Mutluyuz Boşanıyoruz!!!

0
573

Her bireyin hayalidir, doğru insanla hayatını birleştirip bir yuva kurmak. Bu uğurda doğru kişiyi bulana kadar birçok yanlış yapar. En nihayetinde mutlu olacağına inandığı kişiyi hayatına dâhil eder.  Şu anda evliyseniz aynı serüveni sizde yaşamışsınızdır. Eşinizin, yaptığınız yanlışlar içinde, muhtemelen en doğru kişi olduğunu düşündüğünüz için onunla evliliğe adım attınız. Farz-ı misal, mutlu bir beraberliğiniz var ve her şey yolunda giderken sırf fantezi olsun diye boşanmak istediniz. Eşinizi kendinizden uzaklaştırmak için ne yapardınız? Daha da önemlisi evliliğinizi boşanma eşiğine nasıl getirebilirdiniz?

 İlgisiz kalarak mı, sürekli somurtarak mı, görmezden gelerek mi yoksa değersizleştirerek mi, kendinizden uzaklaştırırdınız? En bilindik klişelerdir fakat hepsi işinize yarayacak yöntemlerdir. Peki, daha az bilindik, daha yaratıcı yöntemlerle amacınıza daha hızlı ulaşabileceğinizi söylesem.

Muhtemelen birçoğunuz “Psikologa bak psikopata bağladı, boşanalım diye tavsiyeler veriyor” düşüncesine kapıldı bile. Lütfen önyargılarınızı frenleyin. Yazımın başında belirttiğim gibi amaç sadece fantezi. Hem yuvasını dağıtıp, çocuklarını mutsuz bir geleceğe sürüklemek için her türlü sorumsuzluğu yapabilecek binlerce çift var etrafınızda. Sırf maceraperest, bencil kişiliklerinden dolayı onları görmezden mi gelmeliyim! Hayır, sizin kadar acımasız olmayacağım. Sağlıklı beraberliğini mahvetmek isteyen çiftlere kayıtsız kalmayacağım ve onlara tüm mesleki birikimimle yardımcı olacağım. Eğer hazırsanız ilk taktiği verebilirim…

İlişkinizi sıradanlaştırın!!

Evlilik ile birlikte çiftler amaçlarına ulaşmanın rehaveti ile özlerine dönerler. Flört döneminde birbirlerinin en şık, kibar, centilmen, romantik hallerine tanık olan çiftler, aynı evde yaşamaya başladıklarında “gerçek kimliklerini” sergilemeye başlarlar. Örneğin ilişki süresince modern ve cool bir duruşu olan erkek gider yerine atlet ve boxer don ile çekyatta uzanan erkek gelir. Parfüm deodorant kullanmasına gerek kalmamıştır. Kadınına kibar davranmasını, ruhunu okşamasını bir lütuf olarak sunmaya başlar.

Diğer tarafta ev işleri, çocuk bakımı, yemek telaşı derken kendine zaman ayıramayan bir kadın vardır. Üstlendiği misyon neticesinde, sadece özel bir davet ve ya dışarıda yapılacak bir program haricinde süslenemeyen bir kadındır artık o. Her iki tarafın evlilik amacını gerçekleştirmesiyle gelen rehavet, çiftlerin öncelikle kişisel bakımlarını ihmal etmesine sebep olur. Bu ayrıntılar ufak ve önemsiz olarak görülebilir lakin ilişkinin sıradanlaşmasını sağlayan en sinsi detaylardır.  Bu detaylara, sorumluluk ve önceliklerin değişmesini de eklersek ilişkinin monotonlaşması kaçınılmaz olur.

Peki, bir flört döneminde öncelik partnerin duyguları iken, evlilikte bu durum nasıl değişebiliyordu?

Aile olmanın getirdiği sorumluluk beraberinde çiftlerin önceliklerini yitirmesine sebep olur. His ve duygu önceliği, yerini aileyi geçindirebilme sorumluluğuna bırakır. Flört döneminde kurulan romantik hayaller rafa kaldırılır, yerine kredi ödeme, faturaları yatırma, daha lüks araba, daha konforlu ev sahibi olma isteği çiftlerin önceliği olur. Bu sorumlukların gerektirdiği yoğun iş temposu çiftlerin kaliteli vakit geçirememesine, daha az konuşmasına ve daha az paylaşımda bulunmasına zemin hazırlar. Bu zihinsel ve fiziksel yorgunluğun sonucunda çok basit görülen aktiviteler bile artık haftanın belirli günlerine sıkıştırılır. Misal, kahvaltının pazara sabitlenmesi, sinemaya nadiren gidilmesi, romantik bir yemeğin özel bir günle ilişkilendirilmesi, sürprizlerin anlamlı bir günde gerçekleşmesi. Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Fakat bu verdiğimiz örnekler dışında kalan en tehlikeli örneğimiz ise çiftlerin bir problem olmadan “karşılıklı oturup konuşamamaları” olacaktır. İlişkiyi ayakta tutan bu tutumların rutine bağlanması zamanla duyguları köreltecek ve her şeyi monotonlaştıracaktır.

Birçok danışanımda duyduğum ve evlilikte heyecanın yitirilmesine, akabinde beraberliği boşanma eşiğine getiren monotonlaşma sürecini adım-adım paylaştım. Etrafımda gözlemlediğim birçok çiftin evliliğinde aynı döngünün içinde olduğunu hatta bunun farkında bile olmadığını çok net söyleyebilirim.  Şimdi kendi beraberliğinizi gözden geçirin. İlişkiniz monotonlaşmanın hangi evresinde karar verin. Hala ilişkinizi tüketmemişseniz şu adımları eksiksiz yerine getirmeye çalışın:

*Paspal-paspal dolaşın. *Kişisel temizliğinize önem vermeyin. *Sürprizleri sadece özel günlere bırakın hatta yapmayın. *Partnerinizin sorunlarını görmezden gelin. *Olabildiğince az iletişim kurmaya çalışın. *Sorunlarınız dışında hayatınızla ilgili hiçbir şey paylaşmayın. *Evde olabildiğince TV karşısında uyuyun. *Elinizde sürekli telefonunuz olsun. *Sanal oyunlarla kafa dağıtmaya çalışın.

Tüm bunları uyguladığınız halde eşiniz sizden vazgeçmediyse, muhtemelen “güçlü ve sizi seven” bir partnerle berabersiniz. Ama umudunuzu yitirmeyin gelecek yazımda terk edilebilmeniz için daha etkin yöntemlerle sizlerle olacağım.

Psikolog ve Aile Terapisti
Mehmet CAN

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here