Kelimelerin Gücü

0
62

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Bu yazı 16 Nisan’da yazıldı ancak bir problem oldu. 16 Nisanda havalar kapalıydı İstanbul’da aynı içimiz gibi. Yine şehitlerimiz var yine yaralılarımız ve yine yüreğimizde çentik çentik düğüm düğüm acılar içinde. Ve bu gün 16 Nisan bu gün OHLAL’E karşı DEMOKRASİ sloganı ile 81 ilde bir saatlik oturma eylemi var.

İstanbul’da bu saatlerde Taksim meydanında oturma eylemine izin verilmediği için CHP ve vatandaşlar oturma eylemlerini İstiklal caddesinde sürdürmeye çalışıyorlar. Yoğun bir kalabalık var. Ankara ve diğer illerde de durum aynı, dileriz bir tek kişinin bile burnu kanamadan, insanlar demokratik haklarını kullanıp işlerine hayırlısı ile dönerler. Zaten içimiz, dışımız hainle dolu, dünya ikiyüzlü, beş yüzlü bari biz birbirimize destek olalım. Ve sevgili okuyucularım bu günde şok seçim haberi ile nevrimiz şaştı. Hani erken seçim yoktu? Neyse biz alıştık artık her şeye… Öğrencilerin sınavları var, acaba onların psikolojisi kimsenin umurunda mı? İşsizlik can alıyor artık kimsenin derdimi? Ama belli ki onların bir düşüncesi var seçimi erkene almak için hadi hayırlısı diyelim.

& & & & &

Ve sevgili okuyucularım bu ortamda kişisel sevinçlerimden söz etmek bendenize çok etik gelmediği halde yine de sevincimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Nihayet “ZEHRA” adlı yeni kitabım son halini alıp yayına girdi. Yakında hatta çok yakında piyasada olacak. Tabi bunlar kolay işler değil ancak zoru başarmak önemli olan. Ve dilerim “ZEHRA”yı sizde seversiniz ve onunla duygudaşlık yaparsınız ki o bizden biri yaşadıkları bizim yaşadıklarımız, sevinçleri de.

Kitap Kitap Otağı yayınevinden çıkacak.Kitap Otağı yayınevi Sayın Aşır Erkoç ve oğlu, aynı zamanda yayınevi imtiyaz sahibi Numan Erkoç tarafından İskenderun’a kazandırılmış ilk ve tek yayınevi. Aşir bey kitap, edebiyat, sanat ve insan aşığı güzel bir insan. Kitaba en az yazarı kadar önem veren bir kitapsever. Özverili çalışmaları hafta sonu etkinlikleri ile çoğumuzun tanıdığı kültür ve sanata, siyaset ayrımı gayrımı sokmayan değerli bir insan ve bu yüzden eser taslağını gönül rahatlığı ile onlara emanet ettim. Titizlikle en ufak ayrıntıyı bile atlamadan çalışıyorlar. Onlara buradan kocaman bir teşekkür yolluyorum ve kolay gelsin diyorum.

& & & & &

Ve sevgili okuyucularım onu ilk kez Ayna ve Süpürge Derneğinin gelenekselleşmiş Çarşamba sohbetlerinde tanıdım. Tıp öğrencisi, yakışıklı, girişimci, yapıcı, özverili genç bir insan… Genç ama birçoğumuzun olgunluk yaşına geldiği halde başaramadığı bir çok şeyi başarmaya çalışan olgun bir kardeş. Evet, onu gördüğümde işte özlediğim bir erkek kardeş diye düşündüm. Ve o benim kardeşim artık çoktan beri. Ve genç kardeşim tıp öğrenci Hüseyin Güven. Arsuz kent konseyi üyesi, Madenli kütüphanesinin kurucusu aynı zamanda… Madenli’deki kütüphaneyi kurana dek baya bir özverili çalışan Hüseyin kardeşim yalnız kütüphane kurmakla kalmadı. Çocuklar için tiyatro kurdu. Ücretsiz drama dersleri veriyorlar, kendisi gibi özverili genç arkadaşları ile. Söyleşi günleri düzenliyorlar genç ve çocukların sorunlarını tartışıyorlar. Ve çeşitli, güzel etkinliklere imza atmaya devam ediyorlar, şimdilerde internette dergileri var. Girdim, inceledim ve çok beğendim. Sevgili genç arkadaşlara seslenmek istiyorum, şiirlerinizi, öykülerinizi ya da değişik düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz. Yapacağınız tek şey htt;//madenlikütüphanewordpres.com/2018/03/10/yayin adresine girmek.

Sevgili kardeşimin dergisinde bendenizde İskenderun konulu yazılarımla katkı sağlamaya çalışacağım. Ve sevgili okuyucularım şimdilik sağlıkla, sevgiyle kalalım hep birlikte ayrımsız gayrımsız. Yase

Günün Şiiri

Unutamadığım

Açardın,
Yalnızlığımda
Mavi ve yeşil,
Açardın.
Tavşan kanı, kınalı – berrak.
Yenerdim acıları, kahpelikleri…

Gitmek,
Gözlerinde gitmek sürgüne.
Yatmak,
Gözlerinde yatmak zindanı
Gözlerin hani?

‘To be or not to be’ değil.
‘Cogito ergo sum’ hiç değil…
Asıl iş, anlamak kaçınılmaz’ı,
Durdurulmaz çığı
Sonsuz akımı.

İçmek,
Gözlerinde içmek ayışığını.
Varmak,
Gözlerinde varmak can tılsımına.
Gözlerin hani?

Canımın gizlisinde bir can idin ki
Kan değil sevdamız akardı geceye,
Sıktıkça cellad,
Kemendi…

Duymak,
Gözlerinde duymak üç – ağaçları
Susmak,
Gözlerinde susmak,
Ustura gibi…
Gözlerin hani?

Ahmed Arif

Anadolu

Beşikler vermişim Nuh’a
Salıncaklar, hamaklar,
Havva Ana’n dünkü çocuk sayılır,
Anadoluyum ben,
Tanıyor musun?

Utanırım,
Utanırım fıkaralıktan,
Ele, güne karşı çıplak…
Üşür fidelerim,
Harmanım kesat.
Kardeşliğin, çalışmanın,
Beraberliğin,
Atom güllerinin katmer açtığı,
Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,
Kalmışım bir başıma,
Bir başıma ve uzak.
Biliyor musun?

Binlerce yıl sağılmışım,
Korkunç atlılarıyla parçalamışlar
Nazlı,
Ahmed Arif

Ben Sen O

O, yalnız ağaran tanyerini görüyor

ben, geceyi de

Sen, yalnız geceyi görüyorsun,

ben ağaran tanyerinizde.

Nazım HİKMET

Günün Fıkrası

İlkel bir kabile devletinde, milli eğitimi ele geçiren mum yüzlü bir bakan buyurmuş: “-Üzerinde resmim olan pul bastırdım, bakanlığın bütün mektuplarında bu pullar kullanılacak.”

Bir süre sonra görülmüş ki, pullar zarfa bir türlü yapışmıyor. Bakan küplere binmiş ve yetkiliyi çağırıp sormuş; “Üstünde resmim olan pullar yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi?”

“Sürdük efendim” demiş yetkili ve eklemiş; “Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun ön yüzüne tükürmesi…”

Günün Sözü

Kelimelerin gücünü anlamadan insanların gücünü anlayamazsınız.

Konfüçyüs

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here