Yüksel; “Türkiye’yi Hırsızlık Cehennemine Dönüştürdüler”

0
33

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Belen İlçe Başkanı Fevzi Yüksel; “Türkiye’yi Hırsızlık Cehennemine Dönüştürdüler”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Belen İlçe Başkanı Fevzi Yüksel, haftalık yaptığı gündem değerlendirme toplantısında, Ağustos ayının ülkemiz açısından önemine vurgu yaptı.

Ağustos ayının ‘zaferler’ ayı olduğunu kaydeden Yüksel; “Ağustos ayı zaferler ayı. Sakarya Meydan Muharebesi dünyaya altın harflerle yazılmış bir zafer. Eşine benzerine rastlanmayan, büyük bir diriliş ve direniş, onu kutluyoruz. 23 Ağustos 1921’de başlayan bu büyük muharebe 13 Eylül’de sona eriyor, tam 21 gün 21 gece sürüyor. Bu büyük bir zafer tarihin akışını değiştiren bir zafer… Birkaç gün sonrada 30 Ağustos Zafer bayramını kutlayacağız. Ağustos Zafer ayı! Türk milletinin tekrar diriliş ve direniş ayı… Zaferi bize yaşatan büyük komutan Mustafa Kemal Atatürk’ü, rahmetli komutan İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak’ı ve tüm şehitleri rahmetle, minnetle yad ediyorum, önlerinde saygı ile eğiliyorum” diye konuştu.

Sınır ihlallerine değinen Yüksel, ülkemiz sınırlarının yol geçen hanı olmadığını belirterek; “Sınır namustur demiştik hala haykırıyoruz. Sakarya’da, Dumlupınar’da, Çanakkale’de, nice cephede bu sınırları korumak, kollamak için bedel ödeyen insanlarımız, kan akıtan şehitlerimiz bu sınırları çizmiştir. Kanla çizmiştir, hayatını ortaya koyarak, bedel ödeyerek çizmiştir. Bu sınırlar önemlidir, bu sınırlar Misak-ı Milli sınırlarıdır. Sınır namustur diye pankart açan gençlerimizi nasıl tutuklarsın. Bu kadar yalan, talan, vurgun varken, gazeteciler dövülürken, siyasilere saldırılar yapılırken, elini kolunu sallayanlar, her yerde gezecek, serbest kalacak, sen ‘Hudut Namustur’ yazan gençleri toplayacaksın, sonra da evinin önünde dayak atacaksınız. Bilene sınır namustur. Sınırlarımız namusumuzdur, koruyacağız, kollayacağız. Türkiye yolgeçen hanı değildir. Eşini, çocuğunu, anasını, ailesini orada bırakıp gelen insan mağdur değildir, art niyetli gelmiştir, iyi niyetli geçmiyordur” dedi.

Geçtiğimiz günlerde Mersin’de bir milletvekili ile polis arasında geçen tartışmaya da değinen Yüksel, hiç kimsenin Türk Polisine hakaret etme hakkının bulunmadığını vurgulayarak; “Mersin’de Türk polisine yapılan hakaret. Nereden geldiğinizi, kim olduğunuzu unutmayın, hatırlayın. Dörtyol’da da bir milletvekilinin oğlu Türkiye Cumhuriyeti polisini sıraya sokmuş, sorguya çekmişti. Bu ülkeyi yönetenlerin Türk polisine, Türk milletine yaptığı kötülüklerin birkaç tanesi bunlar. Türk polisine yaptığın hakareti aynen sana iade ediyoruz” dedi.

Vatandaşların inim inim inlediğini de öne süren Yüksel; “Ülkeyi yönetenler halkını soyar mı, halkının cebinden para çalar mı? İnsanlar inim inim inliyor, ülkeyi yöneten en tepedeki kişi ne demişti İstanbul il başkanı iken; ‘Bu millet bu elektrik faturasını, su faturasını nasıl ödeyecek, sizde insaf yok, sizde vicdan yok!’ diye bağırmıştı. Sende vicdan yok, sende Allah korkusu yok, sen Allah’tan da kuldan da korkmuyorsun. Elektrik tüketimi bir vatandaşın 100 lira ise en az 250 lira fatura geliyor. Bu çalma değil midir, bu hırsızlık değil midir, bu milletin cebinden çalmanın daniskasıdır. Ülkeyi yönetenler halkı soyamaz. Son bir yılda elektriğe yüzde 22 zam geldi. Üretimde kullanıldığı için, üretimde temel bir girdi olduğu için elektriğe gelen her zamda iğneden ipliğe her şeye zam geliyor. 4 kişilik bir ailenin elektrik tüketimi 2016 yılında 95 TL idi, 2018’de 137 liraya çıktı, 2019’da 163 liraya çıktı, 2020’de 200 TL’ye çıktı. 2021’de ucu açık faturanın ne geleceğini bilmiyor millet. Halkını vicdansızca soyan bir idare var, bundan kurtulmak zorundayız” şeklinde konuştu.

Toplu görüşmeler sonrası belirlenen memur zamlarına da değinen Yüksel; “Memura ve memur emeklisine yapılan zammı da hatırlatmak istiyorum. Memur ve memur emeklisiyle dalga geçiliyor. Bir sendika düşünün yüzde yirmi 22 isterim diye masaya oturuyor, seyyanen zam isterim diye masaya oturuyor, ben memurun, memur emeklisinin hakkını koruyacağım diye masaya oturuyor ama tam biat sendikası, teslim olan sendika anlayışıyla memuru açlığa yokluğa mahkum eden bir kararın altına imza atıyor. Yandaş sendika, teslim olan sendika, ilk 6 ay için %5’e nasıl imza attın? TÜİK’in enflasyon rakamı yüzde 19 ki bu TÜİK’in makyajlanmış rakamı. Gerçek enflasyon yüzde 30’un altında değil. Sen yüzde beşe nasıl imza atarsın! Türkiye’de sendikanın, hakkın, emeğin geldiği noktada bu ocak-ağustos arası sadece ayçiçeği, yağına zeytinyağına gelen zam yüzde atmış. Devletin malından, kamu malından, belediyelerden yiyip yiyip bir türlü doymuyorlar. Türkiye’yi hırsızlık cehennemine dönüştürdüler. Yiyip yiyip bir türlü doymuyorlar. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyorlar. Bunları Allah’a, halka havale ediyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here