Değerli okurlarım, merak ettiğim çok şeyler var ama konumuz itibariyle bir şeyi daha çok merak ediyorum. Bununla beraber bir önemli noktaya parmak basmak istiyorum. Yerel takımlarımızın şu anda yabancı transferleri söz konusu değil ama günün birinde Süper Lige terfi ettiklerinde bu şansları elbette ki olacak. Tabi ki buna yani yabancı transferine şans denilirse.
Öyle takımlarımız (kulüplerimiz) var ki Türkiye Futbol Federasyonu izin verse yirmi tane yabancı oyuncuyu renklerine bağlarlar. Güçlü olmak güzel bir hadise! Bunun en büyük dezavantajı da Milli Takım oluşurken ortaya çıkıyor. Bu kimseyi ilgilendirmiyor mu? Rahatsız etmiyor mu?
Sadece bizde değil. Avrupa’da da örnekleri çok! Kulüp takımları kök söktürüyor, gelin görün ki, Milli Takımları gruptan çıkamıyor. İşte, ben bunu hep merak etmişimdir, düşündükçe de sıkıntım artmaktadır. Futbol Milli Takımının da durumu ortada…
Yönetimlerin kafasında, hep yabancı transferler olursa, “Takım Olma” Gerçeği hikayeye döner, takımda aslanlar çoğalır, kaos artar ve bunun sonu da hiç iyi olmaz.
Burada önemli bir noktaya temas etmek istiyorum. Biz takımda aslanlar çoğalıra, bu işin sonu gelmez demiştik. Takım ruhu yerleşmişse, aslanların çoğalmasının hiçbir sakıncası yoktur. Çünkü takımda koşullandırmalar, ödülsel yöntemler (ödül ve ceza) istikrara kavuşmuştur. Takım ruhunu yakalamada ve devamlılığını sağlamada, yönetimden çok, teknik kadronun etkisi vardır. Daha önce de söylediğim gibi, iyi örnek olmak çok büyük etkendir.
Takımın lideri, görevini kusursuz yaptığı sürece karıncaların ve arıların aslan gibi olmalarının hiçbir sakıncası yoktur. Davranışlar, edimsel koşullandırma yöntemi ile oyuncuların zihinsel aktiviteleri ne olursa olsun olumluya dönüştürülebilir.
Sunduğum bu son paragraf zaman-zaman tartışmalara neden olsa bile, sonuç değişmez, doğru tektir, aklın yolu birdir. Sık-sık yapılanmaya gitmek, takımın iskeletiyle oynamak, oyuncular üzerinde ısrarcı olmamak. Özel sorunlar nedeniyle, form tutamayan futbolculara gereksiz yere gözdağı vermek, takım olma yolunda büyük engeller oluşturur.
Takım olma yolunda, sevgi ve spor ahlakı ön planda tutulmalı, bilimsel çalışmaların yanında, nazari dersler unutulmamalıdır. Hiçbir şey dört dörtlük olmaz ama bunun dörtte üçünü yakalayabilirseniz, başarıyı da omurgasından yakalamış olursunuz.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
