Sessizlerin Sesi Olmak

0
100

Geçtiğimiz gün, İskenderun Kuyumcular ve Saatçiler Odası sekreterliğinden beni arayan bayan, odanın sabah kahvaltısı olduğunu söyledi. Kanaatimce memleket genelini ilgilendiren bir konuda, yine yararlı bir çalışmanın içerisinde olduklarını anladım.

İşitme Engelliler Spor Kulübü Başkanı, yönetici ve üyeleriyle birlikte, İskenderun sahilinde bulunan kafede sabah kahvaltısıyla ve sohbetle onları yeniden onurlandırdılar. Bilindiği üzere dini bayram öncesi yine bu spor kulübü üyelerine ‘Bu Bayramda Sen Güldür’ sloganıyla kulübü sımsıcak sarmışlardı. Hatta bu olumlu yaklaşım üyelerin giyim yardımlarıyla da ses getirmişti. Oda Başkanı Uğur Fırat’ın şu sözleri hala hafızalarımızda; “…Rabbim gönüllerimize engel vermesin!..”

İskenderun’da o kadar çok sivil toplum örgütleri olduğunu biliyorum bilmesine de onlardan şimdiye kadar ne ses çıkar ne de bölgemize faydalı olabilecek etkinliklerine şahit oluruz. Ancak ve ancak herhangi bir siyasi seçim öncesi onları sırasıyla görür ve çalışmalarını gözlemlerim.

Diğer taraftan Kuyumcular ve Saatçiler Odasının yıl içinde çok değişik zamanlarda topluma fayda sağlayacak girişimlerini izleriz. Onların yaptığı bu amme hizmetlerinin olumlu akışları her daim memleketimizde ve bölgemizde ses getirmeye devam eder.

Bir avuç oda yöneticisi, başkan Uğur Fırat önderliğinde çok değişik şekilde yaptıkları olumlu girişimlerle, gönülden memlekete sahip çıkıyorlar. Onları şahsım ve memleketim adına kutluyorum.

Son etkinliklerine gelince…

İskenderun Belediyesinde sadık görevine tanık olduğum Mehmet Çörtük, kendi başına sağır ve dilsizleri bir çatı altına toplamış ve onların adeta sessiz sesleri olmuş. Çok mücadele içerisinde olan bu genç delikanlı asla kimseye el avuç açmadan, toplumsal yüklendiği sağır dilsizler ordusunu kurduğu spor kulübüyle taçlandırmış.

Bazen bir kuruluşun yaptıklarını bazıları görür. O gören bazıları ise gönüllerde taht kurar. İskenderun İşitme Engelliler Kulübü işte o bazılarının gönülden destekleriyle kamuoyunda sesleri daha gür çıkıyor.

İskenderun Kuyumcular ve Saatçiler Odasının da içtenlikle görüp sahip çıktığı bu spor kulübü, bizlere şimdilerde sonsuz keyif veriyor. Reklâmsız ve içtenlikle yapılan bu olumlu girişimlerle engelsiz bir ortamın yaratıcıları oldular. İşte böyle, gönülden çalışmak diye buna denir. Amaç toplumsal hizmet yapmaksa, sessizlerin sesi olmak sivil toplum kuruluşların en yegâne görevi olmalı.

Açılış ve kokteyllerde boy gösterilirken değil önemli olan hafızalarda olumlu yer tutmaktır. Görev akışını topluma bağlamayanlar her zaman göstermelik işlerle gündem olurlar. Devletimizin içinde bulunduğu şu zor günlerde aslında sivil toplum örgütlerine çok iş düşüyor. Kalifiye eleman sıkıntısı esnaflarımızı gittikçe zora sokuyor. İşsiz ordusu gün geçtikçe artıyor. O işsiz ordusuna çare olunacak olumlu girişimler yapılmalı. Engelli vatandaşlarımızın bir vatandaşımız olduğu devamlı şekilde düşünülmeli ve ona göre yapıcı çareler üretilmeli.

Sivil toplum örgütleri demek bir kitlenin sesi kulağı demektir. Şayet bizler onları ve diğerlerini gönül gözüyle göremediğimiz zaman bizlerin de engelli olduğu düşünülmeli. Yaşadığımız ortam, sıkıntıları sevince koyduğunda anlam ve önem kazanır. Sevincimiz kursağımızda kilitlenip kaldığında ise bu dünyanın yaşamında yalnızız demektir.

Yeniden İskenderun Kuyumcular ve Saatçiler Oda Başkanı Uğur Fırat ve yönetimini candan tebrik ediyorum. Yaptıkları olumlu girişimlerle onlar her zaman toplumumuzun gözü ve kulağı olmaya devam edeceklerdir.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here