İskenderun Kuyumcular ve Saatçiler Odası Başkanı Uğur Fırat ile geçtiğimiz Cuma günü, İskenderun Gazetesi imtiyaz sahibi Rızkullah Terbiyeli ile beraberliğimiz oldu. Hoş sohbetlerimiz çok güzel bir lahmacun ikramıyla güzelleşti. Konular o kadar yoğundu ki konu konuyu açtı.
Uğur Fırat’ın HESOB Başkan Yardımcılığından tutun da ilk milletvekilliği adaylığına kadar çokça sohbetlerimiz oldu. Özellikle Hatay il genelinde İskenderun oda başkanlarıyla çok güzel atılımlar yaptığını, tüm oda başkanlarıyla tam bir kardeşlik çerçevesinde her göreve koştuklarını söylerken, bazı kelimeler boğazında düğümlendi. Bunca dostane ilişkiler içerisinde olan kişilerin, birden bire kendisine sırt çevirmelerine anlam bulamadığını anlatırken, hiddetli hali haklılığını ortaya koyuyordu.
Kolay değil, yirmi yıl birliktelik içerisinde, iyi ve kötü günde beraber olan arkadaşlıkların birden bire Antakya lobisine teslim olmaları karşısında çok şaşırdığını ifadelerinde özellikle belirtti. Uğur Fırat için öyle anlı şanlı ifadeler kullanmak istemiyorum. Onu yıllar öncesinden tanırım. Bu memlekette iyilik yaptığı çok insanlar var. Çok siyasiler var. Bağlı bulunduğu Kuyumcular Odasının yanında diğer odaların da öne çıkmasına verdiği mücadeleler var. İskenderun Esnaf Odaları Koruma Derneği Başkanlığı yaptığım yıllarda sergilediği yansız çalışmaları yakinen bilirim.
Önümüzdeki Mart ayında Türkiye genelinde yerel yönetim seçimleri yapılacak. Bu yerel yöneticilerin belirlenme aşaması tahminim ilçelerde Ocak 2019 tarihinde, Büyükşehir Belediye Başkanları ise 2018 Kasım ayının sonunda yani içinde bulunduğumuz ayın sonlarına doğru belirlenmiş olacak.
Uğur Fırat ile sohbetimiz sonunda geldi-taştı siyasete kilitlendi. Bazı kişilerin siyaset ufku çok geniş, hele bu karşınızdaki kişi uzun süre bir oda başkanlığı yapmışsa işin sohbet tarafı bir anda şekillenirken renklendi. Bir insanın karakteristik özelliği doğrulardan yanaysa siyasetin de çizgisi anlamlaşıyor. Siyaset, esasında çok ayrı ele alınacak bir özel durum. Siyasetle iştigal edenler bazı esnekliklerle iç içe olmalı, kimseyle küs olmadan gönülden gelen dostluklarla tüm seçmenlerini kucaklayabilecek büyüklüğünde olmalı. İnsan her daim bazı çıkarları uğruna hata yapabilir. Önemli olan yapılan hataları görerek, bu hatalardan pay çıkartabilmeli.
Uğur Fırat gözlemlediğim kadarıyla hiçbir arkadaşına kırgın değil. Yalnızca bir anda kendisine ters dönenlerden şikayetçi. ‘Olsun, onlarda bir gün gerçeği görür ve beni daha iyi anlarlar’ derken olay akışına gülüp geçiyordu. ‘Çünkü arkamda beni kamburlaştıracak hiçbir şeyin içinde bulunmadığımdan dolayı çok müsterihim’ derken kahvesini içerken de zevkle höpürdetiyordu. İşin esası gönlü rahat olarak bu şehirde gezmek derken, laf döndü dolaştı İskenderun yerel seçimlere kilitlendi.
Geçmişte, Milletvekilliği adaylığı sizi siyasette bayağı ustalaştırmış dedim ve ‘İskenderun adaylığı için vakit tamam mı?’ sözüme kahkahayla karışık şunları ifade etti. “…Kardeşim ben siyasetten hiçbir zaman kaçmadım, aksine her an siyasetle birlikteliğim var. Her atanan kişilerle güzel çalışmalarım oldu. Onlarla şehrimizin geleceğini konuştuk ve yapılacak olan yeni yatırımların sohbetleriyle bir olduk. Arzum bu şehir artık kendini aşmalı. Bu şehre güzel yatırımlar gelmeli. Sözle yapılan tüm çağrıları dinledik. İlk önce yaparlar diye nede çok sevindik ama zaman geçtikçe yeni yatırımların olmadığını üzülerek gözlemledim. Ben buradayım, burada yaşıyorum. Bana bir görev tevdi edilirse bu görevden asla kaçmam. Çünkü yaşadığım şehre bir şeyler verebilmemin gayretindeyim…” derken, kendinden emin konuşmaları hem gazetemizin imtiyaz sahibi Rızkullah Terbiyeli’yi hem de beni mutlu etti.
Uğur Fırat gibi girişken yapıda olan kişilere bu şehrin ihtiyacı var. Çok konuşmadan yapılacakların yapılması konusunda kesin tavrını ortaya koyan bir insanın hoş sohbetiyle günümüz geçti.
