‘Ortalamanın Zaferi’ Veya

1
433

Veya “Kapitalizmin Kültürel Köpüğü!” Başlıktaki ilk cümle, İbrahim Kaya’nın, “Ortalamanın Zaferi Ve Eleştirinin Geri Çekilmesi” adlı makalesinden.. Veya sonrası ise S. Seyfi Öğün’ün, “Kapitalizmin Kültürel Köpüğü” başlıklı makalesinden..

İbrahim Hoca, söz konusu makalesine; “Türkiye’yi anlamak açısından ‘ortalamanın zaferi’ nitelemesinin temel bir başlangıç noktası oluşturduğunu yaklaşık on yıldır tartışıyorum” cümlesiyle başlıyor..  Sonrasında,  “Her yaşam alanını ekonomik hedeflerle ve özellikle ‘para kazanma, zengin olma’ hedefiyle belirleyen anlayışın, yaşamımızın  merkezine yerleşmesi ve deyim yerindeyse dilimize, tutumumuza, pratiğimize hükmetmesi, toplumu büyük ölçüde yıktı” diyor ve ekliyor.. “Bir kere bu ekonomici anlayış hâkimiyet kurunca, birlikte yaşama idealimizin somutlaşması anlamına gelen toplumsal değerleri ikincilleştirdi hatta onları görmezden geldi.” Devamında, “Bu süreç eleştiriyi gerileterek anlamını tersine çevirdi eleştiriyi neredeyse hakaret ile eşdeğer kıldı” diyor, “ortalamanın zaferi esas olarak ‘eleştirinin geri çekilmesini’ sağlama işlevine sahiptir” diye ekliyor ve bunun da; “kalabalık kitleleri ‘baş tacı”’ ederek, niteliği ve liyakati öldürmekle mümkün” olduğunu söyleyerek  zafer kazanan ortalamayı “popüler kültürle” ilişkilendiriyor..

Seyfi Hoca ise, popüler kültürü, “Kapitalizmin Kültürel Köpüğü” olarak betimlediği söz konusu makalesinde; “İdeolojilerin çöktüğü ilân edildikten sonra, köpürtülmüş kapitalizm insanlığı büzüştürme işini ciddiye aldı ve ‘kültür’ kavramını seferber etti” diyor ve devam ediyor.. “Yeni kapitalizm, bir önceki dönemin sert, köşeli, ileri derece bir zımpara kâğıdına benzeyen kitle kültürünü, popüler kültürler şırınga ederek yumuşattı. Rafine edilmiş bir turizm kültüründen magazin dünyâsına, TV dizilerinden alternatif bilimler ve edebiyatlara kadar geniş bir alandır bu. Eğer Marx yaşıyor olsaydı, ihtimâl; dîni bir tarafa bırakır, insanlığın afyonunu popüler kültür olarak ilân ederdi.. Eski kapitalizmin rutinlerinden boşalan insanlığa bu kolaycılığı kabul ettirmek zor olmasa gerekir. Artık, ‘insan olmak sorumlu olmaktır’ diye çırpınan Sartre’ı kimse dinlemeyecek; onun yazdıklarından ilham alarak konumunu sorgulamayacaktır. Bu hafiflemenin bir bedeli olduğu muhakkak..” (Yeni Şafak, 15.11.2012)

Seyfi Hoca’nın “Yeni kapitalizm” olarak nitelediği insanlığı deforme ve dejenere eden olguyu, “Postmodern popüler kültür” kavramıyla tanımlıyor “Postmodern Popüler Kültür, Hakikati Öldürür!” başlıklı makalesinde Yusuf Kaplan da.. Ve ekliyor: “Postmodern popüler kültür, insanı sığlaştırıyor, sığlığa mahkûm ediyor; her şeyi plastikleştiriyor, içini boşaltıyor. Sonuçta omurgasızlaştırıyor, ruhsuzlaştırıyor ve bitiriyor insanı. Popüler kültür; hayatı çölleştiriyor, hakikati ironiye dönüştürerek buharlaştırıyor ve insanı çöle mahkûm ediyor. Postmodern popüler kültürün ve yeni-paganizm çağının ilkesi şu! Artık her şey mübah, her şey gider!” (Yeni Şafak, 4.10.2015)

Yani postmodernizm; postunda, deforme ve dejenere olmuş bir kapitalizmi saklıyor.. Ve fakat aslında bu, kapitalizmin sürdürülebilirliği bağlamında modernliği yeniden üreten sistemde mündemiç deformasyon ve dejenerasyonun, cilalı post içinde saklanması hali oluyor..

Özetle, deforme ve dejenerenin büyük kitlelerce benimsenmesinin literatürdeki adı, “popüler kültür” oluyor..  Postmodernist “popüler kültür” teorisyenlerden Fukuyama, Sanayi Devrimi sonrasında kapitalist toplumlara dönüşen ve ideolojik büyük anlatıların çökmesiyle(?) dönüşebileceği başka bir toplumsal düzen de kalmayan modern toplumların çürümeyle insanlık tarihinin sonuna geldiğini ilan ediyor..  Bir diğer postmodernist teorisyen Huntington da, tarihinin sonuna gelen modern toplumları, kapitalizmin sürdürülebilmesi bağlamında popüler “Medeniyetler Çatışması” kültürüne mahkûm ediyor..

Son tahlilde ben, kapitalizmin; “geleneksel, klasik ve maruf sevgi, barış, kardeşlik, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma gibi insani değerleri inkar ederek”  tasarladığı kısa vadede kâr ve haz odaklı modern dünyalarda uzun vadede acı ve yıkım getiren bireycilik, bencillik ve çıkarcılık gibi inkarcı değersizlikleri popüler kültür postunda tüketime sunarak “ortalamayı düşürdüğünü” düşünüyorum.. Düşük ortalamadan çıkış ve yükselişin ise, “Marufu emr,  münkeri nehy” ilkesinin toplumca yaşanabilmesinde olduğunu düşünceme ekliyorum..

Selam ve saygılar… ozdemirgurcan23@gmail.com

1 YORUM

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here