Selçuk; “21 Şubat Dünya Anadil Günü Tüm Dillere Özgürlük Günü Olsun!”

0
50

İnsan Hakları Derneği İskenderun Şube Başkanı Coşkun Selçuk; “21 Şubat Dünya Anadil Günü Tüm Dillere Özgürlük Günü Olsun!”

İnsan Hakları Derneği İskenderun Şubesi üyeleri dernek binasında bir araya gelerek, ‘Uluslararası Anadili Günü’ olarak kutlanan 21 Şubat’ın ‘Dünya Anadil Günü Tüm Dillere Özgürlük Günü’ olarak kutlanmasını istedi.

İnsan Hakları Derneği İskenderun Şube Başkanı Coşkun Selçuk, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Kurulu tarafından, 1999 yılında aldığı bir kararla 21 Şubat’ı “Uluslararası Anadili Günü” olarak kabul ettiğini ve ilk kez 2000 yılında, dünya çapında kültürel çeşitliliği ve çok dilliliği desteklemek amacıyla “Dünya Anadili Günü” kutlanmaya başlandığını hatırlatarak; “Etnik ve ulus düzeyinde toplulukların bütün ilişki ve etkinliklerinde kullandıkları ve anlaştıkları dil, o topluluğun anadilidir. Daha geniş bir tanımla, bir insanın hiçbir eğitime tabi tutulmaksızın ailesi, çevresi ve toplumu aracılığı ile öğrendiği dil, anadili olarak tanımlanmaktadır. Uluslararası uzlaşıyı, kültürel çeşitliliği ve çok dilliliği desteklemek için her 21 Şubat’ta ana diline dikkat çekmek için dünya çapında çeşitli etkinlikler yapılmaktadır” dedi.

Türkiye’de 18 dilin kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu kaydeden Selçuk; “Türkiye’de çok sayıda ana dil olmasına rağmen, Türkçe dışındaki bazı dillerde eğitim 5’inci sınıftan başlamak üzere seçmeli ders olarak okutuluyor. Üstelik bir sınıfta 10 kişiden daha az öğrenci bir dersi seçmesi durumunda o dersin okutulması mümkün olamamaktır. Açılan sınıflarda ders verecek öğretmenlerin yetiştirilmesi ve ders araç gereçlerinin istenilen nitelikte olmasına dair hususlar ise halen yeterli düzeyde değildir.

Ülkemizin çözüm bekleyen en temel sorunlarının başında gelen “Kürt Sorunun” çözümü ve toplumsal barışın sağlanmasının en temel ilerleme araçlarından birisi kuşkusuz her çocuğun kendisini ait hissettiği topluluğun dili ile kendisini özgürce gerçekleştirme olanaklarına kavuşmasıdır. Her çocuğun anasından doğduğundan itibaren hiçbir eğitime tabi olmadan iletişim kurduğu dili özgürce öğrenmesi ve tüm toplumsal süreçlere anadili ile dahil olabilmesinin olanaklarını sağlamak uluslararası evrensel belgelerde devletlerin yükümlülüğü olarak belirtilmiştir.

Ülkemizde sıkça değiştirilen ve son zamanlarda yeniden gündemde yer alan Eğitim de Vizyon Belgesi 2023’te de ne yazık ki eğitim biliminin en kritik basamağı olan her çocuğun kendi anadili ile eğitim süreçlerine dahil olmasına dair herhangi bir öngörü söz konusu değildir” dedi.

İnsan Hakları Derneği olarak her çocuğun en doğal insan hakkı olan kendi anadili ile eğitim alma hakkının ivedilikle hayata geçirilmesini talep ettiklerini kaydeden Selçuk; “Başta Türkiye’nin taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesinde çekince koyduğu anadil ve farklı kültürel kimliklerin öğrenilmesini öngören maddelerdeki çekinceleri kaldırılmasını, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu [UNESCO] tarafından 14 Aralık 1960 tarihli Genel Toplantı’nda kabul edilen Eğitimde Ayrımcılığa Karşı Sözleşmeye taraf olunmasını, Türkiye’nin yargı yetkisini kabul ettiği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin farklı etnik ve dini toplulukların dil ve kültürel değerlerini kendi anadillerinde öğrenmelerini öngören hukuksal kararların gereğinin ivedilikle yerine getirmesini talep ediyoruz” şeklinde ifadeler kullandı. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here