STK’lardan Angus Sevkıyatı İle İlgili Ortak Basın Açıklaması

0
91

Kara; “Çevre ve İnsan Sağlını Koruyan Tedbirler Alınmalıdır

İskenderun Limanında ‘Angus Sığır’ sevkıyatı nedeniyle bölge insanının yaşadığı sıkıntıları, sevkıyat sürecini, hayvanların sağlık durumunu ve topluma etkileri konularında geniş katılımlı basın açıklaması gerçekleştirildi.

İskenderun Çevre Koruma Derneği öncülüğünde, Liman A Kapısı önünde yapılan açıklamaya Hatay Tabip Odası, Hatay Ziraat Mühendisleri Odası, İskenderun Muhasebeciler Mali Müşavirler Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Makine Mühendisleri Odası, Elektrik Mühendisleri Odası, CHP İskenderun ve Arsuz İlçe Örgütleri, MHP Meclis Grubu, HDP İlçe Örgütü, Türk Eğitim Sen 2 Nolu Şube, Eğitim-Sen ve Eğitim-İş İskenderun Şubeleri, Korunmaya Muhtaç Çocuklara Yardım Derneği, Evimiz İskenderun Süpürge Derneği, İskenderun Ayna Kültür Sanat Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği İskenderun ve Karaağaç Şubeleri, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği İskenderun Şubesi, İnsan Hakları Derneği, Bakkallar ve Bayiler Esnaf Odası, Muhtarlar Derneği, Berberler ve Kuaförler Odası ve Türk Kadınlar Birliği Derneği İskenderun Şubesi destek verdi. Basın açıklamasına CHP’li İskenderun Belediye Başkan Aday Adayları da katılım gösterdi.

Sivil toplum kuruluşları adına açıklamayı İskenderun Çevre Koruma Derneği Başkanı Nermin Yıldırım Kara yaptı. Ülkemizin yurtdışından yapmış olduğu canlı hayvan ithalatına ilişkin sevkıyat işlemlerinin bir süredir İskenderun limanından sürdürüldüğünü hatırlatan Kara; “Büyük ve küçükbaş canlı hayvanları taşıyan gemilerden tahliye işlemleri sırasında kent merkezinde ve limana yakın civar mahallelerde insanların genzini yakan, nefes almayı engelleyen yoğun ve ağır bir koku yayılmaktadır. Bundan daha da önemlisi yaşadığımız coğrafyada aslında var olmayan farklı sinek türleri hayvanlarla birlikte gelmekte ve gemilerin şehrimize geldiği dönemde yoğun sinek şikâyetleri de olmaktadır. Sineklerin birçok hastalığın taşıyıcısı olduğu düşünüldüğünde daha önce ülkemizde hiç karşılaşılmayan hastalıkların ortaya çıkması söz konusu olabilecektir.

Her ne kadar ilgili bakanlıklar özellikle şarbon hastalığı hususunda şu an itibari ile artmış bir risk bulunmadığını ifade etseler de ilerleyen dönemlerde bu tür hastalıklarla karşılaşılmayacağının garantisi yoktur. Hayvan sevkıyatının ötesinde ithal edilen hayvanlarda görüldüğü iddia edilen şarbon hastalığı veya saman, et ve  et ürünleri ithalatı diğer hastalık risklerini daha da arttırmakta, her geçen gün daha da zorlaşan üretim koşulları yerini üretememeye bırakmaktadır.Mevcut sorunlar sadece  İskenderun bölgesinin bir sorunu değil yaşadığımız bölgenin ayrıca ülkemizin bir sorunudur. Gerçekleştirilen canlı hayvan ithalatlarının ülkemiz hayvancılığına yaratacağı olumsuz etki açıktır” dedi.

Esas olanın, son yıllarda yıkıma uğratılan tarım ve hayvancılık politikalarının tekrar düzenlenmesi, damızlık ve hayvan üretimi, et ve süt üretimine yönelik bir seferberlik ilan edilerek destek ve teşviklerle yerli üretime geçilmesi olduğunu vurgulayan Kara; “Ancak kısa vadede ülkemizin et ihtiyacını karşılamak üzere canlı hayvan ithalatı devam edecek ise çevre ve insan sağlığını koruyan tedbirler alınmalıdır. Canlı hayvan ithalatının daha sağlıklı ve güvenilir bir izleme sistemi ile yapılabilmesi için bağımsız veteriner birliklerinin de sisteme entegre edilmesi çok önemlidir. Ülkeye giriş noktalarında her türlü hayvan ithalatında hayvan sağlığı denetimlerinin özel olarak oluşturulmuş ve her türlü teknik donanıma ve alt yapıya sahip alanlarda denetlenmesi çok önemlidir.

Yukarıda da izah ettiğimiz üzere siyasi iradeden beklentimiz bir an önce ülkemizde hayvancılığının geliştirilmesi ve tekrar kendi ihtiyacımızı karşılayacak düzeye gelebilecek politikalar oluşturması ile gerek taşıyacağı hastalık riskleri gerekse yerli üretime olumsuz etkileri açısından hayvancılığımızın ölüm fermanı olan canlı hayvan ve hayvansal ürünlerin ithalatından vazgeçilmesi olmakla birlikte, kısa vadede canlı hayvan sevkıyatlarının bundan sonra devam edecek olması durumunda kent merkezlerinden uzak, meskun mahal dışındaki limanlardan yapılması, hayvanların sıkı veteriner kontrolünden geçmeleri, dezenfeksiyon işlemlerinin yapılması, karantina sürelerine dikkat edilmesi ve özel Karantina alanları oluşturulmasıdır” şeklinde konuştu.

Son olarak geçtiğimiz haftalar da İzmir Alsancak Limanı tarafından red kararı ile kente alınmayan JULİA AK gemisinin tüm çabalara rağmen İskenderun Limanında tahliye edilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin aynı kanun ve yönetmelik hükümlerinin geçerli olduğu Liman bölgelerindeki tahmil tahliye, denetim ve kontrol ile ilgili işlemlerin ülkemizin değişik bölgelerinde farklı uygulamaya tabi tutulmasının kafalarda soru işaretleri yarattığını da savunan Kara; “Anayasamızın 56.maddesinde de dediği gibi asıl olan sağlıklı yaşam hakkıdır. Konu ile ilgili görev ve sorumluluk sahiplerini  toplum sağlığını ilgilendiren bu konuda daha duyarlı ve hassas olmaya davet ediyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırdı. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here