkiye’nin gözde turistik beldelerinden Bodrum’a yaklaşık iki yüz altmış kilometre uzaklığında. Ege bölgemizin hemen yanı başında! Ben, işte böyle bir depremden korkarım!.
Sizlerin de dikkatini çektiği gibi son yıllarda özellikle yurdumuzun batı bölgelerin de acayip şekilde oynaklık var. İzmir, Bodrum, Marmaris, Balıkesir ve civar il ve ilçelerimiz, deprem ile alakalı sıkıntıda. Vatandaşlarımızda yerli yersiz korku hâkim. Bu ‘Santorini Vakası’ kesin incelemesi gereken bir doğa olayı.
Bazen deprem konularını makalelerimde içgüdü şeklinde dile getiriyorum. Her ne kadar böyle doğa olayları takdiri ilahi olsa da deprem hakkında basit önlemleri geç kalınmadan bilmek ve öğrenmek gerekir. Allah, yurdumuzu böyle afetlerden korusun.
