Renk Aşkına Bakalım (3)

0
58

Değerli okurlarım, futbolun karizması ve şövalye ruhu adına, şimdiye kadar kimselerden duymadığınızı tahmin ettiğim, haklı olarak güzel yakıştırmalar yaptım, mersiyelerde bulundum. Peki, ne demiştim futbol için? Futbol bir sanattır, bir meslek dalıdır. Şiirdir, romandır, edebiyattır. Ve de Fizik kurallarını alt üst eden muhteşem bir hadisedir.

Rengiyle, karizmasıyla, temaşasıyla bu kadar övgüyü hak ediyor mu? Nasıl hak etmez. Dünya insanını peşinden koşturuyor. Şan, şöhret ve para sahibi yapıyor. Ülkeler arası dostluğa köprü görevi yapıyor. Prestij kazandırıyor. İnsanları bırakın, bazı ülkelerin geçim kaynağı konumunda. Yıldız meslek sıralamasında ilk üçte! Ona yapılan yatırımlar, başka hiçbir meslek gurubuna yapılmamıştır.

Futbol, bazı fanatik ülkelerde, milli takımlarının galip gelmesiyle ihtilalden bile vazgeçilmiştir. (Güney Amerika’da bir ülke) Birlik ve beraberliğin ön koşuludur.

Bu saydıklarım, insanların futbolu (Yobazlar hariç) baş tacı etmelerine neden olan özelliklerdir. İngilizce bir sözcük olmakla beraber, neredeyse yeni doğan bebekler bile ilk önce onu telaffuz ediyorlar.

Şu aşamada, makalemiz biraz daha renklensin diye futbolun labirentlerine başvurduk. İyi ki öyle yapmışım, heyecan duymadığımı söyleyemem.

Futbolun rengi beyazdır. Futbolun yalınlığını, karizmasını, ona olan sevdayı ve renk aşkını, istesek de daha da aklaştıramayız. Onun beyazlığı limitte seyretmektedir. Bizde faniler olarak, onun yan ürünlerinden yararlanmaya ve de özelliklerine halel getirmeden, genç kuşağa aktarmaya çalışıyoruz.

Bu yaklaşımlarımızda bile, onun (Futbolun) edebiyat, şiir, matematik, sevdasından, renk aşkından yararlanıp, bizlerden sonraya kalacaklara aktarmaya özen gösteriyoruz.

Herkes, genel olarak hayvan sever. Tabi ki herkesin aynı şeyleri sevmesini bekleyemeyiz. Kimisi tavuk sever, kızartıp yiyeceği için, kimisi at ve eşeği sever bineceği için. Öküzü sevenler, onun tarladaki gücüne hayrandır. Birçokları köpek sever, onun bekçiliğinden öte, can yoldaşı olduğu için. Bazıları da başköşesine koymuştur kuşunun kafesini. Yani kanarya sevenler…

Ancak, timsah sever duymadım. Kelaynaklar gibi, nesli azalmaya başladığından ve güncellikleri bozulmasın diye koruma altındalar. İnsanlarda bir garip canım, neyi seveceklerine bir türlü karar veremiyorlar.

Futbol sevdası ve renk sonsuza dek kalıcıdır. Buna da inanın! “Ölmeye, Ölmeye, Ölmeye Geldik” diye boşuna mı bağırıyorlar sanıyorsunuz?…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here